Yeni tanımlanan Coronavirüs Çin’in Wuhan şehrinden başladı ve bu ülkede yayılmaya devam ediyor. Şimdiye kadar 33000 civarı kişiye bulaştığı belirlenen Coronavirüs’ün 811 can aldığı resmi kurumlarca bildirildi. Sınırlı ve az miktarda da olsa birkaç ülkede daha yayılmaya başlayan virüsün neden olduğu paniğin artmaya devam etmesi Dünya Sağlık Örgütü’nü virüs hakkında daha fazla bilgi edinmeye ve yayılmasını önlemek amacıyla tüm cephelerde çalışmaya yönlendirmektedir.
Coronavirüsler memelilerde ve kuşlarda tipik üst solunum yolu hastalıklarına sebep olabilecek bir virüs ailesidir. Bu virüslerin adı yüzeyinde bulunan taç benzeri sivri uçlardan gelir, “corona” Latincede “taç” anlamına gelmektedir. Bu virüsler genellikle hayvanlar arasında yaygındır. Ender olarak insanlarda gelişebilir ve hayvanlardan insanlara bulaşabilirler. Bu bilgilerden yola çıkarak aslında bu coronavirüsün çok da abartıldığı kadar olmadığını söyleyebiliriz. Bulaştığı hastalarda %2 civarında can kaybı gerçekleşmiş; bunların da genellikle üst yaş grupları ile bağışıklık sistemleri zayıf olan hastalardan oluştuğu bildirilmiştir.
Benim dikkat çekmek istediğim nokta bu virüs salgınının oluşturmuş olduğu korku ve kaos. Sosyal medyanın yaygınlaşması ile algı oluşturma ve yönetme süreçleri daha da kolaylaştı. Özellikle uluslararası ekonomi bu süreçten olumsuz etkilendi. Burada sağlık okuryazarlığının önemi ortaya çıkıyor. Yani abartıldığı kadar ciddi bir durum söz konusu değil çünkü coronavirüsün genel belirtileri arasında ateş, yorgunluk, öksürük gibi normal grip belirtileri bulunmaktadır. Çin nüfusunun kalabalık olması nedeniyle resmi kurumların işi ciddiyetle ele alarak durumu kontrol altına alması gayet normal. Özellikle tecrit hamlesi son derece radikal ancak başarı ile neticelenmiş bir karar olmuştur. Ancak yaşanan tüm bu sıkıntılara rağmen muhtemelen 9-10 ay sonra coranavirüs de unutulacaktır.
Peki bu tarz salgınlardan korunmak için ne yapmalıyız? Öncellikle hijyen ve temizlik kurallarına uymayı bir alışkanlık haline getirmeliyiz. Çok sık seyahat eden birisi değilseniz uzak ülkelerdeki salgınların sizi endişelendirmemesi gerekiyor. Ancak önleminizi almak adına vücudumuzun salgın mikroorganizmalarına karşı direncini sağlayan bağışıklık sistemine dikkat edilmesi gerekiyor. Yeterli ve dengeli beslenmeye dikkat edilmeli, bunlara ek olarak da gerekli vitamin, mineral ve özel takviyeler ile bağışıklık sistemi güçlendirilmelidir.
Sağlıkla kalın, bilimle kalın…
