Nesibe Aldemir

İnsanlık yangın yeri

Nesibe Aldemir

Bir ateş yanıyor dünyanın ortasında. Refah’ta refahından oluyor insanlar. Masum çocukların üzerine ateş saçan İsrail, aymazlığına bir türlü doymuyor.

İnsanlık üzerine işlenen bunca suça bunca cinayete sessiz kalıyor dünya devletleri ve liderleri. Sözün tükenip bittiği yerdeyiz. Cümle kurmaya takatimiz kalmadı. Siyonizm denilen yapılanma hayallerine ulaşacak diye insanlık onuru yerle bir oldu. 

Evlerinden yurtlarından olan masum insanlar çadırlara sığındı. Orada da rahat vermeyen eli kanlı zalimler çadırları bombaladı. Onlarca insan yanarak can verdi. Yine yüzlerce insan yaralandı. 

Dünyayı kasıp kavuran bir acı yükseldi semaya. Kan içmeye doymayan Netanyahu, dünya tarihine adını kanlı harflerle bir kez daha yazdırdı. Batıdan yükselen insanlık seslerine de kulak asmadı.

Küresel bir ruhsal buhranın içindeyiz. İzlediğimiz soykırım görüntüleri içinde insanlıktan kırıntı olan hemen herkesi etkiliyor. Aklıma ve gönlüme sığmayan bir nokta var ki katliama halen sessiz kalmayı başaranlar. Bunu nasıl başarıyorlar acaba? 

Ünlülerden ünsüzlere, batıdan doğuya… İnsanlığın üstünde tepinen bu mahlûkları neden kınamıyorsunuz? Yüreğinizi saran zırhlı tabaka nasıl güçlü ki acıya gözyaşına bu kadar duyarsızlaşabiliyorsunuz? Zincirlere vurulan zihinleriniz nasıl köleleşmiş ki hakikati görmez olmuş.

Hayattan vazgeçin demiyoruz ya da üzüntüden kahrolun da. Ama elinizden ne geliyorsa onu yapın, onu yapalım. Şerefimizle, haysiyetimizle ve onurumuzla oynanıyor. Kendimizi insanlık sınıfına mensup olarak görüyorsak soykırıma karşı bir duruşumuz olmalı. Bu duruşumuzu ve çizgimizi gücümüz yettiği ölçüde korumamız gerek. Boykotsa boykot, dua ise dua, yürüyüş ise yürüyüş, sosyal medya paylaşımıysa sosyal medya paylaşımıyla Filistin’de yaşanan zulme dur demeyiz.

Küresel oyunların bir parçası da bizi sindirmek yok etmek. Vicdanımızı köreltip metalaştırmaktır. Gazze’den yansıyan görüntülere g/özümüzü alıştırmak ve dahi insanlığı küresel bunalıma sürüklemek. Evet hıçkıra hıçkıra ağlıyoruz, çaresiz de hissediyoruz, boykota da devam ediyoruz. Fakat hiçbir şey değişmiyor demeyin. 

Umutsuzluğa düşmeyelim dostlar. Ne yapıyorsak en iyisini yapmaya devam edelim, işimize de sevdiklerimize de sıkıca sarılıp hayatta iyi ve güzel olarak kalmanın mücadelesini verelim. Yüreğimiz yanıyor, gönlümüz daralıyor. Bugün Refah’tan yükselen ateşin şiddetini en derinden hissediyoruz. Bu acıları görmezden gelemeyiz. Söylemek istediğimde bu değil zaten.

İnsanlığı hiçe sayarak zalimce hayal ve hedeflerini hayata geçirmeye çalışanlara fırsat vermeyecek kadar güçlü olalım. Umutsuzluğumuz onların amaçlarına hizmet eder. Kendimizi bırakırsak kayboluruz. Nesillerimize önderlik edeceksek kanayan yaralarımızı sarıp yola revan olmasını bileceğiz. Görmeye gayret edersek Gazze üzerimizdeki ölü toprağını kaldıran güçlü bir eldir şimdi. Refah zalimlere karşı içimizde olan ateşi daha da alevlendiren bir kordur. Filistin bir okuldur.

Öğrenimlerimizi en iyi şekilde tamamlamak için gayretle çalışmalıyız. Dünya üzerinde oynan kirli oyunların oyuncağı olmamak için çok ama çok okumalıyız. Okuduklarımızla özdeşleşip varlığımıza anlam katmalıyız. Gazze büyük bir sınav. Herkesin sorumluluğu ve her kesimin soruları farklıdır. Bu farkı idrak etmeliyiz. Yeise düşmeden tarihe kanlı ve kalın harflerle kazınan bu zalimlerin güçlenmesine destek olmayalım. Yüreğimiz yangın yeri de olsa insanca yaşamaktan ve insanlığın onuruna sahip çıkmaktan vazgeçmeyelim. Vesselam. 

Yorumlar 1
Erman Güldaş 29 Mayıs 2024 12:10

Yüreğine sağlık

Yazarın Diğer Yazıları