Nesibe Aldemir

Hüzün perdesi

Nesibe Aldemir

Gökyüzünün genişliği kadar mıdır insanın gönlü,
Bu denli acıyı içinde taşır,
Kaç taze sabaha uyanır derin yaralar,
Kaç sayfayı doldurur boğazda düğüm sızılar,
Zamanın ilaç olduğunu söyleyip hangimiz oyalamadık yüreği,
Bahar gibi yalanlar uydurup kendimiz de inanmadık mı?
Adını umut diye süsledik her koşulda yaşamak zorunluluğunun,
Tükenen ömrün kuru bozkırlarına dağılmış düşlerimizi toplarken hangimizin canı yanmadı,
Kızıl akşamın koyu yalnızlığında demlenirken hüznümüz,
Gecenin siyah incilerine yaslanır gönlümüz,
Damlayan her damla gözyaşında filizlenir hercai menekşelerimiz,
Biraz dağ olup aşarız kederin boyunu,
Biraz kar olup yağarız kırık düşler durağına,
Merhemi yarada gizli olan dertlere duçar olur da bulamayız çoğu kez çare,
Biraz aralansa gönlün perdesi,
Nedir bilinir yaşamın gayesi,
Toz duman içinde türap olur yâreler,
Neden hüznü giymek ister divaneler,
Sırlar doludur sırrın içinde,
Sesin duyulmaz sesler içinde,
Derman saklanır derdin içinde,
Hüznün perdesi gönle çekilince,
Arar durur insan nisyan içinde,
Gel yoğur sen bu harcı Nesibe,
Olur da uyanır kalbin yola düşünce...

Yorumlar 1
Erman 18 Nisan 2024 10:53

Kalemine yüreğine sağlık

Yazarın Diğer Yazıları