Mehmet Zeki Dinçarslan

Karbon Ayak İzi - Dijital Pranga

Mehmet Zeki Dinçarslan

Küresel ısınmanın en büyük sebebi doğaya salınan karbon atomlarıdır. İnsanoğlunun aşırı miktarda tükettiği karbon temelli yakacaklar atmosferdeki karbon miktarını olması gereken seviyelerin çok üzerine taşıdığı için dünya uzun bir süredir küresel ısınmayı konuşuyor. Bu konu, küresel ısınmaya sebep olan başat aktörlerin gündemine başından beri girmemişti. Başta Amerika ve Çin olmak üzere, büyük miktarda üretim yapan şirketlerin bulundukları ülkeler küresel ısınmaya dikkat çekmek isteyen çevre gönüllülerinin inadına yaparmış gibi karbon salınımını sürekli artırdılar. Bugün, istatistiklere bakarsak yine Amerika ve Çin'in başı çekiyor olduklarını görürsünüz. Fakat aynı büyük üreticiler son yıllarda farklı bir şeyi keşfettiler: İnsanların harcama davranışlarını mükemmel doğrulukta tespit edip ona göre üretim yapmak ya da harcama davranışlarını yönlendirebilmek. 

Büyük üreticiler, büyük sermaye sahipleri, büyük küçük tüm ülkelerin gerçek idarecileri ve belki sahipleri. İnsanların etrafındaki çemberi her geçen gün daraltarak yakında tüm dünyayı büyük bir çiftlik, tüm insanlığı da çiftlik hayvanlarına çevirecekler. Herkesin ellerine verdikleri telefonlarla, dijital harcama ve yaşama platformları ile herkesi takip ediyor, harcama davranışlarına göre sınıflandırıyorlar. Muazzam bir veri toplama mekanizması her gün milyarlarca insanın tüm davranışlarını takip ediyor ve topladıkları verileri sayısallaştırıyor. Cebinizdeki telefonlar kalp atışlarınızı dahi takip etmeye başladı. Bize, çok büyük teknolojik gelişme gibi gelen ve hayatlarımızı çok kolaylaştırdığı yanılsamasına sebep olan bu gelişmeler, boynumuzdaki zincirin her geçen gün kısalmasından başka fayda sağlamıyor. Bütün insanlar takip altında. Bütün insanlar sayısallaşmış durumda. Harcama alışkanlıkları sürekli takip ediliyor ve yönlendiriliyor. İnsanın, üreticiler açısından, sürekli tüketmesinden daha önemli hiç bir şey yok. Dünyanın küresel ısınma yüzünden uzak olmayan bir gelecekte yaşanılabilir olmayacağı gerçeği dâhil olmak üzere. 

Karbon ayak izi kavramı bir iki senedir hayatımıza girdi ve bireylerin doğaya ne kadar karbon saldıklarının ölçülmesi ve azaltılması fikrine dayanıyor. Tüketimimizi gözlemleyerek ne kadar karbon salınımı yaptığımızı hesaplayacaklarmış. Bunun için harcama davranışlarımız daha fazla mercek altına alınacak, belki de evlerimize sensör koyacaklar. Üreticilerin yaydığı muazzam miktarlardaki karbonun hesabını yapan yok tabi ki. Bu kavramı ortaya atanlar zaten üreticiler olduğu için kendilerinin yuttukları salkımlardan bahsetmiyorlar. Dünyayı ve çevre felaketlerini umursamadan yaptıkları üretimin daha fazla insana ulaşması için istatistikî verileri kullanıyorlar ve karbon ayak izi kavramını da bu verilerin daha net toplanabilmesi için kullanacaklar. Başka bir anlamı yok bu hareketin. 

Dünya artık iyiden iyiye tiyatroya dönüştü. Büyük üreticiler ve tüketiciler arasında oynanan bu tiyatroda bir tarafa muazzam miktarlarda bilgi akarken bir taraf her geçen gün daha da cahilleşiyor, daha da aptallaşıyor. Aptallıkta sınır tanımayan kitle kendisine söylenen yalanları sorgulama basiretinden yoksun olduğu için koyun gibi istenen tarafa doğru hareket ediyor. Et yemenin doğaya zararlı olduğu gibi bir yalan bazı geri zekâlıları yapay et ve hatta böcek yemeye kadar taşımış durumda. Karbon ayak izi de güdülmekte olan insanlığın balıklama atladığı yalanlardan sadece birisi. 

Yazarın Diğer Yazıları