Cafer Çelik

Adet-İbadet

Cafer Çelik

Her toplumda benzer ve benzemeyen adetler, alışkanlıklar vardır. İslam dan önce toplumların birçok yanlış, zararlı alışkanlıkları, adetleri vardı. İslam esaslarına uymayan, zararlı olanlar yasaklandı. Uygun olanlara devam etmelerine müsaade edildi. İslam toplumu çok çeşitli toplumlarla tanıştı. Bu toplumların çoğu İslam’ı kabul etti. Kendi adetlerini tanıttılar. Yeni şeylerin çoğu dikkat çekici olur. Çoğu kimseler bu adetleri benimseyerek yaygınlaşmasına sebep oldular, oluyorlar.            

İslam, ilahi kaynaktan gelen, noksansız yasa. Bilerek, inanarak tüm yaşamda uyulur, uygulanırsa, kıyamete kadar dünyada huzura, ahirette saadete vesile olacaktır. Müslüman, adetini, adaletini, tüm hal ve hareketini ilahi yasaya, peygamberimiz Hz. Muhammed’in uyup-uyguladığına uygun olarak yapacaktır. Uygunsuz adet ve alışkanlıktan korunacak, uygunsuz durumların Müslüman toplum içlerine sızmasını, uygun şekillerde engelleyecek, sızanları sökmeye, atmaya çalışarak, toplumu kirlenmeden koruyacaktır. 

İbadet, itaattir. İlahi yasanının temel emir ve yasaklarını yapmak şartıyla, yasaya uygun emirleri yapmak; yasaklardan korunarak, yaşamın tamamı ibadetleştirilir. İtaate mükafat, isyana mücazat takdir edilir. Sevgi-saygı; her türlü imkan vb. her şey yasaya uygun değerlendirilse hepsi ibadet olur. Uyup, uygulayanlar karşılığında mükafat görür. İnanan kimse her halinin görüldüğünü, işitildiği düşüncesiyle hareket edeceğinden, uygunsuzlardan korunacak, uygunları yapacak, tüm yaşamını ibadetleştirecektir. Hal ve hareketlerde etkin olmayarak yapılan ibadetlerin adetleşmiş olduğu kuvvet kazanır.

İnsanımız yaptıklarını, yapacaklarını, bilenlerden soracak, öğrenecek, uygunsa yapacaktır. İnsan başıboş bırakılmamıştır. Uyması gerekli emir ve yasaklar vardır. Zamanımız çok imkanlı, telefonlarla sormamız, ilim adamlarının eserlerinden öğrenmemiz mümkün. Az da olsa kütüphaneler var. Okur yazar olmayanlar yok denecek kadar az. Oyun yerleri çok kalabalık. Kütüphanelere girenlerimiz değil; yerlerini bilenlerimiz yetersiz. Okumada çoğunluğun gayesi, diploma almak, iş bulmak. Okumayı değerlendirip, öğrenme- öğretme değil. Çoğu televizyonu olumsuz duruma sebep gösteriyor. Sanki televizyon yaygınlaşmadan önce öğrenme-öğretme çok mu farklıydı?...

İthal adet ve alışkanlıklar ilgi çekiyor, yaygınlaşıyor. Uygunsuz olanlara çoğu kimseler, kendilerini uymak- uygulamak mecburiyetinde görüyorlar. Uygulayanlar görünmez, etkili bir toplum baskısı oluşturuyorlar. İnsanımız ölçüsüz ve boş bırakılıyor. Boş şeye istenilen her şey doldurulur. Olumsuzlar için hissedilen baskı, olumlu şeyler için yeterli oluşmuyor. Halk rızası, Hakk rızasından öne geçiriliyor. Düğünlerin çoğunda Allah emri, peygamber sünneti diye bir esas söyleniyor. Uygulamada bu esasın tersi uygulanıyor. Benzeri normal olmayan durumlar, hiç de uygunsuz görülmüyor, tepkisiz, tasvip görüyor. İslam vasıfları, yapılmayıp, yaşamdan silinerek gündemde yeri korunamıyor. Bilmediği halde bildiğini, olmadığı halde olduğunu sananlar, kendilerini aldatırlar. İslam’ı bir duruş düşünemez, gösteremezler.

Yazarın Diğer Yazıları