Önce kendimi sevgili okurlarıma arz edeyim.
2011 yılından beri İnönü Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakognozi Anabilim Dalında Araştırma görevlisi olarak çalışmaktayım. Eğitim çalışmalarımızdan kalan vakitlerde akademik çalışmalar yürütmekteyim. 2019 yılında Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakognozi doktora programından mezun olarak doktor unvanını aldım.
Farmakognozi nedir diye soranlara; her türlü canlıdan elde edilebilecek maddelerin sağlık üzerindeki etkilerini inceleyen bilim dalı olduğunu belirtmekte fayda var. Başta bitkiler olmak üzere hayvanlar, mantarlar, mikroorganizmalardan elde edilen bileşikler ilgi alanımıza girmektedir. Halk arasında ismi pek bilinmese de aslında herkesin bu konu ile ilgili iyi kötü bir tecrübesi var (Artık farmakognozinin tanımını öğrendiğinize göre bilmeyenlere öğretebilirsiniz).
İnsanoğlu var oluşundan beri bitkilerle haşır neşir olmuş, önce onu gıda olarak kullanmış sonrasında gözlemine binaen yararlı ve zararlı olarak nitelemiştir. Bazı hastalıklara karşı kullanabileceğini yüzyıllar süren deneyimleri ile öğrenmiştir. Bu yüzden bitki ile tedaviyi küçümseyen tüm yaklaşımları reddediyorum, değerli okuyucularıma da reddetmeyi şiddetle tavsiye ediyorum.
Neden?
Çünkü binlerce yıllık bir bilgi birikimi, dededen toruna süzüle süzüle gelmiş, böyle kıymetli bir hazine çöpe atılabilir mi hiç?
Kaldı ki tedavide insanlığa çağ atlatan birçok ilacın keşfi bitkilerin tedavi edici gücünden yola çıkılarak keşfedilmiştir. En temel örneğimiz ise Aspirin’in etkin maddesi olan asetil salisilik asittir. Halk arasında ağrı kesmek ve ateşi düşürmek için kullanılan söğüt kabuğundaki etkiyi sağlayan maddenin salisilik asit olduğunu tespit eden bir bilim insanı (Doktor Felix Hoffman) çalışmalarını derinleştirerek Aspirin’i bulmuştur. Bunun gibi birçok örneği sıralayabilmek mümkündür.
Bu örnekten yola çıkarak bitkilerin yeni ilaçların keşfinde ne derece önemli olduğunu anlayabiliriz. Ancak bitkilerden yeni ilaç hammaddelerinin keşfinin bir paragrafa sığacak kadar da kolay olduğunu sakın düşünmeyin. Bitkilerle çalışmak çok zordur. Sabır ister, zaman ister, ekip ister, para ister kısacası ister de ister.
Ben de bundan sonra değerli NetHaber okuyucularını bu alanda doğru bilgilendirmek ve bilgi paylaşımında bulunmak adına her hafta size bu köşeden seslenmeye çalışacağım.
Sesimizin duyulması temennisi ile sağlıkla ve bilimle kalın.
