Orhan Atak

Başka Türkiye Yok...

Orhan Atak

Ülkemiz bölgesel ve küresel birçok gelişmenin tam ortasında hatta tüm bu gelişmelerde istemese de rol alma durumunda. Önümüzdeki haftalarda başlayacak olan ABD’nin ikinci dalga ekonomik yaptırımları, Kaşıkcı olayından kaynaklanacak olan körfez bölgesinde yaşanacak olan olası gelişmeler, Suriye’de yaşanacak Menbiç ve Fırat’ın doğusu başlıkları…

Tüm bu birbirinden önemli ve kritik gelişmelerin içerisindeyken Türkiye bir yandan da çok önemli bir yerel seçimlerin atmosferine girmiş durumda. Ancak böyle bir dönemde ne yazık ki gündemimizde bu başlıklar üzerinden neler yapılacağı tartışılmalı, bu başlıklar üzerinden mutabakatlar aranmalıyken sürekli olarak birliğimizi dinamitlemeye yönelik başlıklar yer alıyor. Hayır, kısır tartışmalara girerek af çıkmalı ya da çıkmamalı, andımız okunmalı ya da okunmamalı diyerek tartışmalara “diğerleri haindir” noktasından bakmayacağım. Benim gibi düşünmeyenleri laf cambazlıkları veya devrik cümlelerle “ötekileştirmeyeceğim”. En çok vatansever benim, benim gibi düşünmeyenler “ülke düşmanıdır, ajandır, satılmıştır” falanda demeyeceğim. Tam olarak şunları söyleyeceğim;

Bin yıldır birlikte yaşadığımız bu topraklarda aramıza atılan ayrılık tohumlarını kendi elimizle büyütmekten bıkmadık mı? Bizleri sağcı-solcu diye ayırmaya kalktılar, henüz sağını solunu bilemeyecek gençlerimizi birbirine kırdırdılar, ders almadık mı? Oyunu kuranlar istediklerine ulaştığında alay edercesine “bizim çocuklar” diyerek sözde kurtarıcıları işaret etti oyunu anlayamadık mı? 50 yıldır içimizde bizden süsü vererek yetiştirip büyüttükleri yılanlarını 17/25 Aralık’ta, 15 Temmuz’da boynumuza dolamaya kalktılar, 250 can verdik hala uyanmadık mı? Yakın tarihten bahsettim sadece oynanan tüm oyunları, atılan tüm fitne tohumlarını ve sonuçlarını sıralamaya kalksam onlarca, yüzlerce örnek vermek mümkün…

Şimdi sadece yeni fitne tohumlarına su vermeyelim demek geliyor elden. Tüm farklılıklarımızla, tüm çeşitliliğimizle ortak değerlerimizde bir araya gelerek artık tüm oyunları bozmalıyız. Kimsenin kimseye Kürt müsün? Türk müsün? Ermeni misin? Vs diye sormadığı şehirlerin, sokakların kardeş insanları olarak; toplasak nüfusumuzun yüzde biri etmeyecek bir tartışma ortamının taraflarına uyarak yeni fitneleri büyütüyorsak şayet, bundan sonra şikayet etme hakkımız kalmayacak.

Bu topraklar üzerinde ki oyunlar asla bitmeyecek, ne atılan fitne tohumları azalacak ne de onları büyütmek için bizleri taraflara bölmek isteyenlerin sayıları azalacak. Burada görev bizlere düşüyor. Bir olmalıyız, birlik olmalıyız, yarın üzerimizde dalgalanan al-bayrağın gölgesini üstümüzde göremezsek bugün bize dayatılan tartışma ortamlarının ne kadar sığ ve anlamsız olduğunu daha net görürüz. Bu akıbeti yaşamamak için tartışmayalım, tartışanlara, kutuplaşanlara, kutuplaştıranlara taraf olmayalım.

Unutmayın, bizim başka gidecek yerimiz yok!

Başka vatanımız yok!

Başka Türkiye yok!..

Yazarın Diğer Yazıları