Nesibe Aldemir

Öze Değmeyen Sözler Yığını

Nesibe Aldemir

Sözde unvanı profesör olan fakat zihni kalıplardan çıkamamış bir psikolog ne kadar empati yapar tartışılır. Zihinlerini saran koyu ve kalın örtülerden midir bilinmez basireti bağlanmış, kendini bilmezler "Başörtülüden psikolog olmaz" yargısına varmış. 

Yazık gerçekten çok yazık. İnsan soramadan geçemiyor nasıl bir geri kalmış zihniyet ki psikolog olacak insanlarda olması gereken özellikleri, alması gereken eğitimleri sıralayacağına başındaki örtüyü dert ediniyor. Buna ırkçılık, aymazlık, ayrımcılık denmez de ne denir? 

Başımızdaki örtü içinizde nasıl bir kini büyütüyor bizlere karşı? Ödenen bedeller yetmedi mi? Eğitim hayatı elinden alınan binlerce insanın vebali kimin boynunda? Bu kadar alerji duyduğunuz örtüyü beyninize ve kalbinize örterek kendinizi neden karanlığa mahkûm ediyorsunuz? Şu şu mesleği başörtülü yapar bu bu mesleği yapamaz demeyi kendinizde hak bulurken taşıdığınız unvanların hakkını verdiğinizi düşünüyor musunuz? 

Okumak ilim ve bilgi sahibi olmak kişiyi bilgeliğe değil de cehalete sürüklüyorsa ne anlamı var çerçevelere sıkışmış kâğıt parçasındaki diplomaların? Kendini bilmeyen, s/özünü bilmeyen insanı hangi mertebe yüceltir ki? Kabuk bağlayan yaralarımızı kaldırma cüreti gösteren sözde psikologlar mı bizim şifaya erişmemize vesile olacak? Demek ki psikolog seçerken başındaki örtüye değil zihnindeki örtüye dikkat etmek gerek.

Bizi geriye atan bu gereksiz sözleri ve tartışmaları bir kenara bırakalım dostlar. Başımızdaki örtüyle uğraşan zihniyetleri de olduğu yere. Bizleri kategorilere, sınıflara ve ayrışmalara tabi tutanlara karşı karnımız oldukça doydu. Kim içinde nasıl bir kin ve düşmanlık besliyor bilemeyiz. Fakat bazen dillerinin bağı çözülüyor ve oradan dökülen zehirler içimize sızıyor. 

Kimse kusura bakmasın bu zehirler karşısında sesimizi ve sözümüzü yükseltmeden edemeyeceğiz. Eğitim hakkı elinden alınan başörtüsü mağduru binlerce genç kızımız neler yaşadı soran yok. Kamuda görev yapan başörtülü kadınımıza yaşatılanlar sineye çekiliyor. Bunca haksızlık ve adaletsizliğe göz yuman gözlerin körlüğü tartışmasız derecede ileri seviyededir. Sözde çağdaşlık, aydınlık ve gelişmişliğin destanını yazan “karanlık kesim” bu kadar geri ve çağ dışı bir zihinle gençlerimize ne denli faydalı olup ufuklarını açacaklar bilinmez. 
 
Bunca bilinmezlerimizin içinde bilenen gerçeğimiz şu ki gerçekten dert edineceğimiz sorunlarımızı halı altına süpürüyoruz. Bu nedenle tam anlamıyla gelişmeye ve insanlığımızın kalitesini arttırmaya odaklanamıyoruz.

Başımızdaki örtüyü dert edeceğinize inançtan ve değerlerden kopuk yetişen gençliği, TV'lerde çöp yığınları misali kokular yayan programların başında vakit geçiren kitlenin sarsılan psikolojisini, internet ve sosyal medyada uyutularak kimliğini ve benliği elinden alınan insanımızı, bizi yavaş yavaş yaşayan ölülere çeviren kapitalizmin derin sularındaki tehlikeyi dert edelim. Öze değmeyen sözler yığını kimin ağzından çıkarsa çıksın insana ve insanlığa hiçbir fayda sağlamaz. 
 
Velhasıl başörtülü başında taşıdığı ayetin değerini bilerek yaşamayı şiar edinmeli "geriden" gelen sesleri de hesaba almadan yoluna bakmalıdır. Sonrası mı? İster psikolog olsun ister öğretmen isterse de hâkim. Fakat daha da mühim olanı taşıdığı unvanlara ve diplomalara sıkışmış bir zihniyetten evlâ insan gibi insan olsun vesselam.

Yorumlar 1
Yeliz 18 Ağustos 2022 19:34

Kalemine yüreğine sağlık Sevgili Nesibe Aldemir

Yazarın Diğer Yazıları