
Güç Savaşı ve Malatya
Ali Yiğit
AK Parti Malatya Milletvekili Sn. Abdurrahman BABACAN'ın cumartesi günü BİLSAM'ın düzenlediği Malatya'nın geleceği konulu panelinde yaptığı açıklamaları bir siyasetçinin ağzından ilk defa duyduk.
Yaptığı açıklama genel olsa da konunun öznesi iktidar patisinin Milletvekilleri ve AK Parti kimliği altında makam sahibi olanlardı.
Ben öyle anladım.
Sn Babacan bir geçeğin altını çiziyor. Kendisine teşekkür eder saygılar sunarım.
Dışarıdan söylendiğinde pek etkisi olmayan veyahut AK Partiye muhalifte ondan böyle bir açıklama yapıyor yaftası yapıştırılır.
Siz bunun adına ister öz eleştiri deyiniz ister Babacan'ın yaptığı açıklama kendisini bağlar deyiniz.
Ama yapılan açıklama geçeğin ta kendisidir.
Ne diyor Sn Babacan, Malatya siyasetçileri güç sarhoşluğu yaşıyor.
Siyasiler zaman içerisinde güç ile birlikte kendilerini kaybediyorlar. O gücün yerinde ve doğru kullanılması doğrusu ben bunu Malatya'da görmedim.
Malatya siyasi birlikteliği yakalayamadığı için deprem sonrası yani sürecin başında gölü yemiş.
Siyasetçiler kendi aralarında çekişme yaşamaktalar.
Buraya bir nokta koyup bundan 1 yıl önceki köşe yazımı sizlerle paylaşmak isterim.
Yazının başında belirttiğim gibi yazılan ve yapılan haklı eleştiriler kimsenin gündemine gelmediği, muhalif gözüyle bakıldığı için pek kaale alınmıyor.
Umarım Sn. Babacan'ın sözleri bir hayra vesile olur siyasi birliktelik yaşanır. Parantez içerisinde söyleyeyim bu birlikteliğin ilk adımını kendisinden ve br kaç gün önce ataması yapılan Malatya AK Parti İl Başkanı Sn. Ali Bakan'dan bekleriz.
Partiyi toparlayacak düzeni sağlayacak kişi AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Sn Recep Tayyip Erdoğan'ın ildeki temsilcisi olan il başkanıdır.
Bir yıl önce gözlemlediğim ve o gün kaleme aldığım yazı..
Birlikteliğin olmadığı bir anlayışla hareket etmek işleri daha da zorlaştıracaktır.
Kendini ön plana çıkartmaktan ziyade şehri ön plana çıkartmanın gayreti kaçınılmaz bir elzemdir.
Kaderi AK Parti'ye havale edilen bir şehirden bahsediyoruz.
AK Parti'nin 4'te milletvekili var.
Özellikle Büyükşehir ve Merkez ilçeler uyum ve birlikteliği sağlayarak bütüncül hareket etmek zorundalar.
Benlik duygusu ile hareket edilmesi halinde verimli bir çalışma ortaya konulamayacaktır.
Bu da şehrimizi geri planda bırakacaktır.
Bu birlikteliği sağlayacak kişi il başkanıdır.
İl Başkanı Genel Başkanın temsilcisidir.
Şimdi somut bir örnek vereyim.
Ulaştırma Bakanlığı tarafından Elâzığ Pertek İl Yolu (Pertek) Köprüsü Dahil) hizmet müjdesi veriliyor.
Bu müjdeyi Elâzığ halkına kim veriyor.
Elâzığ Milletvekilleri, Elâzığ AK Parti İl Başkanı ve Elâzığ Belediye Başkanı birlikte veriyor.
Milletvekili, il başkanı ve belediye başkanı ayrı ayrı açıklama yapmıyor. Bir metin hazırlanmış ve hep birlikte müjde veriliyor..
Şimdi birde şehrimize dönüp bakalım.
Hangi vekilimiz müjdeyi erken alırsa tweti paylaşıyor. Müjdeyi benden alsınlar yarışı şehre bir şey kazandırmayacağı gibi ileriye de taşımayacaktır.
İl Başkanını, milletvekillerini, belediye başkanlarını sadece bir bakan geldiğinde AK Parti binasında bir arada görmekten ziyade proje sunmada ve şehre müjde vermede de bir arada görmektir.
Bir proje sunulacaksa bir müjde verilecekse hep birlikte yapılması çok zor olmasa gerek.
Kim daha önce açıklama yapacak endişesi ile hareket etmek birlikteliğe vurulan darbedir.
Diyelim belediye başkanı bir proje sunacak il milletvekillerimiz birlikte bakana sunabilirler.
Ve alınacak müjdeyi hep birlikte verebilirler.
Diyelim mücbir sebep uzatılacak bir bakıyorsunuz açıklama tek bir vekilden gelmiş.
İl başkanı ve diğer vekiller nerede..
Mesele Adalet Sarayı yapımı için ihale süreci tamamlandı.
İl Başkanı ve milletvekilleri belediye başkanlarını toplu bir şekilde müjde verdiler mi?
Hayır..
Şehrin geleceği için aynı hedefe yürüyenler ve bu hedef için oy isteyenlerin bir ve beraber olma zorunluluğu vardır.
Şehir hep birlikte ayağa kaldırılacaksa önce birliktelik sağlanmalıdır.