Mehmet Zeki Dinçarslan

Çalışmaları hızlandırdık

Mehmet Zeki Dinçarslan

Basmakalıp ifadelerden bahsetmiştim size. İstişarelerde bulunduk, ayağa kaldıracağız, hizmetler hız kesmiyor... Bu geçiştirme cümlelerinin her biri ile alakalı bir tane yazı yazsam yeridir. Kitlenin ne verirsen aldığı bir zamanda ve mekânda yaşıyoruz. Hiç kimse de durup da "neyi istişare ettiniz?", "ayağa kalkan nedir?", "hız kesmeme nasıl oluyor?" diye sormuyor. Soran olmayınca da söyleyen söylemeye devam ediyor. Hizmete devam. 

Bir otomobil sürücüsünün aracını hızlandırmasını düşünün. Saatte 40 km/saat hızla gidiyor olsun. Aracını hızlandırdığı zaman 50'ye çıkar, bir daha hızlandırsa 60'a çıkar. Çıkabileceği en yüksek hız bellidir. Birer birer de çıksa onar onar da çıksa bir yerde limit hıza ulaşır. Bizim kurumlarımızın hızlandırmasının bir limiti de yok. Bir buçuk senedir çalışmaları hızlandırıyorlar. Canına yandığımın çalışmalarının bu kadar hızı kaldıracak takati kalmadı artık. Bu kadar hızlı çalışmayın diyesi geliyor insanın. Canınıza yazık. 

İşin gerçeği, her çalışmaları hızlandırdık demecinde otomobilin hızlanması örneğindeki gibi gerçekten çalışmalar hızlansaydı bugüne kadar dört tane Malatya inşa edilmiş olurdu. Gerçekte hızlanan bir şey yok. Hızlanmasına gerek de yok zaten. Kimsenin "hızlanan ne, neye göre hızlandı, hızlanma ölçütü nedir" diye sormadığı bir ortamda bol bol basmakalıp ifadeler kullanın olsun bitsin. Hizmetler hız kesmesin, istişareler devam etsin, bürokratlar evcilik oynar gibi sürekli birbirlerini ziyaret etsin, bu devran böyle gelmiş, böyle sürmeye devam etsin. 

Kimsenin hakkını yemek istemem. Gerçekten de bir çalışma var fakat hızını-hızlanmasını bilmediğimiz gibi içinden civciv mi çıkacak kuş mu çıkacak onu da bilmiyoruz. Vakıa, soranın, sorgulayanın olmadığı bir memlekette bilgi vermenin bir anlamı da yok. Kendisine verilene razı birer dilenci gibiyiz hepimiz. Önümüze ne gelse "yarabbi şükür" deyip kabul edeceğiz. Birileri kendi aralarında istişare etsin, layık bulsun, reva görsün, demeç versin bizler de sonucuna katlanalım. Olmuş olan, olacak olan bu. 

Çalışmaları hızlandırdık, hizmetler hız kesmiyor, istişarelerde bulunduk, ayağa kaldıracağız... Arka arkaya dizsen uzaya çıkacak bu cümleler. İşin gerçeğini isterseniz hızlanan bir şey yok. Çalışmalar var fakat kimse çıkıp da kaplumbağa hızında ilerliyor işler demiyor. Bekleyen yıkımlar var, bekleyen yapımlar var, ruhsat bekleyenler var, izin bekleyenler var. Hız kelimesi ile ilişkilendirilebilecek bir şey yok. Tanpınar'ın dediği gibi: "Şark oturup beklemenin yeridir". Biz de şarkta olduğumuz gerçeğini benimseyip, hız masallarına aldanmayıp oturup bekleyeceğiz.  

Yorumlar 1
Maho 10 Haziran 2024 14:53

Abi çok güzel bir köşe emeğine sağlık köşelerini büyük bir beğeniyle takip ediyoruz.

Yazarın Diğer Yazıları