Kerem Yıldırım

Ruhunu Siyonizm'e Satanların İhaneti: 28 Şubat 1997 Darbesi

Kerem Yıldırım

Bu ülke ne çekmişse damarları dışarıda beslenen, kökleri Siyonizm’in kontrolünde olan ihanet şebekelerinden çekmiştir.

Ruhunu Siyonizm’e satanlar; ekmeğini yedikleri, suyunu içtikleri, havasını teneffüs ettikleri ve her türlü nimetinden en üst düzeyde yararlandıkları bu güzelim ülkemize, bu asil millete ihanet etmekten hiçbir zaman vazgeçmemişlerdir. 

Tarihimizin kırılma noktalarına baktığınızda maalesef yine Siyonist yapılanmayı görüyoruz.

Osmanlı'nın son dönemlerinde ortaya çıkan İttihat ve Terakki yapılanmasını kuran ve yönetenler de yine Siyonistlerdir.

Lakin bu yapının lejyonerlerini ve aparatlarını bizim toprakların çocuklarından devşirmişlerdir.

İnsanlığın en büyük düşmanı olan Siyonizm, kullanılmaya elverişli ne kadar eleman bulursa hepsini bu milleti ve ümmeti Muhammed'i zaafa düşürmek için acımasızca kullandı ve hala da kullanmaya devam ediyor.

Osmanlı Devleti'nin en büyük padişahlarından olan Sultan Abdulhamit Han'ın milli duruşunu, dik duruşunu ve tavizsiz duruşunu hazmedemeyen Siyonistler, maalesef yine bu ümmetin evlatlarından devşirdikleri, adı İttihat ve Terakki olan, aslında İHTİLAF ve TEREDDİ için kurulan ifsat hareketi ile darbe yaptırarak Osmanlı Cihan Devleti'nin yıkılışına zemin hazırlamışlardır.

Bu darbe 31 Mart vak'ası olarak tarihe geçmiştir.

31 Mart vak'ası ile birlikte Abdülhamid Han tahttan indirilirken darbeler tarihi de başlamış oluyordu.  

Siyonistlerin (başta mason teşkilatları olmak üzere) hedeflerine hizmet etmekten başka bir gayesi olmayan ifsat hareketlerinin bu milletin başına bela ettiği darbeler daima ihanet şebekelerinin işine yaramış, şer odaklarının semirtmiştir.

Tüm darbeler ülkemizi ve milletimizi Siyonizm’e uşak yapmak için yapılmıştır.

1960 darbesi,1980 darbesi ve en alçak darbe olan 28 Şubat 1997 darbesiyle şerefsizliğin, millete ihanetin Ve satılmışlığın kitabı yazılmıştır adeta.

28 Şubat darbesine giden yolda ne kadar gayri milliği ve gayri meşru yapı varsa hepsi devreye sokulmuştur.

Rahmetli Necmettin Erbakan hocamızın kurduğu 54.Türkiye Cumhuriyeti hükümeti, Siyonistlerin ve onlara uşaklık edenlerin emrine girmediği için bu alçak darbe ile karşı karşıya kalmıştır.

Milli görüşün şahlanışını önlemek, dolayısıyla milletin kendine gelmesine fırsat vermemek için bu şerefsiz darbe tezgahlandı.

Milli görüşün yiğit lideri, 54. hükümetin başbakanı merhum Necmettin Erbakan'ın Siyonizm’in tehlikesine dikkat çekerken yerli işbirlikçilerine de dikkat çekmiştir.

Siyonistlerle ilgili şöyle diyordu merhum Erbakan:" her taşın altında bir Siyonist olmayabilir lakin Siyonistler hiçbir taşın altını boş bırakmazlar."

İşte 28 Şubat darbesini yapanlar da tam olarak Siyonizm’e payandalık yapmışlardır. Bu alçak darbeyle milletin ruh köküne operasyon yapılmıştır.

Milli ve manevi inkişafa set çekilmeye çalışılmış ve kısmen başarılı da olunmuştur. 

İşin acı taraflarından birisi de darbe sürecinde bir kısım sözde "sivil toplum kuruluşları" Millete karşı darbecilerin uşaklığını yapmışlardır.

Beşli çete diye zihinlere kazanan TİSK, TESK, TOBB, TÜRK-İŞ ve DİSK bünyelerinde bulunan üyelerinin hakkını savunmak yerine, millete silah çeken hain darbecilerin safında yer alarak ihanetin ortağı olmuşlardır.

28 Şubat 1997 darbe alçaklığını millete dayatanlar kendileri kirlenmişler ve Siyonizm’in kapı bekçiliği yapmışlardır. Onlarla birlikte o kirli yapıya destek veren adı "sivil" aslında "sivilceleşmiş" yapılarda gırtlaklarına kadar kire ve pisliğe batmışlardır.

Lakin hiç kimsenin yaptığı yanına kar kalmıyor.

Bu dünyada paçayı yırttığını zannedenler İlahi adalete hesap vereceklerini asla unutmasınlar.

Ey Siyonizm’in uşaklığını yapan darbeci hainler, bu millet sizi daima nefretle hatırlayacak ve yüzünüze tükürmeye devam edecektir.

Yazarın Diğer Yazıları