Nevzat Kaya

Çeçenistan şehidimiz Aydın Kaya..

Nevzat Kaya

04-11-2004 tarihinde şehit olan Aydın Kaya'ya, şehadete irtihalinin 17. seneyi devriyesinde Allah'tan rahmet ve mağfiret dilerim. 

O, şehadete aşık, "şehitler inkılabın müjdecisidir" diyen gerçek bir muvahhiddi. En yakın dostum, kardeşim, amcaoğlum, sırdaşım, hocamdı. Bana İslam'ı ilk anlatan, Kur'an'la ilk tanıştıran oydu.

Bir gün dahi olsa kızdığını, kalp kırdığına şahit olmadım. Sabırlı, İslam davasına aşık bir davetçiydi. Hiçbir zaman boş bir işle meşgul olduğunu görmedim. Yanıma her geldiğinde Kur'an okur, İslam davasını anlatır da anlatırdı.

Tam bir kitap kurduydu. Okuduğu kitapları görünce hayrete kapılırdım. Bir keresinde yanına gittiğimde önünde tam sekiz değişik tefsir açmış, elinde bir defter ve kalem not tutardı. Yıllardır böyle tefsir okuduğunu öğrenince hayran kalmıştım. İngilizce ve Arapçayı bayağı ilerletmişti. Tağutu reddeden, "la"nın ne manaya geldiğini özümsemiş, hareket ve aksiyon dolu bir hayatı vardı.

Ona "evlenmeyi düşünür müsün" diye sorardım. Bana "beni cihada gönderecek birini bulursan söyle evleneyim" derdi. 

Bana verdiği ilk kitap "Baş Eğmek İçin Baş Kaldırıyorum" kitabıydı. Sanırım yayınevisi olmayan bir kitaptı. Piyasada satılanlardan değildi. İşte bu kitap benim düşünce devrimimin fitilini ateşlemişti. 

2002 dolaylarında Afgan cihadına katılmak için bir kaç arkadaşıyla İran üzerinden Afganistan sınırına kadar gitti. Fakat sınır hattı yoğun Şii güçlerinin ve diğer tarafında Amerikan ordusunun kontrolünde olduğu için geçiş yapamadılar. İran istihbaratı farkedip bunları gözaltına alıyor. Bir haftalık sorgulamadan sonra serbest bırakılıp Türkiye'ye geri dönmek zorunda kaldı. 

2004 yılına kadar Topsöğüt'te davet çalışmaları yaptı. Oturduğu her yerde İslam'ı anlatır, hakkı söylemekten çekinmezdi. 28 Şubat sürecinin ağır işletildiği o dönemlerde sohbet ortamları neredeyse kalmamıştı. O, arkadaşlarının ve gençlerin ayağına gider davetini ve tebliğini bıkmadan usanmadan yapardı.

Gece namazını asla ihmal etmezdi. İnanın insanın dizleri titreyene kadar kıyamda durur, alnı şişene kadar secdede kalırdı. Cep Kur'an'ı sürekli cebinde, kiminle bir mesele konuşsa anında kitabı açar ve "Rabbimiz böyle diyor" derdi. 

Kur'an'dan ve İslam'dan habersiz cahiller ondan nefret ederlerdi. Onların bu nefreti onun davet çalışmasına karşı bir boykota dönüşmüştü. Her yerde kötüleniyor ve sapıklıkla suçlanırdı. O ise bize, "gam yok, Allah bunu bize vaadetti" deyip sabırlı ve kararlı bir duruşla anlatmaya devam ederdi. 

Vallahi, billahi, tallahi!!! 

Hayat onun için sadece "iman ve cihattı".

Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Fizik Öğretmenliği mezunu olduğu halde, güzel ve kariyer dolu bir hayatı reddedip cihadı tercih etti. Bana, hayatımın tek arzusu "dağlarda mücahitlerle beraber cihad edip ve şehit olarak ölmek istediğini" söylerdi. Allah onun bu arzusunu ve niyazını kabul edip ona şehadeti nasip etti.

En nihayet 2004 yazında gittiği Çeçenistan'da 04-11-2004'te Grozni yakınlarında daha 24 yaşındayken şehadet şerbetini içti. Şehadeti mübarek olsun.
 

Yorumlar 1
Hikmet ekici 05 Kasım 2021 17:15

RABBİM Şahadetini kabul etsin inşallah iyi bir abimizdi annesi babası cok yolunu bekledi gelirmi diye ne mutlu o anne babayaki öyle bir evlat yetişdiler

Yazarın Diğer Yazıları