Yasin Övüt

Kendim yazdım, kendim okudum.!

Yasin Övüt

Bizim memleketin çocukları... 

Toplanın diyeceklerim var! 

Yaklaşın ey islamcılar, taze muhafazakarlar, Hey! Siz mahzun ülkücüler burdamısınız... 

28 şubat zemherinin iliklerine kadar hissetmiş olan dünün mücahitleri/bugünün mütahitleri siz de gelin, yaklaşın biraz dikkat kesilin bu feryada.! 

Hani şu zamanın peşinden koşan; çağın hızına ayak uydurmaya çalışan; bilim, teknoloji, sağlık, eğitim ve daha birçok alandaki yenilikleri yakalamayacağım diye çırpınan ya da ihtiyaç olmadığı hâlde ihtiyaçmış gibi dayatılanları elde etmek için çokça çalışan veya sosyal medya aracılığıyla dünyayı kurtarmak için sabahlayan... ve kendine zaman ayıramayan yoksullar…

Gördünüz mü onları?

Göremezsiniz. Onlar dahi kendilerini -sözüm ona yoğunluktan- göremiyor çünkü.

Onların işleri çoktur, ilgileri çoktur, ihtiyaçları çoktur, aceleleri çoktur; ama vakitleri yoktur.

Koştururlar, çalışırlar, hesaplarlar, araştırırlar; ama hiç durmazlar.

Çeşit çeşitlerdir. Kimilerinin geçmişle bağları sıkıdır. Geleceğe dair ha bire plan yaparlar. Her birinin ortak yanı ânı hiç yakalayamamalarıdır. Ânda olamazlar. Kendilerini ânın akışına bırakamazlar. Bir de bakarlar ki hay huy ile geçmiş ömür... Sona gelmişler.

Oysa yazık, ne içinde var oldukları kâinatın güzelliklerini seyredebilmişler doya doya ne yağmurdan sonra mis gibi toprak kokusunu çekebilmişler içlerine derin bir nefesle ne de bir karıncanın küçücük bedeniyle taşıdığı yiyecekle yaptığı yolculuğunu izleyip düşünmüşler derin derin…

Ne evde çocuklarının sesini tatlı bir sada olarak duymuşlar ne de akşam yemeklerinde ailecek bir araya gelişlerini bir şükür vesilesi olarak görmüşler…

Ne sabahın ilk ışıklarını evinin penceresinden sakince izleyebilmişler ne de akşama doğru caddede akan insan seline uzun uzun bakıp, "Nereye bu gidiş?" diyebilmişler…

Ne kendilerini tanımış, eksiklerini görmüş, onarmaya çalışmışlar ne de ehlini hakkıyla tanıyabilmiş, ihtiyaçlarını gözetmişler.

Ne acılarını yaşayabilmişler ne de hatalarını fark edebilmişler.

Bu hengamede hayatı hep teğet geçmişler.

Zaman yoksulları gibi yaşadıklarını sanmışlar. Oysa hayatlarının suikastçıları bizzat kendileri olmuşlar ama yine KENDİM YAZDIM, KENDİM OKUDUM...

Yazarın Diğer Yazıları