Vahdettin Yiğitcan

Görgüsüzlükten de Öte, Ayıptır Beyler Ayıp!...

Vahdettin Yiğitcan

Bilirsiniz, her yılbaşında yeni yılın ilk saatlerinde yeni doğan bebekler ziyaret edilerek gazeteler ve televizyonlarımıza haber malzemesi oluyorlar...

Bu haberlerin tebessüm ettirmekten başka hiçbir etkileyici ve ilgi çekici yanı yoktur... Belki, doğan bebek için ileride bir anı değeri olabilir...Hepsi o kadar.

Hangi aklıevvel hangi saikle merak edip ve yapmışsa bu haberi, kopyalama bir yöntem olarak günümüzde de aynen devam ediyor bebek ziyaretleri... 

Loğusa yatağında yatmakta olan anne, hem ruhsal hem de bedensel anlamda çok hassas mucizevi bir süreci yaşamaktadır o saatlerde.

Sen kalk hem de bir erkek olarak o odaya cümbür cemaat gir ve "hoş geldin bebek" karşılaması yap, ne kadar ayıp ve münasebetsiz bir görgüsüzlük, düşünebiliyor musunuz?... 

Bir düşünün, kendi eşinizin ya da kızınızın aynı şekilde loğusa yatağında erkekler tarafından ziyaret edilmesi sizi rahatsız etmez miydi? Veya şöyle soralım, bir erkek olarak o ziyaretten memnun olur muydunuz?

Şimdi savunma babından denebilir ki, gitmeden önce izin alındı... 

O izin hangi ruh haliyle verildi, oldu bittiye getirilen hasta bir kadıncağız kabalık olmasın diye reddetmediyse, bu hal kabul anlamına da gelmez...

Normal zamanlarda hastane ziyaretlerinde kadınların kaldıkları odaların önünden geçerken kafamızı çeviririz ki, onları bakışlarımızla dahi rahatsız etmiş olmayalım...

Sosyal iletişim kanallarına yansıyan, isim vermiyorum, iki belediye başkanının bebek ziyaretlerini teessüfle görmüş bulunmaktayım... 

Onlara buradan diyorum ki, o ziyaretleri keşke pek kıymetli eşleriniz onursal başkanı oldukları kadın kooperatifi üyeleriyle kadın kadına yapsalardı da sizler o ziyaretlerde yer almasaydınız...

Kimler yönlendiriyorsa bu belediye başkanlarını, kuş beyinli, kıt anlayışlı olmalılar, toplumumuzun ahlaki, kültürel ve geleneksel değerlerinden bihaber olmalılar!!...

Bu yıl, adına ulusal basın denilen, ülke geneline yayın yapan gazetelerin birinci sayfalarına bir göz attım, gördüğüm kadarıyla rastlamadım bebek haberlerine... 

Çocukluğumdan beri hatırlarım, gazetelerin 1 Ocak günü okuduğumuz, sağlık muhabirlerinin vazgeçilmez mutad haberlerindendir yeni yılın ilk saatinde doğan bebekler... 

Sağlık habercileri 31 Aralık gecesi doğumevlerinin davetsiz misafiridirler...Bir farkla, ulusaldan yerele tenzili rutbe etmiş durumda...

Demek ki, ulusal basın için anlamsızlaşan bu haberler taşranın halâ gözde haberleri arasında... 

Gaziantep, Kayseri, Konya ve Kahramanmaraş

Başlıkta isimlerini okuduğunuz yakın çevre illerimiz, büyük atılımlar gerçekleştirmiş gelişmiş şehirlerimizdendir...

Malatya neden bu şehirlerimizin arasında yer almasın, kültürüyle, mutfak zenginliğiyle, tarihi geçmişiyle, ticaretiyle, sanayisiyle, şehir planlaması ve estetiğiyle...

Başlıkta zikrettiğimiz şehirlerimizin dünü ve bugünü mukayese edildiğinde inanılmaz gelişme gösterdiklerine şahit olmaktayız...

İnanılmaz dememizdeki maksat, bizde hayal dahi edilemeyecek gelişme göstermiş olmaları nedeniyledir. Yoksa bize göre inanılmaz olanı onlar, normal olarak hayata sessiz sedasız geçiriyorlar...

Saydığımız bu kadim şehirlerimizin öne çıkan örnek başarılarını nasıl gerçekleştirdiklerine dair ip uçlarını bulmaya çalışmalıyız...

Yerel yöneticilerimizin şehrimizin gelişmesi ve kalkınması için hangi çalışmalara öncelik vermesi adına saydığımız bu dört şehrimiz, adeta bir laboratuar işlevi görecek şekilde, önümüzde bir imkân olarak durmaktadır.

Kim, neyi, nasıl şekilde yapmışsa, biz de kendimize özgü imkânlarla gücümüz nispetinde aynı yolu takip ederek murat ettiğimiz sonuca ulaşabiliriz... 

Şu an Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğunda oturan Selahattin Gürkan, Battalgazi Belediye Başkanlığı döneminde kültürel ve tarihi eserleri ihya etme hususunda unutulmaz hizmetlere imza attı. Ancak murat ettiği neticeyi elde edemedi... Çünkü, turizmin işleyiş ruhundan habersiz yapılan işler arzu ettiğiniz insani hareketliliği sağlamaya yetmez. O zaman yaptığınız işler de sinema platosu gibi ruhsuzlaşır... Eskimalatya'da yapılan sözde Sanat Sokağı'nın bugün işlevi nedir, bilen var mı?  

Siz bölgenize değer kazandırmak ve canlılık getirmek istiyorsanız, bir bütün halinde kuşatıcı ve kapsayıcı planlamayla tüm ihtimalleri hesaplayarak turizmin taleplerini bilerek adım atmak zorundasınız...

Selahattin Gürkan'ın neden amacına ulaşamadığını turizm sektörünün işleyiş mantığını kurgulayamamasına bağlıyorum... 

Aynı şekilde Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Çınar da kültürel ve tarihi değerlerimize büyük önem veriyor.

Gündüzbey'de ve kadim yerleşim merkezi Çırmıktı'da yaptığı çok amaçlı kültürel ve turizm eksenli çalışmalar göğsümüzü kabartan kalitede devam ediyor...

Çırmıktı'da ve Gündüzbey'de, Eskimalatya örneğinde yaşadığımız gibi bir hayal kırıklığı ve onca emeğin atıl hale gelmesini görmek istemiyoruz.

Mehmet Çınar henüz daha yolun başında ve geç kalınmış değil, en kısa zamanda ciddi ve kurumsal tur operatörleriyle toplantılar tertipleyerek karşılıklı kazan-kazan ilkesiyle makul rakamlar çerçevesinde tur şirketlerinin ne istediklerini hayata geçirerek yola koyulmalıdır.

Benim görebildiğim kadarıyla Yeşilyurt Belediyesi 50-60 kişilik tur acentaları müşterilerine yönelik 5 yıldızlı otel kalitesinde bir otel inşa ederek, tur şirketlerinin cazip fiyat avantajlarıyla 3-4 gün konaklamalı bölgeye turist akışı sağlanabilir diye düşünüyorum.

Bu işler başta Gaziantep olmak üzere, Konya'da nasıl gerçekleşiyor incelemeye değmez mi?

Kayseri ve Kahramanmaraş'da turizm hareketlerine dair ne gibi çalışmalar yapılıyor, bunları merak etmenin kime ne zararı olabilir?

Herşey örnek almakla başlar, sonra kendi üslup ve tarzıyla gelişir...

Yorumlar 1
nur 07 Ocak 2021 12:11

bırakın ona aileler karar versin siz değil sırf ilk bebek olsun diye doğumunu o saate alanlar var. bebek müjdedir umuttur herkesle paylaşılır zaten istemeyen aile buna izin vermez loğusa kadının eşi var anası var babası var.

Yazarın Diğer Yazıları