Vahdettin Yiğitcan

Malatya'nın Yüz Karası-2

Vahdettin Yiğitcan

Değerli okurlar zaman zaman ve yeri geldikçe Malatya için "Sağır Sultanlar Şehri" tanımını yaparım. Ve yaptığım bu tanımlamamın hiç de haksız bir tanımlama olmadığını görmekten de üzüntü uyarım. 

Neden böyle duyarsız, neden böyle vurdumduymaz, neden at gözlüklü yöneticiler tarafından yönetildiğimiz gerçeğini içim kan ağlayarak görmek ise her geçen gün içimi karartıyor. 

Bu acı gerçeklik karşısında Malatyalılar olarak gelecek güzel günler beklenti ve hayallerimiz de giderek adeta ufuktaki serapa dönüşüyor. 

Bilmem çok mu acımasız düşünüyorum, Malatya'nın iş başına getirdiği siyasi yönetici ve temsilcilerinin ( belediye başkanları ve milletvekilleri ) söz sırası geldiğinde hizmet anlamında attıkları nutuklarını bilirsiniz. Din, iman, ahlak, temizlik, hizmetkârlık konusunda konuştuklarında da mangalda kül bırakmadıklarını çok duymuşsunuzdur. Hatta öylesine samimiyetlerine sizi inandırırlar ki, kendi samimiyetinizden şüpheye düşersiniz. Oysa ortaya koydukları çabanın sizinle ilgisi sadece güveninize mazhar olabilmek, kısacası oy hesabı içindir; asıl maksat ve hesap ise şahsi ikbal çırpınışlarından başka bir şey değildir. 

Yazının başlığından da anlaşılacağı üzere Malatya'nın Yüz Karası yazısının ilkini bir yılı aşkın bir süre önce yazmıştım.  Yayın tarihi 13.Ekim.2021 Net Haber.

Şimdi aynı başlıkla, yani Malatya'nın Yüz Karası-2 şeklinde adı geçen o yazıyı sadece 2 rakamının ilavesiyle yeniden yayınlamanın hüznünü yaşıyorum.

Hüzün diyorum çünkü, Malatya'nın medeniyet seviyesinin yegâne göstergesi olan insani bir hizmetin aynı duyarsızlıkla ve Hindistan Sokak Tuvaletleriyle pislik yarışmasına girebilecek kategoride işletilen ve Malatya'nın göğsünü gere gere övündüğü İbadethanesi Tarihi Teze Cami Tuvaletlerinin içler acısı durumundan söz ediyorum. 

Nerdesin Ey Kent Konseyi

Depremde zarar gördüğü için geçtiğimiz aylarda Malatya'nın şehir merkezindeki son dönem Osmanlı Mimarisi örneklerinden olması nedeniyle iftihar edilen Malatya'nın sembolleşmiş eseri Hacı Yusuf Teze Camii'nde onarım  ve güçlendirme çalışması tamamlandı ve ibadete açıldı.  Onarım sırasında yapılan abdest çeşmelerinin dikey sütunları caminin görüntüsüne zarar verdiği gerekçesiyle Malatya Kent Konseyi bu müdahaleye karşı çıktı ve uygulamayı iptal ettirdi. Şimdi caminin görüntüsü devasa gölgelik şemsiyeleri nedeniyle bozulmuş durumda. 

Malatya Kent Konseyi'nin ortaya koyduğu tipik "İSTEMEZÜK"çü tavırda gördüğüm husus zarf ile mazruf çelişkisidir.

Adamlar caminin avlusunda açıklama yaparken görüntüyle ilgileniyorlar da ayakları altında işletilen gayri insani ve onur kırıcı pislik içinde yüzen tuvaletleri görmezlikten geliyorlar. 

Her insan için yemek içmek kadar en doğal bir ihtiyaç giderme yerleridir tuvaletler. İbadet etmenin olmazsa olmaz ilk koşuludur arınma ve temizlik. 

Ben hem zarfın hem de mazrufun uyumlu ve estetik olmasından söz ediyorum.

Oysa bizim koskoca adına dikkat eder misiniz, Malatya Kent Konseyimiz zarf ile uğraşıyor da mazrufu görmezlikten geliyor...

Kim bilir, belki de bizim kent konseyimizin üyeleri tıpkı topraksız bitkiler gibi atık üretmeksizin su ve hava ile besleniyorlar; su buharlaşarak, hava da havaya karışarak yok oluyor ve tuvalete gereksinim duymuyor olabilirler mi, ne dersiniz? 

Öznur Çalık Aradı

Bu yılın ilk ayı Ocak ortalarında bir gün telefonum çaldı. tanımadığım bir numara, meğerse arayan kişi Malatya Milletvekili Öznur Çalık'mış  

Kısaca hal hatır ettikten sonra benim Ekim 2021 de yazdığım "Malatya'nın Yüz Karası" yazısının işaret ettiği tuvaletlerin yeniden yapılması işinin gerçekleşeceği haberini verdi. "Bakanımla görüştüm, tadilat yatırım bütçesinde gereken miktarı ayıracakları sözünü aldım" dedi. İlgisine çok teşekkür ettim ve görüşmemiz sona erdi. 

Evet, geldiğimiz bu noktada çok değerli ve sayın Öznur Çalık hanımefendi, camimizin tadilatı bitti ve bahsi geçen o tertemiz olması gereken yerler bugün halâ aynı pisliğine devam ediyor... Ne dersiniz?

Her ne kadar sonuç alınamamış olsa da...

Kesinlikle haksızlık etmeyeyim, bir yazım üzerine duyarlılık gösteren Öznur Hanımın farkı adı geçen duyarsız diğer 8 erkeği ikiye katlar...

İşte O Yazı

Başlığa bakarak hemen suratınızı ekşitmeyin...

Okuduğunuz satırların yazarı bu hakir ve fakir de, en az sizin kadar Malatya'nın dününü ve bugününü değerlendirecek mukayese bilgilerine sahiptir. 

Anlatacaklarımı sabırla can gözüyle okuyun, gönül kulağıyla dinleyin...

Asla, rahmetli Çetin Altan'ın meşhur alaycı ifadesiyle "Türk'e Türk Propogandası" yapanlar gibi, Malatyalılara Malatya Propagandası yapmayacağım...  

Malatya, yerel yönetim itibariyle bir büyükşehir iki de merkez ilçe belediyelerince yönetilen orta ölçekli, eşsiz özellik ve güzellikleri bünyesinde barındıran bir ilimizdir. 

Coğrafi konum olarak doğunun batısı, batının doğuya açılan kapısı olmakla beraber kuzey ve güneyin tam ortasında yer alan ulaşım ağının ortasında bulunmaktadır. 

Bereketli topraklarında yetişen sebze, meyve ve hububat ürünlerinin nadideliği, havası ve suyunun güzelliği sayesindedir... 

Sonuna kadar hak ettiği "Dünya Kayısı Başkenti, Malatya" ünvanını, bırakın Türkiye'yi dünyada elinden alacak bir başka şehir ya da belde de yoktur... 

On yıllardır yerlerde sürünen kayısımızın kıymeti nihayet bu yıl hak ettiği değeri görmeye başlamıştır... Onlarca yıllık değer görmeyişin müsebbiplerini iyi tespit etmek lazım gelir...  

Geçtiğimiz ay UNESCO tarafından tescillenen ve Kalıcı Dünya Mirası Listesine alınan Arslantepe Höyüğü ile tarihe ışık tutan, şimdiye kadar yapılan araştırmalara göre de 8 bin yıllık geçmişe uzanan kadim kültürlerin zenginliğine sahiptir Malatya. 

Türkiye Cumhuriyeti'ne, siyasi tarihimizde önemli görevler üstlenmiş ve başarıyla sonuçlandırmış, iki Başbakan ve iki Cumhurbaşkanı'nın yanı sıra saysız devlet adamı yetiştirmiş seçkin bir vatan toprağıdır Malatya... 
Ne var ki, Malatya, Malatya'dan habersiz yöneticilerle yönetilmektedir... 

Belediye Başkanlarımız ve Milletvekillerimizin Dikkatine

Öncelikle ve ivedilikle, başta Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan olmak üzere, Battalgazi Belediye Başkanı Osman Güder ve Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Çınar'ın yanı sıra, Malatya milletvekili, Öznur Çalık, Mehmet Fendoğlu, Bülent Tüfenkçi, Ahmet Çakır, Hakan Kahtalı ve Veli Ağbaba'ya saygılarımı sunarak Malatya'nın Yüz Karası olarak nitelendirdiğim çok fecaat bir durumdan söz edeceğim ve bütün bu isimlerini saydığım zat-ı muhteremler el ele vererek Malatya'nın utanç verici bu durumuna son vermelerini isteyeceğim... 

Üç belediye başkanımıza ve milletvekillerimize hitap etmemin sebebi, ileteceğim sorunun tüm Malatya'yı ilgilendirmesi nedeniyledir... 

Çünkü, isimlerini zikrettiğim zat-ı muhteremleri bulundukları görevlere oylarıyla Malatyalılar getirmişlerdir...

Bilindiği üzere insan olmamız nedeniyle en doğal bir ihtiyaç giderme yeri olan tuvaletler umumi ortamlarda bulunması zorunlu yapılardır.

Tuvaletler, müslüman toplumlarda çarşı ve pazarların bulunduğu, yoğun insan kalabalığının olduğu yerlerde camilerimizin yanı başında inşa edilmişler ve adına da "Abdesthane" demişlerdir. Yani pislikten temizlenme ve su ile arınma yeri.
Malatya'nın tam merkez noktasında yer alan, etrafında farklı çarşıların bulunduğu, yerli ve yabancı turistlerin uğrak yeri, esnaf, vatandaşların ihtiyaca binaen kullandıkları Teze Caminin Umumi Tuvaletleri, Malatya'nın Yüz Karası bir döküntü halinde ve şehrimizin dışarıda bırakacağı izlenim adına da, başlı başına rezalet bir durum arz ediyor...

Bu tuvaletleri Malatya halkına (seçmenine) reva gören sayın ilgili ve yetkililer (siyasi koltuklarda imtiyazla oturanlar) acaba bu tuvaletlerin rezil durumundan haberdarlar mı? Doğrusu çok merak ediyorum... 

Eğer haberdar değillerse bir zahmet gelip bir de kendi gözleriyle görüp, burunlarıyla ortamı bir solusunlar bakalım, ya da kendileri gelmeye utanırlarsa bir yakınlarını gönderip teftiş ettirsinler... 

Geçtiğimiz günlerde bizzat yaşanmış bir olay dinledim, isim vermeyeceğim, isimleri bende mahfuz. 

Cami yöresinden bir esnaf, yetkili belediye başkanına tuvaletlerin durumunu iletiyor ve Elazığ İzzetpaşa Camisinin tuvaletlerindeki temizliği örnek gösteriyor.

Belediye başkanının verdiği cevap çok yaralayıcı, "O caminin tuvaletleri paralıdır"
Sayın başkan verdiği bu cevapla şunu mu ima ediyor, " Bedava kullanıyorsan, pisliğe de katlan!.."

Tuvaletlerin Durumu

Tuvaletler Caminin kuzey kısmında yer altında, giriş ve çıkışın tek kapıdan yapıldığı bir şekilde oldukça basık tavanlı ve bunaltıcı bir sıkışıklıkta yapılmış.

Cuma günleri tam bir rezalet... Sıra beklemek işkence...

Mermer giriş merdivenleri yıllar boyu çok yoğun kullanımın doğal sonucu olarak aşınmaktan yamuk yumuk olmuş... 

Girişin karşı duvarında, tuvaletleri kullanacaklara " tuvaletlerin ücretsiz "olduğunu belirten pano bir lütuf gibi asılmış. 

Engelli tuvaletleri hangi engelli düşünülerek yapılmış anlamak mümkün değil! En başta engelli rampası yok! Üstelik klozetler darmadağın...

Tuvalet kapıları tam kapanmıyor ve iğrenç yazı ve boyalarla insanın içini karartıyor.  
Yer döşeme fayansları kırık ve pis bir görüntü oluşturuyor.  

Taharet muslukları çok kalitesiz ve herşeyden önce tuvaletin iç alan boşluğu çok dar, içeriye zor girebiliyorsun...

Tuvaletlerin genel zemini her zaman ıslak ve çamurumsu bir kirlilik üzerinde yürüyorsunuz.

Basık tavan nedeniyle havasız ve hamamı andıran bir nem yüzünüze çarpıyor...

Günümüzden iki yıl önce İran'ın Tebriz ve Urumiye şehirlerine gitmiştim, orada da en büyük sıkıntım umumi tuvaletler olmuştu...

Güya İslam devleti İran, İslam temizlik dini, değilmi ki, "Temizlik İmandan Gelir" demişiz...

Malatya Teze Cami'nin tuvaletleri de kullananlara temizlik hissini vermeyen bir rezalet bir çirkef kenefi...

Yukarıda isimlerini andığım ve göreve çağırdığım Malatya insanının oylarıyla onurlandırdığı ilgili ve yetkililer ivedilikle insanlığa ve müslümanlara yaraşır engellilerin de kullanımına uygun bir umumi tuvaleti projelendirip Malatya'ya armağan  etmeliler...

Malatya Uluslararası Bir Konuma Yükselmiştir

Malatya'nın Dünya ölçeğinde tanınırlığı düne göre hiç hesaplanamayacak bir biçimde artmıştır...

Kültür turizmi inanılmaz bir ivmeyle gelişecektir. 

Bu süreç içerisinde yöneticisinden, memurundan, esnafından, işçisinden, iş adamından ve sokaktaki insanına kadar herkes pür dikkat Malatya'nın imajını insanlar nezdinde yükseltecek işlere öncelik vermelidir...

Bavul ticaretinin başladığı yıllarda İstanbul Laleli'de ticaret için gelen Balkan ve Rus kökenli turistleri kazıklamaya kalkan aç gözlü esnaflar ve ilgili diğer sektör çalışanları birden bire kesilen turist hareketiyle ticari krize girmişlerdir. 

İnsanın gözünden ve gönlünden hiç birşey kaçmaz... 

Şehrimizi ziyaret eden kim olursa olsun güzelliği, özeni ve samimiyeti derhal farkeder... 

Şimdiye kadar olan oldu, şimdiden sonrasını öyle özenle oluşturmalıyız ki, şehrimizin çarkı tıkır tıkır işlesin...

Maazallah yukarıda bahsettiğim Laleli örneğindeki gibi küstahça bir cehalet gösterilirse bir daha semtinize uğramazlar... 

Malatya, dünya indinde kazanmış olduğu bu tarihi misyonunu daima hatırında tutarak yönetilmelidir...

Malatya'nın Bu Durumundan Basın da Sorumlu

Sırça köşklerinde oturan Malatya basını işine geldiği oranda sorunlara ilgi duyar. 

Şehrin göbeğinde olan bitenden habersizdirler... 

Malatya Basını ısrarla Yeni Cami Tuvaletinin iğrenç durumunu gündemde tutsa bir haftaya kalmaz pırıl pırıl yeniden inşa edilir o tuvaletler...

Ne fikri takip yaparlar ne de ideolojik saplantılarından taviz verirler...

Trambüsün rengiyle ilgilenirler de işleyişindeki aksaklıklardan bihaberdirler..

Sivil Toplum Kuruluşu olduğunu tabelasında taşıyan sözümona kurumlar başkanlarının çiftliği gibi bir işlev görürler.

Malatya çok ama çok enteresan bir memleket haline evrildi...

Fırıncı esnafını temsil eden bir teşkilat yöneticisi "Belediye Ucuz Ekmek Satmasın" diye eylem yapıyor!...

Oysa belediyenin sattığı ekmek fiyatı oldukça yüksek... 

Kayısı Haber İnternet Sitesinin Genel Yayın Yönetmeni Mahir Temur'un dışında bunu yazan maalesef bir basın organı mevcut değil...

Ben şahsen merak ediyorum, "Belediye Ucuz Ekmek Satmasın" diyen o teşkilat yöneticisisin kaç tane fırını var acaba?

Malatya Sebze, Meyve ve Kasap Pazarı koronavirüs nedeniyle hizaya gelmişti şimdi yine eski karmaşasına döndü...

Düşünebiliyor musunuz, bu sebze ve meyvecilerin derneği, Esenlik Marketlerindeki halk günü sebze ve meyve satışında indirime gitmesin diye çağırıda bulunuyor...

Halkın aleyhine olacak bu çağırıya da ne acı ki, tepki duyacak bir organ bulunmuyor Malatya'da...

Yazdıklarımın hülasası yarınlarımızın bugünümüzden daha iyi olması içindir...

Yazarın Diğer Yazıları