'Şaka değil soykırım'

İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Derneği, Dünyada 'şaka günü' olarak farklı bir biçimde hatırlanan 1 Nisan'da 'Şaka Değil Soykırım' başlığı altında tüm dünyaya toplama kamplarının kapatılması için çağrıda bulundu. Genç İHH Sözcüsü Bilal Durman, Çin'in Doğu Türkistan'da Müslüman Uygur Türklerine yönelik baskıları sona erene kadar tüm dünyanın Çin mallarını boykot etmesi gerektiğini söyledi.

Youtube Kanalı
Youtube Kanalı
Abone Ol
'Şaka değil soykırım'

Malatya'da İHH, HÜDAPAR, MTBB gibi birçok sivil toplum kuruluşu Çin’in Doğu Türkistan zulmünü protesto etti. Malatya Yeni Cami Meydanında  "Şaka değil soykırım" sloganıyla düzenlenen protestoda, "Türkçe konuşmak yasaklandı", "Ay yıldızlı tişört giyinmek yasaklandı", "Oruç tutmak yasaklandı", "Futbola karşı olmak yasaklandı" yazılı dövizler açıldı.

Doğu Türkistan tam bir cinnet halini yaşıyor

Grup adına basın açıklaması yapan Genç İHH Sözcüsü Bilal Durman, "İstanbul’da Çin Konsolosluğu önünde on yaşlarında küçük bir kız çocuğu gözyaşları içerisinde şöyle haykırıyor: “Sizin çocuklarınız yok mu? 4 yıldır babamı ve kardeşlerimi görmüyorum!” Oyun çağında bir çocuğun yaşadığı travmayı hiçbirimiz tarif edemeyiz. İşin aslı son dokuz yıldır Doğu Türkistan tam bir cinnet halini yaşıyor" dedi.

Doğu Türkistanlılar soykırıma uğruyor

11 Eylül sonrasında terörle mücadele bahanesiyle Doğu Türkistan’a yönelik artan baskılar ve 2012 sonunda Xi Jinping ile başlayan sürecin apayrı acı bir öyküsü olduğunu vurgulayan Durman, "Dünya üzerinde yaşamanın en zor olduğu, “Uygur, Kazak, Kırgız olma suçundan” milyonların demir parmaklıklara mahkûm edildiği Doğu Türkistan, nesli yok edilen milletlerden biri olma yolunda! Dünya tarihinde bir milletin topyekûn gözaltına alındığı, kadın erkek, genç yaşlı toplama kampları, çocuk kampları ve hapishanelere doldurulduğu, kalanların da “aile olmak” projesi adı altında evlerde Çinli gardiyanların insafına terk edildiği, insanların sokaklarda dahi yüz tanıma sistemleriyle adım adım izlendiği başkaca bir dönem var mı bilemiyoruz. Fakat bildiğimiz 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana kitlesel olarak en büyük özgürlükten men etme operasyonunun Doğu Türkistan’da yürütülmekte olduğu!. 2014 yılından itibaren teröre karşı sert darbe operasyonu ve ilan edilen, “75 Aşırılık Belirtisi”yle başlatılan keskin saldırılar, 2017 Nisan’ından itibaren Doğu Türkistan genelinde yoğun bir şekilde kurulmaya başlayan ve sayılarının bin 200’ü geçtiği belirtilen toplama kamplarıyla bambaşka bir noktaya taşındı. Evlerinden, çocuk ve eşlerinden, anne-babalarından, akraba ve arkadaşlarından, işlerinden, okullarından hasılı en sevdiklerinden kopartılan, dünyanın en ağır işkence ve mahrumiyetlerini yaşayan 3-8 milyon Doğu Türkistanlı Çin’in “gönüllü mesleki eğitim kampları”nda soykırıma uğruyor!"  diye konuştu.

İnsan hakları ihlal ediliyor

'Bir çadıra ya da pusulaya sahip olmak, mutfağında birden fazla bıçağı olmak, pasaportu olmak, başörtüsü takmak, camiye gitmek, oruç tutmak, okulda ve resmi dairelerde ana dili kullanmak bile bir kişinin toplama kamplarına alınması için yeterli sebep olarak görülmektedir' diyen Durman, "Çin’in genel hukuk ilkesi olarak bilinen masumiyet karinesini hiçe sayan “suçu önceden önleme prensibi” ile herhangi bir suçu bulunmayan ve mahkeme edilmeyen milyonlarca insan “ayrımcılık, aşırılık ve terör” suçlamalarıyla toplama kamplarına dolduruldular. Burada kalabalık hücrelerde sırt üstü yatabilecek kadar bir yer bile bulamayan insanlar yoğun beyin yıkama faaliyetlerine ve işkencelere maruz kalıyorlar. Toplama kamplarında keyfî güç kullanımı, özgürlüğün sistematik olarak kaldırılması, kültür ve inançların tahkiri, ideolojik baskılama, insanlıktan çıkarma, taciz, tecavüz, fiziki ve psikolojik işkence, cinayet ve soykırım suçları işlenmektedir. Kısacası bu kamplar, tüm insan haklarının ihlal edildiği yerlerdir" şeklinde konuştu.

Çin mallarına boykot çağrısı

Durman, Çin'in, BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde ilan edilen tüm hakları gasp ettiğini vurgulayarak, "BM Soykırım Sözleşmesi’nde bulunan beş maddenin tamamını ve dahi Roma Statüsü’nde düzenlenen “Soykırım Suçu ve “İnsanlığa Karşı Suçlar”ın tamamını ihlal etmektedir. Bu insanlarla aynı gökyüzünün paylaşmak ve onların acı ve ıstıraplarına, yürek yangınlarına, kalp kırıklıklarına uzaktan da olsa şahitlik etmek, bizleri yaşadığımız çağın adaletten uzak düzeninde insanlığımızdan utandırıyor. Dünyanın insanlık adına Doğu Türkistan için söyleyecek bir sözü olmalı! Doğu Türkistan’daki toplama kampları kayıtsız şartsız bir an evvel kapatılmalı, bölgede uygulanan tüm hak ihlallerine derhal son verilmelidir. BM, Çin’in insan haklarını ayaklar altına alan toplama kampları vahşetini derhâl durduracak sahici adımlar atmalıdır. İslam İşbirliği Teşkilatı ya İslam ülkelerini bu zulme karşı mobilize etmeli ya da kendini lağvetmelidir. Zira İİT’nin mevcut tutumu Çin’i daha da cesaretlendirmektedir. Türkiye bu zulmün bitirilmesi için öncü olmalıdır. Çin bu zulmü sonlandırıncaya kadar tüm dünya halkları Çin mallarını boykot etmelidir" ifadelerini kullandı.