Nevzat Kaya

Gizli putlar

Nevzat Kaya

Gaye her zaman Allah'ın rızasını kazanmak olmalıdır. O'nun rızasını kazanabilmişsek görünürde yenilmiş olsak da gerçekte galip sayılırız. 

Kriterimiz asla başarıya ulaşmak, mutlaka sonuç elde etmek ya da zafer kazanmak değildir. 

Belki bir ömür boyu gayret ve mücadele yaparız ama dönüp baktığımızda gerçekte bir arpa boyu yol bile almış olmayabiliriz. 

Burada ilahi kudretin nazar edeceği yer, yaptığımız mücadelenin ve gayretin yeteri kadar olup olmadığı ile bu mücadele ve gayreti nasıl bir samimiyetle ve adanmışlıkla yapmış olduğumuzdur. 

Yoksa sonucun ne olduğu veya ne olacağıyla ilgili bizim bir sorumluluğumuz yoktur. Hüküm Allah'ındır ve sonuçların sahibi de ancak O'dur. 

Bu yüzden iyi bir kul olabilmenin hakkını vermek, gayret ve mücadelemizin önceliklerini sıralamak, yapılması gereken yükümlülüklerimizin bilinciyle hareket etmemiz gerekiyor. 

Günümüzde insanın bağlanmak zorunda bırakıldığı putların sayısı cahiliye dönemi olarak bahsettiğimiz İslam öncesi devirlerdeki putlardan daha fazladır. 

Taşa, ağaca, böceğe tapan bir putpereste, taptığı varlığın kendisine fayda ya da zarar getirmeyeceğine inandırmak daha kolaydır. 

Çünkü bu somut bir durumdur ki, elle tutulur gözle görülür delillerle bu fayda veya zarara olan inancın basitliği ve fasitliği çok rahat bir şekilde ortaya konulabilir. 

Fakat günümüzün putları o kadar çoktur ki, bunların birer put olduğunu çoğu zaman idrak etmeden, müşrikçe bir hayatın sahibi olarak farkında olmadan ömrümüzü tamamlayabiliriz. 


Çünkü insan nefsinin derinliklerinde yer edinen öyle putlar vardır ki, insanı o putlara inanmaktan alıkoymak nefse gerçekten güç gelir. 

Buradaki temel ölçü hayatımızı neye göre düzenlediğimiz, neyi referans aldığımız ve neye göre yaşadığımızla ilgilidir. 

Bu yüzden bugün karşı karşıya kaldığımız anlam ve kavramların bir çoğunun putlaşan bir yönü olduğu gibi, tam tersi aynı şeyi putlaştırmadan belli bir diyaliktik içinde, insanlığın faydasına olan yönünün de var olabileceği gibi bir gerçeklik vardır. 

Somutlaştırırsak, bugün "konfor" insanlık için bir puttur. Oysaki her insan konfora ihtiyaç duyar. Nihayetinde insan rahatsızlık içinde hayatını idame edemez ve buna gerek de yoktur. Bu manada herhangi bir sıkıntı yoktur. Fakat konfor dediğimiz haz, hayatımızın yegane amacı ve anlamı oluyorsa, bütün gayemizi konforlu ve şatafatlı bir hayata adarsak, sadece konfor için yaşar ve hayatımızın merkezine konforu yerleştirirsek, bu manadaki bir konfor orada bir puta dönüşür. 

Yine "seksüelizim" bugün bir puttur. İnsan yaratılışı gereği cinsler arasında cinsel bir ilişkiye ihtiyaç duyar ve olması gerekende aslında budur. Fakat bunun doğal ve meşru bir dairede cereyan etmesi gerekir. Aksi halde bunun dışındaki bir anlayış hayatın merkezine konulur ve bu insan için bir gayeye dönüşürse, o şey o andan itibaren insan için bir puttur artık. Seks, put haline getirilince fuhşu meşrulaştırmak ve yaygınlaştırmak artık kolaylaşır. İnsan bunun için yaşamak ister ve hayatını o puta ulaşmaya adar. Her neye adamışsa insan kendini, işte o apaçık bir puttur. 

Bugün "iktisadi refah" artık putlaştırılmıştır. Günümüzde hayatın en önemli gayesine dönüşen bu anlayış, bunu elde etmek için insanların tüm zamanlarını ipotek altına almıştır. Sırf bu putu ayakta tutmak için nufüs planlamaları yapılmakta, aile planlaması adı altında çocuk ölümleri meşrulaştırılmakta, haram helal demeden iktisadi kurallar ortaya konmakta ve bu amaç uğruna sosyal hayat şekillendirilmektedir. Halbuki bunu putlaştırmadan da meşru bir anlayış içerisinde iktisadi refahımızı gerçekleştirebilir, bunu hayatın amaç ve gayesi haline getirmek yerine, hayatımızdaki araçlardan bir araç olarak tanımlayabilseydik sorun kalmayacaktı. 

Bunun gibi moda, bilim, para, kadın, dijitalizm, tüketim kültürü, futbol, sanal dünya ve daha nice nice günümüzle ilgili kavramları, bizim anlamlandırdığımız ve kurguladığımız şekliyle bir put olabileceği gibi, tam tersi yine vereceğimiz anlam ve kurgularla da insana fayda sağlayan ve hakikat yolculuğumuza katkı sunan, buna vesile olan bir araca da dönüşebilir. Buradaki ölçü, araç ile amaç arasındaki ince çizgidedir. Bu çizginin sınırlarını bilmek bilinçli insanların işidir. Maalesef insanların çoğu ise bunun farkında değiller.

Yazarın Diğer Yazıları