Abdullah Ergün

Hız kesmeden devam ediyorlar

Abdullah Ergün

Şampiyonlar liginde ilk hafta maçları geride kaldı. Avrupa'nın önde gelen kupa şöleninde ülkemizi temsil eden Başakşehir, Almanya temsilcisi Leipzig karşısında iki farklı mağlubiyetle grup maçlarına başladı.

Günler öncesinden beri konuşulan ve şampiyonanın en zor grubu diye adlandırılan H Grubu'nda yer alan takımlar arasında en zayıf halka olarak gösterilen Başakşehir şampiyonlar ligi tecrübesizliğin kurbanı oldu. Kısa aralıklarla kalesinde gördüğü gollerden sonra oyunda biraz dengeyi kurar gibi olan Başakşehir için bu maç şampiyonlar liginde maçların nasıl oynandığını gösteren maç olmasından dolayı büyük önem taşıyordu.

Şampiyonlar Ligi'nde oynanan ilk hafta maçalar sonrasında ortaya çıkan tabloda büyük bir değişimin yaşandığı görülüyor.

 Şampiyonlar ligi kupasını hiç puan kaybetmeden müzesine götüren Bayern Münih, Avrupa'nın en iyi savunma yapman takımı olan Atletico Madrid karşında dört farklı galip gelmesi ilk haftanın en büyük sürprizi oldu.

Tamam, herkes Bayern Münih'i favori gösteriyordu. Fakat Simone'nin göreve gelmesinden sonra hiç taviz vermeden 4-4-2 sistemini dünyada en iyi uygulayan, takım savunmansı noktasında adından söz ettiren Atletico Madrid'in Bayern karşısında farklı mağlubiyet alması en başta Simone'yi şaşkına çevirdi.

Bayern Münih için şu anda "Dünyanın en formda takımı" söylemleri bir kez daha gerçek oldu.

Sistem ve kurumsal kimliğini zaferle taçlandıran Alman temsilcisinin bu senede kupalara ambargo koyacağı görülüyor.

Futbolda Alman Devrimi " adlandırılması yapılan Bayern Münih, şu anki kurumsal kimliğinin yanı sıra maddi anlamda en iyiler arasında ilk sırada yer alması sürpriz değil.

Futbolda kadro istikrarının ne kadar önemli olduğunu, transfer sezonlarında hovardaca para harcayan kulüplere gösterme konusunda artık uzmanlaştılar.

Roben ve Ribery gibi iki hızlı kenar hücum oyuncusundan yıllarca faydalanan Bavyera takımı iki futbolcuya futbol yaşamlarının en istikrarlı yıllarını yaşatmıştı.

Şu anda kadroda buluna genç futbolcuların kendileri takımdan ayrılmadığı sürece uzun yıllar Alman takımında görev yapacakları da biliniyor.

Kulübün mali tablo sayfasında " borç" kelimesi yazmayan buna karşın gelir kaynakları sıralamasında iki sayfayı geçen madde başlıklarıyla Bayern Münih mali acıdan çok daha iyi yerlere gelecektir.

Arap ülkelerinde en çok sevilen futbol takımı olan Bayern, pazarlama noktasında bu ülkelere yaptığı ziyaretler ve turnuvalarla pazarı daha da genişletiyor.

Şampiyonlar Ligi'nde kupanın en iyi savunma yapan takımı karşısında farklı bir galibiyet elde eden Bayern Münih, 1970'li yıllarda kulüpte forma giyen futbolcuların kulüpte aldıkları görevler sonrasında futbolda her zaman var olan gider tablosunun kendileri için sorun olamayacağını gösterdiler.

Bu sezon sıra kulübün efsane ismi Kaleci Oliver Kahn'a geldi. Beckanbauer'le başlayan, Uli Hoenes, Rummenigge ile devam eden nöbetleşme de sıra efsane keleciye geldi.

Bunların ışığında bizim kulüplerde benzer şeylerin yaşanma şansı yok gibi...

İş insanlarını kulübün başına getirerek rahat nefes alacaklarını düşünen kulüpler en kısa zamanda kulübün mali tablosunun geriye vurması karşısında şaşkınlık yaşamaları gayet normal..

Bayern Mühin'in yaptıklarıyla bizim yapamadıklarımız arasındaki farkı futbolun en başındakiler bile anlamak istemiyorlar.

Yazarın Diğer Yazıları