Şefika Leyla

'Fayda'nın peşine düşmek

Şefika Leyla

Menfaat dünyası diye şikayetlenenleri duyarsınız zaman zaman. Hatta biz de sızlanırız bazen. Dost sandım, arkadaşım bildim, meğer kendi faydasınaymış, menfaati içinmiş, bak bunun da altından menfaat çıktı, diye dile getirilir. Bizde menfaatçiliğin halk dilinde çağrıştırdığı anlam olumsuzdur çoğu zaman, ama birileri kitabına uydurup sistematize edince çok kabul görmüş. Menfaatçisi, faydacısı, pragmatizmin gönüllü fedaileri olmuş dörtnala koşturur nicedir. Çıktıkları yolda, güya her düşünceyi ve sistemi, sonucunda ele geçecek somut kazanımlar üzerinden değerlendirerek faydalı veya faydasız nitelemesiyle ayrıştırıp sınırlar çizmişler. Kendilerince ‘doğru’yu, ‘güzel’i, ‘iyi’yi birleştirip ‘faydalı’ sonuca götürmek iddiasıyla. Felsefeleri hakkında masum görüntülü kırk açıklama yapılsa da malum, yolun içeriği de sonucu da, onların dünyasının pratiği ve ölçüleriyle değerlendirilir. Önceliğin halis niyette olduğunu bilmeyenlerin yol alma şekillerinden biridir bu. En kısa yoldan, kendi faydalı bulduklarını önceler, gerekli gördükleri sonucu hedefe koyarlar, sağduyudan uzak…

Bir de asil insanların dünyası vardır; iyi niyet ile çıkarlar yola, güzel amel ile devam ederler. Doğruyu, güzeli ve iyiyi kendilerince değil, Hak’tan yana belirleyip yürürler (Hud/112). ‘Hikmet’i unutturmadan, yaratılmışlar karşısında zillete düşürmeden, sağduyu ile çelişmeyen bilakis onun eşliğinde devam eden, ‘ezelden ebede’ menfaat odaklı bir yolculuktur onlarınki. İnsanlara bir süreliğine geçimlik olarak verilen dünyada (Bakara/36), istifadelerine lütfedilen yeryüzünde (Câsiye/13), kendilerine fayda veren şeyin peşine düşmeleri (Râd/17) tavsiye edilmiştir. Ve dahi faydalı olanı terk etmek fıkhen kerih görülmüştür. Bu asil insanlar, her yaptığının şuurundadır, kazandıklarının karşılığında kendilerini rehin koymaya iştiyaklıdır (Müddesir/38). Öyle uzun vadeli menfaat düşkünüdür ki, yaptığı amellerle dereceler alacağını bilir (Ahkâf/16); dünyasını verir karşılığında ahiretini satın alır (Bakara/86). 

Gördük ki iki grup da faydasının peşine düşmüş, hangisine dahil olmalı ki menfaat ammeye sirayet etsin? 

Yorumlar 2
Asiye Yıldız 26 Ağustos 2020 23:26

İnsan Sosyal bir varlıktır. Tek başına yaşayamaz , toplum içerisinde yaşar. Fıtratta var bu. Yaradılışımıza en uygun kurallar manzumesi olan yüce dinimiz islamiyet , insanın toplum hayatını terk ederek uzlete çekilmesini , insanlardan uzak tek başına yaşamasını hoş görmez. Hadiste de buyrulmuştur ki ; insanların arasına karışıp onların eziyet ve cefalarına katlanan mümin , insanların içerisine girmeyen ve onların baskılarına katlanmayan müminden daha faziletlidir. İnsanların günlük hayatlarında etraflarıyla olan insanî ilişkileri fevkalâde önem arzeder. Rasullah bize insanî ilişkilerinde en güzel örnektir. Çünkü O s.a.v Kötü olarak bilinen insanlarla bile insanî ilişkiler kurardı . İnsanlar farklı farklıdır . İçlerinde iyileri olduğu gibi kötüleri de vardır . Her insan aynı olmaz. Aynı toplum içerisinde yaşadığımıza göre iyi kimselerle olduğu gibi kötü kimselerle de münasebetlerimiz olacaktır. Her iki kesime de aynı şefkati göstererek münasebeti devam etmemiz esastır. Demek istediğim şey şu ki ; insanları olduğu gini kabul etmeliyiz. Peygamberler tebliğ yolunda her kesimden insanlardan eziyet cefa gördüler. Aile eş dost evlat anne baba akraba vs. Katlandılar. Neden ? Allah için. Menfaat dediğimiz şey karşımızdakinin ( eğer her iki tarafında yararına değil ise ) yenilgisi bizim ise zaferimizdir. Biz müslümanlar menfaati lehimize çevirip güzel yapma yolunda faydalı şeyler elde edebiliriz. Menfaat dedimse , hani şu, kendi çıkarına olan karşısındakini ( duygusal, mal ,ruhani ,bedeni olarak) zor durumda bırakmak değil tabiki. Peşinde olmamız gereken hakikî menfaat kabrin Öbür tarafında hiçbir işimize yaramayacak ve hatta zararımıza dokunacak , dünyada menfaatimizmiş gibi görünen malayani boş işlerden ve günahlardan uzak durmaktır. Öte yandan imtihanınız gereği hepimizin ; dünyada yaşamak , aile kurmak maişetimizi temin etmek , insanlarla iyi geçinmek , büyüğe saygılı küçüğe koruyup kollamak,yalan söylememek , Allah ve Rasulünün haram kıldıklarından uzak durmak , ibadetlerimizi aksatmamak , üzerimizde farz-ı ayn olan nefsimizle cihad etmek ,Allah'ın dinini çekinmeden tebliğ etmek gibi vazifelerimiz vardır. Bu vazifeler in tamamı ISLAM'ın ta kendisidir. Bunları yerine getirmek doğrudan ebedi menfaatimizi ilgilendirir ve biz aslında sadece ebedi menfaatimizi korumak ve kollamakla emrolunduk. Yani bunların dışında olanlar üç beş günlük dünyada menfaatimizeymiş gibi görünsede aslında tamamen aldatıcıdır zararımızadır ve bize ahirette büyük sıkıntılar verecektir. Bize düşen ; menfaatimize olan ve bizi yaratan Allah'ın Kuran ve Rasulü ile bize tebliğ ettiği İslam a harfiyen uyarak menfaatimizi kollamak. İnançsızlara ve inkârcıların menfi zararı ; Dünyada az bir menfaatin ardından, dönüşleri bizedir. Sonrada inkâr etmekte olduklarından dolayı onlara pek şiddetli azabı tattırırız (YUNUS-70) İman edenlerin Aklı selim olarak hareket etmenin eğer gerçekten Kalbine Allah'ın rızasını koyarak yaşam sürdürenlerin kazanacağı menfi yarar için ise ilâhi ferman şununla görevlendiriyor bizi ; Sizden , Hayr'a çağıran iyiliği emreden , kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır ( Al-i İmran-104) Yapmamız gereken şey kendimizle birlikte insanlara da faydalı olmak. Bu kutlu görev bize insanlık açısında faziletli bir davranış olup aynı zamanda da Rahmanın katında yücelmemize sebep. Bizi değerli kılan haslet budur. Aksi halde kendisini toplumdan soyutlayan diğer insanlarla beşeri ve sosyal münasebetlerini kesmiş bir insan , İslama göre ideal bir insan değildir . Ömrümüz boyunca hayatımızda birçok başarı sağlarız. Ancak diğer insanlara faydalı olabildiğimiz kadar başarılı oluruz. Hayatta sadece kendimiz için yaşamamalıyız. Büyük düşünen kişiler kendileri ile birlikte diğer insanları da önemser. Bir işi yaparken diğer insanlara sağlayacağı faydayı da düşünelim. Her icraatimiz ölçülü olsun İYİLİK VE TAKVA ÜZERİNE YARDIMLAŞIN. GÜNAH VE DÜŞMANLIK ÜZERİNDE YARDIMLAŞMAYIN. ALLAHTAN KORKUN. ŞÜPHESİZ ALLAH , AZABI ÇOK ŞİDDETLİ OLANDIR ( MAİDE-2) Hakikî Menfaatin , Allah'ın ipine emir ve nehiylerine sımsıkı tutunmaktan başka hiçbir yerde olmadığından sakın gafil kalmayalım. Son olarak kendimiz için istediğimizi Mümin kardeşlerimiz için de isteyelim inşallah. Bu beklenti ile de faydalı olabiliriz. Selamunaleykum..

Kul 26 Ağustos 2020 08:30

Kalemine sağlık . Rabbimin rızası peşinde koşturmak nasip olsun

Yazarın Diğer Yazıları