Süveyda Keskin

İktidarda ki Kurtlar ve Kurtçuklar

Süveyda Keskin

İktidar; bir işi başarabilme yetki, yeteceği ve gücüdür. “Erktir, yönetim gücüdür”. İçinde vazgeçilmez asli ve üstün olan olguyu, adaleti barındırır. İktidar sahibinin üst düzey bilgi, beceri, vizyonunu şart koşar.

İktidar olmak, makama gelmekten ziyade makama layık olabilmektir. Söz konusu devletin siyasi iktidarıysa, her forumda güçlü olmayı elzem kılar. Devleti, siyaseti, orduyu, tıbbı, sanayiyi, tarımı güçlü tutmayı zorunlu tutar ki erk olmak yönetim yetki ve hakkına sahip olmaktır bu.

Kur’an’da güçlü iktidar ve devlet sahibi olarak Hz. Süleyman’ı görmekteyiz. Etrafında ki ülkeleri, güçlü devlet ve yöneticisi olması hasebiyle söz geçiren, gözdağı ve ültimatom veren bir yönetici ve ülke konumunda. Ültimatom tebliğ içerikli olmakla beraber, devlet güçlü, siyaset güçlü, ülke zengin ve gelişmişliğin zirvesindedir. Ordu güçlü, yerli ve yabancı fakat ehil ve kabiliyetli askerlerle donatılmış başarılı bir ordudur.

Bir ülke devleti ve yöneticisini yeryüzünde güçlü kılan tüm bu argümanların yanında güçlülüğün verdiği bir yanlış ve hata yapma olasılığı hep vardır. Resullerin, olağan üstü varlıklar değil, bizler gibi insan olduklarını her zaman hatırda tutarsak, bu durumu hiçbir zaman garipsemeyeceğiz. Sonuçta resullerin hayatları bizlere yaşam dersleri verir niteliktedir ve bu amaca hizmet eder. Ve tüm yaşanmışlıkları yerinde okuyabilmektir ders almak. Ve başarılı olanlar, ders alanlardır.

Hz. Süleyman’ın uzun süren ve ele avuca sığmaz, hızlı gelişen saltanatının onu zamanla iktidar havasına soktuğunu, emrinde çalışanları bu durumla yönettiğini anlıyoruz. Burada tefsir yapacak değilim. Kur’an dileyene okuma ve araştırma hakkı veriyor.

Ordu ve yönetim kadrosu yerli ve yabancı ama ehil ve teknokratlardan oluşmuştur. İlla ki kilit noktalara gelen bu insanlardan, kurtlar, kurtçuklar, çürükler ve çürüyecekler olacaktır. Bunlar güvenin en sağlam ve en devasa ürünlerini yiyip bitirmesi gibi iktidarı yedi bitirdi. Öyle ki saltanatın son ana kadar yıkılışı fark edilmedi.

İktidar gücü şımartır insanı. İçinizde ki kurdunuzu ve güve olanları göremeyecek kadar kör eder. Fakat burada şunu söylemeden geçemeyeceğim. Böylesi güçlü bir iktidarın şımarıklığını kendi içinde anlar, şımarıklık payını dahi yüreklilikle verebilirsiniz. Lakin, sadece kurt kesilenlere ve kemirenlere nasıl bir pay vermek düşer. Bendense mantığıyla politika güdüp, liyakati kenara atanı, adaleti ters düz edeni, memleketin maddi manevi hazinelerini peşkeş çekeni, insanı zayi edenine ne demeli.

İktidar sarhoşluğuyla kurt kesilene, memleketin her türlü kıymetini kurtlara kemirtip eritenlere ne demeli ya!

Sloganlarla yönetilen ülkenin yönetici kadrosunun karşılıklı oportünist alış verişi nasıl izah edilmeli. Alt basamakların ezilmişliği, sindirilmişliği ve körlüğüne nasıl bir anlam verilmeli.

Aklın tüm evrene hakim rolü oynadığı şu dönemde akletmeye varlık gösterebilmenin zerre emaresinin görülmediği hazin tabloyu hangi karanlık çağ ve zihniyete sığdırabilmeli?

Rabbin ‘İkra’ gibi bir nimetinin bahşettiği insanoğlunun neredeyse hiçbir okuma türünü yapamadığı, aklını da, okumalarını da birilerine, bir yerlere, ezilmişlik ve onursuzluk pahasına verdiğini nasıl izah etmeli?

Her insan kendi yaşamında bir yerde yöneticidir. Mutlaka yöneticidir. Hiç kimsenin değilse de kendinin ve hangi boyutta olursanız olun; olanakların şımarttığını gördüğünüz an durmalı, kurt ve güvelerinizi fark etmelisiniz.

Kısacası kendinizin, toplumun, yönetenlerin kurtlarını ve kurtçuklarını görmek durumundasınız. Aksi halde anlık hüsran ve yıkılışınızın en yakın şahidi olacaksınız.

Ayık olmak ümidiyle..

Yazarın Diğer Yazıları