Vahdettin Yiğitcan

Söğütlü Camii Külliyesi

Vahdettin Yiğitcan

Değerli okurlar,

Lütfen düşünün, yaklaşık bir yıldır inşasının planlanması hususunda Söğütlü Camii'nin avami söyleyişle başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmiş midir?

Böylesine bir kültürsüzlüğün sergilendiği alan, depremle yerle bir olmuş kadim bir şehrin sil baştan imar ve inşası sırasında yaşanıyor. 

Bu kafayla mı şehrimizi imar ve inşa edeceksiniz?

Neresinden bakarsanız, neresinden tutmaya kalkarsanız kalkın, elinizde kalan, döküm döküm dökülen bir Malatya'yla karşı karşıya olduğumuz gerçeği içimizi daraltıyor, ruhumuzu karartıyor... 

2023 yılının 6 Şubatında yaşadığımız depremlerin üzerinden 17 ay geçmesine rağmen belirsizlik kâbusu, en koyu kasvetli haliyle hükmünü sürdürüyor. Yıllarca da bu kâbus üzerimizden kalkmayacak gibi görünüyor. Eskilerin pek veciz bir sözü durumumuzu anlatmaya yeterli; "Kem âlâtla kemâlât Olmaz"

Şehrimizin zembereği dağılmış, ortalıkta sorumluluk üstlenmiş görünen hiçbir yetkili yok. Yetkili zat-ı muhteremler önemli gün ve haftalar nedeniyle kutlama mesajları yayımlamakla vazifelerini icra etmiş oluyorlar.

Sık sık siyaset ve bürokrasi elitleri bir araya gelerek konusu müphem istişare ve koordinasyon toplantıları düzenliyorlar. Düzenledikleri bu toplantılara ilişkin bol bol hatıra fotoğrafı çektirip görev başında olduklarını biz halka göstermiş oluyorlar.

Toplantı sonrası toplantı sekreteryasınca kaleme alınan bültenlerindeki mesajı yüzlerce kez tekrarlanmış tek bir cümle ile özetlersek: "Malatya'yı hep birlikte ayağa kaldıracağız, yaraları hep birlikte saracağız" temennisinden öteye geçmiyor.

6 Şubat 2023'te yaşadığımız depremlerde Malatya merkez yerleşimimiz yerle bir olmuştu, hemen hemen aynı koşullarda depremi yaşayan Hatay, Gaziantep, Kahramanmaraş ve Adıyaman'daki imar ve inşa faaliyetleri Malatya'nın ki gibi sancılı gerçekleşmiyor. 

Malatyalı mülkiyet sahibi depremzedeleri çileden çıkaran ve üç günde bir siyasi ağırlık ve torpile dayalı güçlülük rüzgârıyla değişen rezerv alan ilanlarını AKP Milletvekili Bülent Tüfenkçi Malatyalıların kendi istekleri doğrultusunda olduğuyla açıklamış ki, külliyen gerçek dışı bir yorum. 

Malatyalıyla Kimler Alay Ediyor?

Yaklaşık bir yıldır inşasının nereye yapılacağına karar verilemeyen, planlanması hususunda bir türlü mutabakat sağlanamayan Söğütlü Camii'nin yapımı tam bir yılan hikâyesine döndü. Sadece sorun sürüncemede kalsa amenna, ileri sürülen planlamalarla Malatyalılarla alay edilmesine sessiz kalan yerel yöneticilerin ilgisizliği ise duyarsızlığın daniskası. 

Yerel yöneticilerden kimse kesin tavrını ortaya koyamıyor. 

İslam şehirleri kültüründen bihaber mimar ve mühendisler Söğütlü Camii'ni Çarşı Merkezinin inşa planında önce binaların ortasında bir yere konumlandırarak adeta gizlemeye çalıştılar. Tutmadı doğal olarak...

Dokunulamaz bir el dilediği gibi Söğütlü Camii'ni habire o parsel senin bu parsel benim diyerek gezdiriyor. 

İlk başlarda Akpınar tarafına yönelik üst köşesinde yapılacağı şayiası yayıldı, Sonraları olmadı yine Akpınar Meydanına bakan orta kısımlarda mescit boyutlarında yapılması gündeme getirildi. 

Böylesine belirsizlik devam ederken Malatya halkı konuya müdahil olarak "Camilerimize Dokunmayın" gösterileri düzenlediler.

Bu arada da gerek milletvekilleri, gerekse de belediye başkanları halkın hislerine tercüman oldular ve Söğütlü Camii'nin yerinde yapılacağı sözünü verdiler. 

Bu sözlere rağmen o dokunulmaz el veya eller camimizi parsel parsel gezdirmeye devam etti. Kimse kalkıp da "siz ne yapıyorsunuz" diyemedi o dokunulamaz ellere...

Malatya'yı planlayan en ileri geri zekâlı inşa yetkilileri, son olarak Söğütlü Camii'ni tıpkı Rusların Matruşka Bebekleri gibi Cami içinde cami matruşkası şeklinde bir saçmalığa imza attılar...

Oysa aşağıda okuyacağınız satırları bu fakir 20 Mart 2023 günü yazmıştı sayın ilgililerin dikkatine yeniden sunuyorum... 

Malatya'nın Yeni Silueti 
Söğütlü Camii Külliyesi 

Değerli okurlar,

Söğütlü Camii'nin Emekliler Parkına yapılacağı haberi gözüme ilişir ilişmez "tamam işte yerini buldu" diyerek sevindim.

O kadar sevindim ki anlatamam.

Ortada Emekliler Parkı diye bir yer yoktu zaten.

Taksi durakları, banka otomatik para çekme makinaları, Kızılay'ın kan alma ünitesi. dört adet büfe, fotoğraf çektirme kabini, Malatyaspor'un Hediyelik Mağazası, Belediyenin ekmek büfesi dört bir yanını sarmıştı, Belediyemiz eliyle peşkeş çekilen bu alana Emekliler Parkı demenin hikmetini kimse bilmiyordu...

Sosyal belediyecilik oynuyoruz ya adına Emekliler Parkı demişiz ki, dünya alem emeklilerimizi düşündüğümüzü bilsin...

Gerçi anlamam ama Emekliler Parkı dediğimiz alanın yaklaşık 5-6 dönüm olacağını tahmin ediyorum.

Bu alanın altı üç katlı geniş ve ferah otopark olmalı... Şehrimizin uygun bir güzergâhına da sadece turist otobüslerinin park edecekleri yerler tahsis edilmeli...

Deprem öncesinin Malatya'sı dar bir alanda tıkış tıkış binalarla boğulmuş bir halde otoparksız ilkel bir şehir görünümündeydi.

Şehrimize turist getiren turizm acentesi yetkilisinden "otobüslerimizi park edecek yer bulamadığımızdan Malatya'yı alelacele terk edip Elazığ'a gidiyorduk" eleştirisini dinlemiştim. İlaveten "Turistlerin Malatya'da işleri uzayınca da Trafik polislerine ceza ödemek zorunda kalıyorduk" diye de eklemişti.... 

Gelelim esas mevzumuza. 

Emekliler parkının tüm alanını öyle sıradan değil gayet özenle peyzaj mimarisiyle görenlerin içini ferahlatacak, Her köşesinde doğal sular fışkıran ve salkım söğütlerle de ismini yaşatacak bir mabet inşa edilmeli.

Bu görkemli yapıda Türk Mimari Kültürünün tüm birikimleri kullanılmalı.

Orta Asya'dan, Semerkant, Buhara, Anadolu Selçukluları'ndan Erzurum, Konya, Osmanlı'dan İstanbul, Bursa eserlerinin çizgilerini yansıtacak muhteşem bir mabet inşa edilmeli...

Kültür faaliyetlerinin, sosyal faaliyetlerin yapılabileceği çok amaçlı her yaştan insanın gönül rahatlığıyla gelebileceği bir sosyal yapılar bütünü olmalı. 

Yazarın Diğer Yazıları