Vahdettin Yiğitcan

Artık Dikiş Tutmuyor!

Vahdettin Yiğitcan

Evdeki hesapla çarşıdaki hesap arasındaki fark, hayalle gerçek arasındaki farka benzer.

Evde farazi bir hesaplama yaparsın, çarşıda ise yalın gerçeklikle karşılaşır şaşırırsın...

Evde herşey sana toz pembe görünürken, çarşıda gördüklerinin kıpkırmızı olduğunu ancak çarşıya çıkınca farkedersin...

Onun içindir ki, evdeki hesap çarşıya uymaz demişler... 

Demişler de ne olmuş? Değişen hiçbirşey yok, koca koca adamlar, yönetimden sorumlu nice nice uca yetkililer evdeki hesabı çarşıya uydurmaya çalışıyorlar... 

Nafile, boşa nefes tüketmeyin beyler... Tarım Kredi Kooperatiflerindeki indirimler de izafi bir yanılsama taktiğinden başka birşey değil. 

Dün de gördük bu çırpınışlarınızı bugün de görüyoruz... 

Net tarihini hatırlamıyorum yıllar önceydi sanırım büyük büyük şehirlerde çadırlar kurup içinde domates, biber, patlıcan, pirinç, patates sattınız da ne oldu? Hiçbir şey... 

Piyasayı kontrol altına mı aldınız? Sessiz sedasız çadırları kaldırdınız... Millet zaten balık hafızalı, attığınız nutuklar yanınıza kâr kaldı...

Malatya halkının gözleri önünde tartışıldı ve yakından takip edildi, şekerde oynanan oyunun başrolünde kimlerin olduğu malum..Şimdi, dün kilosu 5 TL olan şekerin bugün kilosunu 27.5 TL'den alıyorsa halk, bu vurgun ve soygun tezgâhını kim izah edecek, söyler misiniz? 

Siyasetin çarkları ne yazık ki, şahsi hesapların tıkır tıkır işlediği bir manivela etrafında dönüyor!  Acı ki, çok acı...

Değerli, İstiklal Marşımızın şairi merhum Mehmet Akif Ersoy'un bir şiirinde yaptığı tespit adeta günümüzü anlatıyor:

"Kimse farkında değil, anlaşılan yaptığının / Kafalar tütsülü hülya ile gözler kızgın"

Ne Çıkmaz Şeymiş Şu "HAL YASASI"

İlk gençlik yıllarından bu yana yaklaşık 50 yıldır duyarım "Hal Yasası" lafını. Halka, sebze ve meyvenin yanı sıra temel gıda maddelerinde nefes aldıracak yasal adım bir türlü atılmıyor. Atılmıyor mu, atılamıyor mu bir türlü anlayabilmiş değilim!.

Çıkarılması düşünülen Hal Yasası'nda  hallere ilişkin yeni kurallar belirlenirken, ana hatlarıyla bakacak olursak; tedarik zincirinin kırılmaması için  tedbirler alınması amaçlanıyor. Bu yasaya göre doğrudan üretici kooperatiflerine hallerde yer verilecek. İlk aşamada hallerin kapasitesinin yüzde 30'unun üretici birlik ve kooperatiflerine yer ayrılması öngörülüyor. Bu oranın artabileceği değerlendiriliyor. Zincir marketlerin de artık doğrudan tarladan değil, hallerden mal alması sağlanacak. Hallerdeki üreticilerin ürünlerinin satışında bazı muafiyetler ve teşvikler getirilmesi de gündemde. 

Duy da, inanma derler ya bizim Hal Yasası tasarısı da niyet olarak güzel ancak hayata geçirilmesi bakımından çok talihsiz bir yasa... Hal Yasasını 50 yıldır  ne Ecevit'i, ne Demirel'i, ne Özal'ı, neTansu'su, ne Erbakan'ı, ne de Erdoğan'ı bir türlü çıkaramadı. Ne dersiniz, şimdi çıkar mı?Ne zaman başımız sıkışsa, piyasada bir karmaşa oluşsa düşmana göster geri çek kabilinden bir "Hal Yasası" lafı ortaya atılır kısa zaman sonra yeniden piyasaya sürülmek üzere mahzene kaldırılır... 

Umarım bu kez iş ciddiyete biner ve şu meşhur Hal Yasamız yürürlüğe girer...

Dayatma Siyasetinin Sonu Görünüyor Çok Yanlış Çok Doğruyu Götürdü!..

Yıllardır AK Partiyi Recep Tayyip Erdoğan tek başına omuzlandı ve bu günlere getirdi. AK Partinin fikri ve ikna mimarisinden söz ediyorum. 

Erdoğan'ın yanında yer alanlar ve peşine takılanlarsa biat anlayışından hareketle el pençe divan durdular.

Her siyasi partide olduğu gibi AK Partide de tek söz lider Erdoğan'daydı. 

Erdoğan tarafından listeye konulan herkes en liyakatli kişi olarak kendisini sorgulanamaz ehliyet sahibi gibi görmeye başladı. Liyakat zincirinin koptuğu yer de burası...

Siyasi partilerimiz düşünce özgürlüğünden, fikir serbestliğinden, hür iradeyle seçme ve seçilme hakkından ve demokrasinin erdemlerinden söz açıldığında tonlarca laf ederler de siyasi partilerin iç işleyişlerindeki lider sultasından tek kelime bahsetmezler. Oysa siyasi partilerde demokrasinin d'sinden söz edilemez. Siyasi partilerde tereddütsüz tek söz parti liderinindir.

AK Partide de durum aynıdır ve tek söz sayın Erdoğan'ındır.
Öyle inanıyorum ki, Malatya'da, Recep Tayyip Erdoğan'ın iki dudağının arasından çıkan listeleri artık milleti ikna etmeye yetmeyecek... 

Ahmed Arif'in dediği gibi "Hikmetinden sual olunmaz değil / "Mucip sebebin" bilirim / Ve "kafi delil" ortada"

Sözün hülasası, çok yanlış çok doğruyu da götürdü diyebiliriz...
Orhan Veli'de Kitabe-i Seng-i Mezar'da der ki: "Yazık oldu Süleyman Efendiye"

Yazarın Diğer Yazıları