Hamza Atlı

Lafa Gelince...

Hamza Atlı

Hepimiz her konuda fikir sahibiyizdir.

Bilmediğimizi kabul etmeyi öğrenemedik.

"Hayır, bilmiyorum" gibi kelimelere alışamadık. 

Dünyanın en az okuyup araştıran toplumlarından biri olduğumuz halde, halimizi görüp kabullenemedik.

İddia ediyorum ki her konuda bu şekildeyiz.

Bazen çeşitli mecralarda yapılan sokak röportajlarına bakıyorum. Gusül abdestini dahi almayı bilmeyen, beceremeyen bir toplumun içindeyiz. Ve yine acıdır ki din namına bir şey bilip yaşamayan bu insanlar, yani bizler göğsümüzü gere gere, iddia ede ede "Müslümanız" diyebiliyoruz.

Halbuki kâinatın efendisi Hz. Muhammed (sav) kişi iddiasını ispatla mükelleftir buyurur.

Hangimiz Müslümanlık iddiamızı her davranışımızla, örnek yaşayışımızla ispat edebiliriz?

Hepimiz her tarağa göre şekil alan, bir çizgisi olmayan, bir yerde duramayan, kolay yönlendirilip yönetilen insanlarız.

Kendimiz olamıyoruz.

Belki bunda çok ve çeşitli bilgi kirliliğinin fazla olması da etkilidir, bilemiyorum.

Geçenlerde sosyal medyada gezinirken hoşuma giden bir hikâye okumuştum.

Gerçek mi bilmem ama verdiği mesajı alabilen herkesin hoşuna gidecek bir hikâye...

"Adamın biri Müslüman mezarlığına ölü bir köpeği gömer. Görenler onu, zamanın kadısına şikayet ederler.

Kadı adamı çağırır ve işin aslını sorar.

Adam;

-Doğrudur, öyle yaptım, çünkü köpeğin bana vasiyeti böyleydi, onun vasiyetini yerine getirdim, der. 

Kadı;

-Sen bizim aklımızla alay mı ediyorsun? diye çıkışır.

Adam;

-Hayır efendim, aynı zamanda kadıya da 10.000 dirhem vermemi vasiyet etti. 

Bunu duyan kadı;

-Rahmetli köpeğin ölümü bizi fazlasıyla üzdü, der. 

İnsanlar, kadının değişen bu tavrına hayret ederler.

Kadı onlara der ki;

-Bu durum sizi hayrete düşürmesin, bu köpeğin geçmişini araştırdım, Ashab-ı Kehf köpeği Kıtmir’in soyundan geldiğini anladım."

Nasıl hikâye?

Hoşunuza gitti değil mi?

Bugün hangimizin hikâyedeki kadıdan farkı var?

Bir dostum var.

Hüseyin Sakalıuzun...

Hep der ki;

-Herkesin bir fiyatı var. Benimki bir milyon dolar, belki seninki on milyon dolar, ötekinin mi yüz milyon dolar. Ama mutlaka herkesin bir fiyatı vardır. O fiyatı ver din bile değişir insanlar.

Hüseyin abi haklı mı?

Haksız mı?

Günümüzde çoğu insanın ahvali maalesef böyle.

Kendimi de bu güruhtan beri saymıyorum.

İnsanların değer yargıları, duruşları, eğilimleri, sözleri ve hatta kararları menfaatleri çerçevesinde değişiyor.

Haram kazançlarına, yolsuzluk ve haksızlıklarına hak elbisesi giydirerek, suret-i haktan görünmeye çalışıyorlar.

 Bize göre ahlaksızca olan durumlarını haklıymış gibi sunuyorlar.

Yalanlar havada uçuştukça bunları alkışlayanlar daha da artıyor.

Ahlak zaafa uğradıkça dinin yasakları bile para etmiyor maalesef.

İnsanlar böyle işte...

Çok nadirdir şu yalan dünyanın kirine bulaşmadan Rabbi'ne giden...

Adam gibi adam olanlara, "Emrolunduğun gibi dosdoğru olanlara" selam olsun.

Yazarın Diğer Yazıları