Vahdettin Yiğitcan

'Bu Rektörü Tanıyor muyuz?' Yazısının Perde Arkası

Vahdettin Yiğitcan

Geçtiğimiz hafta "Bu Rektörü Tanıyor muyuz?" başlıklı bir yazı yazmıştım.

Yazımız hayli ilgi çekti. Ancak kimden geldiğini tahmin etmekte zorlanmadığım itirazlar da aldım.

Gazetecilik refleksi açısından pek merak edilmiş!... Dilerim ikna olacakları bir yazı çıkarırım...

Bahsettiğim yazımın esin kaynağı, Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Aysun Bay Karabulut'un kendine mahsus resmi internet sitesinin "Etkinlkler" konulu sayfasında yer alan "Bu Rektörü Tanıyor musunuz!.." başlıklı yazıydı. 

Yazıyı Osman Diyadin isminde bir yazar kaleme almıştı. Muhatabım da haliyle Osman Diyadin'den başkası olamazdı... 

Yazıda rektör hanım tanıtılıyordu.  

Öylesine bir tanıtım ki sormayın, Rektör hanımla Ankara'da tanışılmış ve konuşulmuş. Bütün bilgi kaynağı o konuşma.

Bu konuşmadan, bilimsel başarılarla dolu ve vatan millet uğruna bir kahramanlık destanı çıkarmıştı Osman Diyadin...

O yazıda Rektör Aysun Bay Karabulut'un tüm yönleriyle, milli ve manevi değerlere bağlılığı, Cumhurbaşkanının yolundan gidişi, FETÖ ile mücadelesi, bilimsel çalışmaları, 15 Temmuz gecesi sokaklara inmesine varıncaya kadar tüm meziyetleri sıralanarak sayısız iltifat sıfatlarıyla tanıtılmıştı...

Malatya, Türkiye gurur duymalıydı Aysun Bay Karabulut'la...Amerika, Rusya, İngiltere, Japonya, Çin ve bütün dünyanın tanıdığı Malatyalı bir bilim insanını ben tanımıyordum!... Gafletimi ve içine düştüğüm utancı görüyor musunuz?

Kendi kendime hayıflandım, elin Osman Diyadin'i tanır da ben bir Malatyalı olarak nasıl tanımam diye kendimi bir güzel sigaya çektim.

Derhal Osman Diyadin'e 8 Kasım Pazar günü cevaplanmasını heyecanla beklediğim bir mektup yazdım. 

Osman Diyadin'e Yazdığım İşte O Mektup: 

Sayın Osman Diyadin,

Öncelikle sizi samimiyetle selamlarım...

Kaleme aldığınız, "Bu rektörü tanıyor musunuz!..." başlıklı yazınızı tevafuken, Turgut Özal Üniversitesi Rektörü sayın Aysun Bay Karabulut'un kendi internet sitesinde okudum.

Müthiş bir övgüyle söz ettiğiniz, mezkur yazınızda tanıma imkanı bulduğumuz başarılı bilim insanı sayın rektörümüz Aysun Bay Karabulut'u tebrik ederim.

Ayrıca bir kuyumcu titizliğiyle en ince ayrıntısına kadar rektörümüzün müktesebatını aktardığınız için sizi de kutluyorum. 

Size birkaç sorum olacak cevaplarsanız çok memnun olurum...

Sayın rektörle Ankara'da tanıştığınızı söylüyorsunuz, tanışmanıza kim veya kimler vesile oldu?

Sayın rektörün çalışma arkadaşlarından bahsediyorsunuz, onlar kimlerdi?

Değerli dostum diye takdim ettiğiniz hukukçu Kaan Şahinalp mi sayın rektörle tanışmanıza vesile oldu?

Tanışma esnasında birlikte olduğunuzu ifade ettiğiniz Kaan Şahinalp'in yanınızda bulunmasının sebebi neydi?

Kaan Şahinalp için her iki tarafın da ortak dostu diyebilir miyiz?

Kısa sayılmayacak yazınızda sayın rektör hakkındaki yüzlerce bilgiyi anlatım sonucu hafızanızdan mı yazdınız yoksa yazılı bir metinden mi yararlandınız?

Cevabınızı sabırsızlıkla bekliyorum. 

Selam ve saygılarımla...

Vahdettin YİĞİTCAN

Bu mektubuma sayın Diyadin ne yazık ki cevap vermedi!..

Yazdığım "Bu Rektörü Tanıyor muyuz?" yazısına binaen 12 Kasım Perşembe günü Osman Diyadin'den bir mektup aldım...

Yazıma Karşılık Diyadin'den Aldığım Mektup:

Vahdettin Bey…

İyi günler dilerim…

Yazınızı okudum…

Mutlaka sizler Malatya’da görev yapan meslektaşlarımız olarak bildikleriniz ve yaşadıklarınız vardır...

Fakat bana kimse zorla veya rica minnet ile yazı yazdıramaz...

Aysun hocayı Yavuz Donat Beyin yazısını okuduktan sonra tanıdım..

Ankara’da Kaan Bey ile birlikte iken sohbet ettik…

Yaptığı çalışmalar ilgimi çekti...

Kaleme aldım…

Kaan Bey dostumuz..

Sanırım üniversitenin mütevelli heyetinde veya bir başka yerinde yönetici danışman…

Onu bilemem...

Yazıda olmayan bir şey, eksiklik veya fazlalık varsa söyleyebilirsiniz…

Gerekirse de meslektaşımız olarak sizlerin de düşüncelerinizi değerli görerek kaleme alırım…

Ondan şüpheniz olmasın…

Selamlar...

Sevgiler…

İyi Çalışmalar..

Sağlıkla kalın…

Osman DİYADİN

Sayın yazar Osman Diyadin medeni yaklaşımla bir meslektaş hassasiyeti göstererek bizim farklı bilgilerimiz varsa onları da değerlendirebileceğini belirtiyordu... Ben hiç bir zaman dedikoduları dikkate almadım ve almam. Somut bilgilerden hareket ederim. 

Osman Diyadin'e 12 Kasım Perşembe günü yazdığım son bir mektupla konu etrafındaki düşüncelerimi aktardım. 

Diyadin'in Mektubuna Cevaben Yazdığım Mektup:

Selamlar Osman Bey,

Benim, Aysun Bay Karabulut'u işaret eden "Bu Rektörü Tanıyor muyuz?" başlıklı yazım, tamamen sizin, "Bu rektörü tanıyor musunuz!..." başlıklı yazınız eksene alınarak, sizin cümlelerinizin aktarımından ibarettir. 

İş o, benim imzamla çıkan yazının sadece "Aysun Bay Karabulut'a Sorular" kısmı bana aittir.

Mezkur yazınızda insanı rahatsız edecek ölçüde dikkatimi çeken şey, mübalağa sanatını her cümlenizde kullanmış olmanızdır...

Takdir edersiniz ki, abartılı ve ardarda kullanılan övgü cümleleri daima kuşku uyandırır. 

Tanıttığınız şahsiyet eskilerin tabiriyle "Çarıklı erkân"dan biri değil, koskoca bir üniversitenin Prof. Dr. Rektörü...

Övgüye ihtiyaç duymayacak saygın ve seçkin bir mertebe ve ilmi ağırlığı olan bir makam...

İlaveten, tanıtılmaya da ihtiyacı yok o makamın ve şahsiyetin. Tanıtılmak ve tanınmak isteniyorsa bir kekrelik var demektir....

Yazıma ilişkin cevabi yazınızdan anladığım kadarıyla dostunuz Kaan beye olan muhabbetiniz dolayısıyla hayli coşmuşsunuz o yazınızda...  

Rektör, Aysun Bay Karabulut hakkında kaleme aldığınız yazınızın ilham kaynağı olarak da Yavuz Donat'ın yazısını gösteriyorsunuz..

Siz bunca yılın bir gazetecisi olarak nasıl diyebilirsiniz bir yazıyla tanıdım ve yazdım... Aklın kabul edebileceği bir şey mi? 

Bir başkasının yazısı size nasıl kanıt teşkil eder?

Hem, Yavuz Donat nereden biliyor Aysun Bay Karabulut'un Amerika, Rusya, İngiltere, Japonya, Çin ve bütün dünyada tanındığını?

Benim sizden herhangi bir yazı talebim yoktur, olamaz da... Kendi kendinizi tekzip etmenizi de istemiyorum.

Üzerinde durduğum ve dikkat ettiğim tek şey hakkın halel görmemesi... Okuyucularımızın doğru bilgilendirilmesi...

Mezkur yazınızı iş kazası kabilinden aceleye gelmiş bir kalem sürçmesi olarak değerlendiriyorum...

İncelikli cevabınız için çok teşekkürler...

Bilmukabele selam ve sevgilerimle...

Vahdettin YİĞİTCAN

Yorumlar 3
Malatyalı 22 Kasım 2020 11:58

Ayarsız bir övgüden daha kötüsü kişinin bu ayarsız övgüyü kendi internet sitesinden yayınlaması. Enaniyette evereste ulaşmış sanki rektör kişisi.

KARTAL 18 Kasım 2020 14:05

Daha önce bu haberinizle ilgili gönderdiğim yazıyı hemen sildiler. Gayet kibar ve iyi üslupla yazılmış olmasına rağmen silinmiş olmasına üzüldüm. Her neyse ,konuyla ilgili sorgulayıcı yaklaşımınizdan ve araştırıp yazmanizdan dolayı tebrik ederim.

mustafa44 18 Kasım 2020 07:05

Vahdettin Bey siz de biraz kaçırmışsınız kantarın topuzunu. Velevki övgüde mübalağa var size burda ağır gelen durum ne? Ulusal basında yazan bir kalem tarafından Malatyalı bir Bilim İnsanına yapılan övgü mü? Sizin hazmedememe sebebiniz yoksa yetiştiğiniz toprağın batasıca huyu hasudilik mi?

Yazarın Diğer Yazıları