Vahdettin Yiğitcan

Şifa Ocağı Çam ve Sakura Şehir Hastanesi

Vahdettin Yiğitcan

Değerli okurlar,

Çağımız bir yandan akıl almaz bir hızla teknolojik gelişmelere sahne olurken diğer yandan da şimdiye kadar görülmemiş doğal afetlerle mücadele ederek altından kalkma savaşı veriyor.

Saniyeler içerisinde 11 şehrimizde etkili olan 6 Şubat Depremleri devasa bir alanı yerle bir etti. 

"Asrın Afeti" olarak tanımlanan bu felaket bilim insanlarınca binlerce yılda oluşan enerji boşalımı olarak açıklanmaya çalışılıyor. 

Tüm dünyayı kıpırdayamaz hale getiren Koronavirüs salgınının yarattığı korku atmosferi o günleri yaşayan her yetişkin insanın hafızasında derin izler bıraktı. 

Koronavirüs salgını sadece korku atmosferi yaratmadı bugün tüm dünyayı ekonomik anlamda kasıp kavuran, ülkemizi daha da derinden sarsan enflasyon illetinin müsebbiplerinin başında gelir. 

Koronavirüs salgınından önce projelendirilip hayata geçirilen "Şehir Hastaneleri" mükemmel donanımlarıyla dünyaya örnek sağlık merkezleri oldular. Korona günlerinde ise ülkemizin sağlık alanında adeta can simidi işlevi gördüler. 

Bugün sizlere bir ayı aşkın bir süre tedavi gördüğüm Başakşehir Çam ve Sakura Hastanesine ilişkin bilgiler verceğim ve hastanede yaptığım gözlemlerimi aktaracağım. 

Başakşehir Çam ve Sakura Hastanesinin inşaatı 2016 yılında başlamış ve 2020 yılında tamamlanmıştır. İlk etabı 20 Nisan'da açılan ve bu tarihten itibaren yalnızca COVID-19 hastalarının nakledildiği hastane, 21 Mayıs 2020 Perşembe günü resmi anlamda hizmete açılmıştır. 

Dünyayı tam bir karantina altına alan koronavirüs salgını, genel anlamıyla "Pandemi" adıyla ülkeleri içlerine kapamaya mecbur bırakmıştır.

En gelişmiş ülkeler de bile toplu ölümler ve toplu gömülmeler sıradan olaylar olarak kanıksanır hale gelmiştir.

Sağlık araç ve gereç ihtiyaçları ülkeleri o denli aciliyet noktasına getirmiştir ki, bir ülkeden bir başka ülkeye gitmekte olan sağlık ürünlerine el konularak gasp suçu dahi işlenmiştir. Bu gaspı da gelişmiş batı ülkeleri kendi aralarında yapmışlardır. 

Bu şartlar altında dünya inim inim inlerken hamdolsun ülkemizde bu süreç daha soğukkanlı atlatılmıştır.

Sağlık alanında hükümetimizin isabetli yatırımları sınavını bu dönem içerisinde yüz akıyla vermiştir.

Hastane Günlerim

En başta şu genel kabulüm olan benim yaklaşımımı söylemeliyim.

İstisnasız, ,insanoğlunun bulunduğu her yerde memnuniyette vardır buruklukta... Bunlar ayrılmaz adeta tabiat kanunu gibidir. Ne sil baştan pür memnuniyet mümkündür, ne de baştan sona burukluk. Burukluk olacak ki, memnuniyetin değeri ortaya çıksın, memnuniyet te olacak ki, burukluğun acısı anlaşılsın.

Ekonomik anlamda Dünyanın yaşadığı pandemi krizi, Rusya-Ukrayna Savaşı ve yıllardır başımızı kaldıramadığımız Doğu ve Güneydoğu sınırlarımızdaki terörle mücadelemiz ekonomimizi yönetilebilir olmaktan çıkardı.

Üstüne üstlük bu ağır şartlara rağmen Devletimizin en üst yönetimi başta olmak üzere tüm kademelerinde hüküm süren "İtibardan Tasarruf Olmaz" anlayışı karşısında ekonomimiz örneklik anlamında halkta hayal kırıklığı yarattı. vetam bir çıkmaza girdi.

İlaveten, son yirmi yıl içerisinde palazlanıp piyasayı ele geçirerek kartelleşen perakende sektörü doymak bilmez ve denetlenemez yapısıyla günlük zam yaparak hükümetin tüm tedbirlerini anlamsız kıldı.

Bu tahammül edilemez duruma kapağı yurtdışına atmak şeklindeki ilk tepki sağlık sektörünün olmazsa olmaz mesleği doktor ve hemşirelerden geldi.

Doktor ve hemşireler yurtdışında maddi olarak daha uygun koşullarda çalışmak düşüncesiyle gitmeye başladılar.

Bu kez doktor ve hemşirelere "Giderlerse Gitsinler" meydan okunması ise gidiş trafiğini daha da hızlandırdı.

Sonuçta içeride kalanlar genç mezunlar ve birkaç memleket sevdalısı idealist meslek erbapları.

İstisnaları ayrı tutarsam genç yetenekler henüz yetişme aşamasında kelimenin tam anlamıyla acemi çaylaklar... 

Ne yazık ki, hakikat bu...

Bütün bu anlattıklarımı hastane günlerimde yaşadıklarımı temellendirmek için anlatmış bulunuyorum.

Başakşehir Çam ve Sakura Hastanesi fiziki şartları gereği mükemmel donanımlı muhteşem bir hastane.

Hastaların bütün ihtiyaçları dikkate alınarak büyük bir planlamayla inşa ve dizayn edilmiş.

Herşey pırıl pırıl ve yep yeni.

Ne var ki, hizmet alırken bir hasta fiziki şartların paralelinde aynı standartta kaliteli hizmeti alamıyor. 

Bir hasta hastaneye hastalığından kurtulmak ve şifa bulmak için gider.

Bir hasta hastanenin giriş kapısındaki güvenlikten, danışma biriminden, poliklinik sekreterliğinden geçerken tebessümle karşılanmak ister. İlgi ve güvene ihtiyacı olan bir insandır hastaneye gelen hasta. 

Doktoru hastasına "Aradığın kişi benim, emin ellerdesin, senin tedavini seninle birlikte gerçekleştireceğiz" anlamındaki güven duygusunu vermelidir.

Bu fakir Malatya gibi depremi en ağır bir şekilde yaşayan ve darmadağın olmuş bir şehirden kalkıp derdine şifa bulmak için İstanbul- Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesine gitmek zorunda kaldı.

Daha önce diyabetik ayak yarası nedeniyle üç parmağımı kaybettiğim sağ ayağımın baş parmağında oluşan yarayı Malatya'da ortopedi uzmanına muayene ettirdiğimde "parmağını kesmemiz gerekir" demesi üzerine soluğu İstanbul'da aldım.

Çam ve Sakura Şehir Hastanesine gittiğimde hastanenin hamiyetperver Koordinatör Başhekimi Prof. Dr. Nurettin YİYİT'in öngörüsüyle hastaneye yatışım sağlandı ve Plastik Cerrahi servisinde tedavim başladı. 

Lafı çok fazla uzatmadan söylemeliyim ki, sabah ve akşam kontrole gelen gencecik doktorlar maalesef kendi aralarında tıbbi terimlerle konuşup gidiyorlardı.

Hastasını bilgilendirmek adına ancak ısrarlı olursan o da bir iki kelimelik açıklama yapma lütfunda bulunuyorlardı.

Hemşirelere gelince, az da olsa işini titizlikle yapan da vardı, işini umursamayan da.

Yemekler ise hangi cesaretle o kadar özensiz çıkıyordu halâ çözebilmiş değilim.

Hipokrat'ın Yemini

Evet, Hipokrat Yemini olarak bilinen metin doktorların mesleğe atıldıkları zaman ettikleri yemindir.

Oysa bu metnin içerdiği anlamı hayata geçirmek hususunda sağlık sektörünün her kademesi içselleştirmek durumundadır diye düşünüyorum.

Benim burada vurgulamak istediğim yegâne husus değerli insan Hipokrat’ın yeminindeki ruhu her sağlık çalışanının aklından çıkarmaması ve bu yönde bir anlayışı kendisine ilke edinmesidir.

Sanal kaynaklarda rastladığım bilgilere göre:

Hekimlerin mesleklerini onurla uygulayacaklarına dair tarih boyunca ettikleri yemin:

"Yeteneğim ve hâkimiyetim ölçüsünde hastalarımın iyiliği için tedaviler önereceğim ve asla kimseye zarar vermeyeceğim. İsteyen hiç kimseye öldürücü bir eczayı ne vereceğim ne de bunu tavsiye edeceğim; benzer şekilde, bir gebe kadına çocuk düşürmesi için ilaç vermeyeceğim. Hayatımın ve sanatımın saflığını koruyacağım. Yaşamın ve ölümün Rabbi, sağlığın bahşedicisi, şifanın ve her türlü tedavinin Yaratıcısı olan Tanrıya yemin ederim. Yine Asklepios'a, erkek olsun kadın olsun Tanrının tüm dostları üzerine yemin ederim."

Hususiyetle Teşekkürlerim

İlk teşekkürümü Prof. Dr. Nurettin Yiyit beyefendiye sunuyorum.

Hastaneye ilk adımımı attığım andan itibaren ve taburcu olacağım güne kadar üzerimde gölgesini hissettiğim hamiyetperver insan Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Koordinatör Başhekimi Prof. Dr. Nurettin Yiyit asker kökenli ve ince ruhlu bir sanatçı. 

Başhekimlik girişindeki Sekreterlik odasının duvarlarını süsleyen Ebru çalışması Çiçekler, Yağlı Boya çalışması Doğa Manzarası ve Karakalem çalışması Savaş Gemisi Nurettin beyin eserleri. 

Böylesine devasa bir kurumun yönetimini sanatçı ruhlu bir insanın koordine etmesi insana güven veriyor.

Bir diğer teşekkürümü Plastik ve Estetik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Perçin Caşkan hocama sunuyorum.

Sağ ayak başparmağım tıbbi ifadesiyle eğilmiş "Çekiç Parmak" olmuştu.

Perçin hoca bu eğik halin düzelmesi için metal çubuk önererek operasyon yapılması gerektiği teşhisinde bulundu ve operasyon başarıyla gerçekleştirildi. Bu teşhis ve tedavisi için Perçin hocama çok teşekkür ederim.

Hiperbarik Ünitesi Su Altı ve Hiperbarik Tıp Hekimi, Seren Kırmızı Özgül'hocamı teşekkür bahsinde unutmamam lazım. 

Yaklaşık bir ay boyunca tertemiz ve son derece disiplinli bir ortamda soluduğumuz oksijen kılcal damarlarımıza canlılık bahşetti.

İyileşmeyen diyabetik ayak yaram şifa buldu. Teşekkürler Seren hocam.

Yorumlar 1
Bir Akpartili 20 Eylül 2023 10:47

Sayın editör biz okuyucular bu yazarın özel hayatını daha ne kadar okuyacağız Hayatının hepsini öğrendik anasını babasını çocuklarını Hastalıklarını Yetmez mi

Yazarın Diğer Yazıları