Diz Çökmeyen Adam

İnsan ve Değer Harekatı, geçtiğimiz Cuma günü kalp rahatsızlığı nedeniyle tedavi gördüğü Turgut Özal Tıp Merkezinde hayatını kaybeden Ramazan Keskin Hoca, için bir mesaj yayınladı. 

İnsan ve Değer Harekatı tarafından yayınlanan mesajda: “Güzel insan Ramazan Keskin hocayı kaybetmenin derin hüznünü yaşıyoruz. O sadece Malatya'da tanınan, bilinen birisi değildi tabi ki. Onun kişiliği, inancına olan bağlılığı, samimiyeti, sadeliği, dik duruşu ve İslami mücadelesindeki kesintisiz sürekliliği Türkiyeli Müslümanlarca da bilinmez değil. O mücadeleci bir kişiliğe sahip. Ömrünü kötülükle, münkerle mücadeleye adamış mümtaz bir şahsiyet. Kötülükle, gayri İslami olanla mücadelenin her şeklini ortaya koydu; okuyarak, fertlere ve topluluklara anlatarak, yazarak bunun mücadelesini verdi… İslami mücadele onun hayatının bir parçası oldu hep… Ramazan Hoca zor şartların insanıydı. Türkiyeli Müslümanların, ülkemizin çok partili hayata geçtiği ellili yıllardan sonraki kitlesel anlamda ilk imtihanlarını verdikleri 28 Şubat'lı yıllarda Malatya'da yapılan zulme baş kıldırdı, öncü oldu, örnek oldu, dik durdu… Başına neler geleceğini umursamadan; hesapsız, içten, yiğitçe başkaldırarak, kalabalıklara aldırış etmeden, gerekirse tek başına ileri doğru, gerçeğe tek başına inanarak yürürken gördük onu hep… Hayatın içinden kovulan, mahkûm edilen, cezalandırılan, susturulan bir dine sahip çıkmak, onun safında durmak, onda saf tutmak tabi ki bedel isteyen bir iştir her zaman. Kınanırsın, alay edilip küçümsenirsin, dışlanırsın, mahkeme salonları sıkça uğrak yerlerin olur, mahkûm edilir hapse/zindana atılırsın ve her türlü eziyet senden eksik olmaz… İşte Ramazan Hoca bunları bilerek yola çıkan, adım atan, yürüyen, haykıran, başkaldıran, uzlaşmayan bir kimliğin, bir kişiliğin adıydı… İslami mücadeleyi bu eksende düşünen bir Müslümanın dünyevi bir hesabı da olmaz… Dün de bugün de Ramazan Hoca hakkında övgü dolu sözler söyleyenler, onu seçilmiş çok çarpıcı kelimelerle ananlar biliyorlar ki, hocanın bu samimi mücadelesinin altındaki gayret, çaba, davet, tebliğ gibi güzellikler onun dünyaya ve onun zenginliklerine, zevklerine aldırış etmemesiydi… Bu fedakârlıklar olamadan, bir şeylerden feragat etmeden de bu işler öyle kolaycada yürümüyor… Ramazan Hoca kendini davasına, İslam davasına adayanlardan birisi olarak tarihe geçecek… Bizim tarihimize… İslami mücadelenin tarihine ismini altın harflerle yazdırarak… Bu vasıflara sahip insanlara öyle çok ihtiyacımız var ki… Dua edelim, gayret gösterelim, Ramazan Keskin'ler eksilmesin… O pratiğiyle bizlere örnek oldu.. Dileriz ölümüyle o unutulmaz, mücadelesi örnek olur… O Müslümanca yaşadı ve Müslümanca Rabbine kavuştu… Şimdi bize düşen de Müslümanca yaşamak ve Müslümanca ölmek olacak… Bu, samimi olarak inananlar için hiç zor değil… Önemli olan bu gök kubbe altında hoş bir sada bırakmak. Beşeriyet bu sese muhtaç.. Bilelim ki, eğer biz işlerimizi hâlâ hocalarımıza, büyüklerimize, aydınlarımıza, âlimlerimize havale eder, kenara çekilir, uzaktan izler seyredersek bilelim ki felaketler peşimizi bırakmayacaktır… Her zaman sahada olan, kenara çekilmeyen, tarihin akışını -tek başına ne kadar olursa-İslam'a kanalize etmeye çalışan o güzel insan hep zihinlerimizde kalacak, silinmeyecek… Hem bedeniyle hem zihniyle ‘diz çökmeyen adam' ı unutmayacağız...Bedel ödeyen, onuruyla yaşayan, kimseye ‘eyvallah' ı olmayan insan ne güzel Müslüman…Cenabı Allah'tan Ramazan Keskin hocamıza rahmetler diliyoruz. Onun en büyük mirası ‘mücadelesine' sahip çıkacağımıza, mücadelesinin ‘mücadelemiz' olduğuna şehadet ediyoruz…” ifadelerine yer verildi.

Bakmadan Geçme