Mehmet Zeki Dinçarslan

Adaletin sarsıldığı yol

Mehmet Zeki Dinçarslan

Geçenlerde kritik bir hata yaptım. Aracımla büyükşehir belediyesinin önünden geçerken trafik ışıkları da kırmızıya dönmek üzereydi. İki saniyelik bir tereddüttüm kırmızıda geçmeme sebep oldu. Hepiniz yaşıyorsunuzdur bunu. Durmam gerekiyordu. Hemen aynı gün e-devlete düştü trafik cezası. Yaptığım hatanın bedelini ödemek zorundayım doğal olarak. 

Genel itibariyle trafikte hassas olmaya çaba gösteriyorum. Ceza korkusundan değil, toplu halde yaşıyor olmanın gerekliliklerine uymak için gerek trafikte gerekse farklı alanlarda hassas olmanın lüzumuna inandığım için. Hız sınırları, kırmızı ışık kuralları, trafikteki yazılı olmayan bazı nezaket kuralları beni her zaman sınırlandırmıştır. Fakat bazı durumlarda haklı olmama rağmen geri durmaya çalıştığım da oluyor. Örneğin, yolda bir kamyon gördüysem eğer kenara çekilirim. Yol benimse bile girmem. Akıllı kavşaklar yapılmış mesela. Agresif sürücülerden özellikle kaçarım buralarda. Son zamanlarda şahit olduğum ve sık sık bu köşeden sizlere anlattığım bir durum var: Kamyonlar. Hafriyat kamyonları, belediye kamyonları, beton mikserleri... Trafikte inanılmaz hızlarda seyrediyorlar ve kuralları çoğunlukla yok sayıyorlar. Bu pervasızlık, bu başına buyrukluk hayra alamet değil. 

Dün Malatya sitelerinde bir haber okudum. "Kamyonun Çarptığı Yaya Hayatını Kaybetti". Bu tür haberlerden son bir senede o kadar fazla okudunuz ki, adiyattan hadiseler haline geldi kamyonların karıştığı kazalar. Şimdi diyeceksiniz ki son bir senede diğer araçların karıştığı trafik kazaları artmadı mı? Evet, hepsi için de konuşabiliriz fakat ağır vasıtaların karıştığı kazaların vereceği hasar daha fazla olduğu için vurguyu bu araçlara yapıyorum. Son bir senede hem asayiş olaylarında hem de trafik kazalarında artış yaşandı. Ortada denetim var fakat bu ölçüde bir denetimin yeterli olmadığı aşikâr. 

Kurallara uymakla ilgili kafamda hep aynı duygu oluşuyor. Adalete güvenim zayıflamış durumda. Ben kurala uymazsam bedelini öderim gibi hissediyorum. Başkalarının uymadığını ve bedel ödemediğini gördüğüm zaman adalete inancım yara alıyor. Ben de bu ülkenin bir vatandaşıyım fakat sanki ikinci sınıf bir vatandaşmışım gibi hissediyorum. Kurala ben uymazsam ceza alırım fakat başkası almaz. Vergi borcumu ben gününde öderim fakat ödemeyen bir şekilde affa uğrar. Suç işlemem fakat işleyenlere de bir şey olmaz. Benim gibi insanların sayısı gün geçtikçe artar, sonunda adalet ağırlığı, hacmi, rengi, kokusu olmayan bir şeye dönüşür. Yok ama adı var. 

Kamyonun çarptığı yaya hayatını kaybetti. Bir insanın hayatı bu kadar ucuz olmamalı. Trafik denetimleri daha fazla, cezalar daha caydırıcı olmalı. Beton kamyonları son hız kavşaklara girmemeli. Belediye kamyonları savaşa gider gibi gitmemeli görev yerlerine. Bunlar içinse doğru denetim, doğru uygulama olmalı ki ne canlar yansın, ne adalet duygusu yara alsın.

Yazarın Diğer Yazıları