Korona’da sona gelinmiş görünüyor. Her ne kadar mutasyonları, türevleri vb. argümanlarıyla bundan böyle şekillenmeye devam edecek olan bir projeyse de aşı kampanyasını tutturmuş görünüyor. Yayılan korkuyla gerek gönüllü gerek zorunlu hayra sunulan aşılar, üçüncü fazları tamamlanmamış olmasına rağmen insanlara ulaştırılmaya peyder pey belki de en hızlı haliyle devam edecek.
Binbir türlü yaşam argümanını içinde barındıran dünya, son bir yılda inanılmaz bir süratte korona oldu. Sanki tek bir solo sesten emir almışçasına bahsedilen, konuşulan, elzem dert, sıkıntı ve hastalık olan şeyi konuşuyor, aynı talimatı alıyor. Bu noktada dünya tam bir uyum içinde. Uyumsuzlar Trump misali maskara oluyor. ABD’nin başına buyruk, laf dinlemez başkanı marjinal olmanın bedelini ödüyor. Ulus devletçiliğinin son kalesi son figürü belki de.
Dünyaya özgürlükler, insan hakları, demokrasiyi götüren ıslah edicilerin öncü ülkesi; karşılığını alırcasına, sıcağı sıcağına demokrasisini yaşıyor. Aynı misyonu paylaştığı güçler eli ile.. Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner misali hesaplar tersine dönmüş sanki.
“Bir ülkeyi helak etmek istediğimizde oranın şımarmış yöneticilerine emirler veririz, onlar ise orada günah işlemeye devam ederler, sonuçta o ülke helaka müstehak olur. Biz de oranın altını üstüne getiririz.“ ( İsra/16)
Milyonlardan alınan ah, hak ve günahlar böyle alınacak belki de… O gün gelecek, mutlaka gelecek.
“Sakın Allah’ı zalimlerin yaptıklarından gafil sanma; O sadece onlara, gözlerin dehşetle bakakalacağı güne kadar zaman tanımaktadır.” ( İbrahim/42)
Umulur ki mankurtlaştırmaya, çağın tabiriyle siborglaştırmaya çalıştıkları insanları bırakıp birbirlerine düşerler, sinyallerini aldığımız gibi.
“Sen onları toplu, birleşmiş sanırsın oysa onların kalpleri dağınıktır. Kafaları karışık, düşünceleri darmadağınıktır. Akıl etmeyen topluluk olduklarındandır.” ( Haşr/14)
Varlık ve şımarıklık hakimiyetinin verdiği, tamahkarlık, ihtiras ve azgınlık had safhada olacak ki, uzayı kolonileştirmeye kalkışanlar, zirve yapmış teknolojileriyle insanı bertaraf etme çabasında olan yamyamlar bilmezler ki onlar gibi olanlardan eser kalmadı.
“Oysa onlardan önce de daha varlıklı ve daha gösterişli olan nice nesilleri helak ettik.” (Meryem/74)
“Oysa biz bolluk içinde azmış nice şehir halkını helak etmişizdir. İşte yerleri ! Kendilerinden sonra oralarda pek azı oturabildi, hepsi bize kalmıştır.” ( Kasas/58)
Rabbin vaadi mutlaka gerçekleşecek. Bize düşen güçlü olanın da, kadir olanın da mutlak olanın da RAB olanın da Allah olduğunu unutmamak. Dünya ve ahiretin maliki ve tek itaat merciine temiz bir bilinçle kul olabilmektir. Yardım kapıdadır.
Yazımı Sezai Karakoç’un bir mısrasıyla sonlandırmak isterim.
“Ne yapsalar boş, göklerden gelen bir karar vardır,
Gün batsa ne olur, geceyi onaran bir mimar vardır.
Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır,
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır.”
Selametle
