Çıkar ve Menfaatleri Uğruna Milli İradeyi Görmek İstemeyenler...
Lütfü Caner
Türkiye’nin son 96 yıllık siyasi tarihine baktığımızda; toplumda bilinçli bir siyasi olgunlaşmanın ve hizmet noktasında yeterince aklıselim homojen bir yapılanmanın olduğunu söylemek pek mümkün değildir..
Türkiye’de, 1923’ten 1946’ya kadar zaten tek parti CHP diktatörlüğü hüküm sürdü. 1946’dan sonra ise, Komünist Rusya rejimi korkusundan dolayı ne olur ne olmaz diye, Türkiye’nin ipini elinden kaçırmak istemeyen Amerika, 1923’ten 1946’ya kadar Türkiye’de CHP’nin halkın üzerindeki tek parti baskılarının her hangi bir rejim değişikliği sıkıntısına sebebiyet vereceği endişesiyle, Sovyet Rusya’ya karşı Türkiye’yi elinde kaçırmamak için, 1946’dan itibaren yine ipleri Amerika ve İngiltere’nin elinde olmak kaydıyla, göstermelik çok partili sisteme geçmemizi İsmet İnönü’ye telkin ettiler..
Evet, 1923’ten 1946’ya kadar, tek parti diktatörlüğü baskıları ile her istediğini halka dayatan CHP, her ne kadar Amerika’nın bu çok partili sisteme geçme telkinlerinden hoşlanmasa da, Amerika ve İngiltere’nin baskısına karşı gelemedi ve (mecburen) Türkiye 1946’dan itibaren çok partili sisteme geçmek zorunda kaldı..
Çünkü 1923’ten 1946’ya kadar olan süreçte, CHP’nin vatandaş üzerinde çeşitli sebeplerden dolayı yaptığı baskı, sindirme ve haksızlıklardan dolayı, Türkiye’nin adeta pimi çekilmiş ve patlamaya hazır bir bombaya dönüştüğünü gören Amerika ve İngiltere, Komünist Sovyet Rusya tehdidi karşısında tek parti diktatörlüğünün daha fazla sürmesini istemedi..
Evet, 1946’da kurulan Demokrat parti, nihayet 1950’den itibaren tek başına iktidar oldu ve millet adeta rahat bir nefes almaya başladı. Demokrat partinin ilk icraatlarında biri, CHP tarafından yasaklanan Ezanı Muhammediye’yi aslına çevirmek oldu. Din Üzerindeki bazı baskı ve sindirmeler gevşetildi. Uzun süredir halkın beklediği bazı yerel ve ekonomik hizmetler yapılmaya başladı..
Tabi ki durum böyle olunca da; Demokrat Parti ikinci ve üçüncü defa art arda seçimlerde tek başına iktidar oldu. İşte bu noktadan sonra CHP lideri İsmet İnönü bu duruma daha fazla tahammül edemedi ve bu söz konusu sürecin detaylarına uzun uzun girmek istemiyorum. Neticede CHP suni bazı bahanelerle, gerçekle hiç alakası olmayan bazı yalan ve iftiraları öne sürerek, Başbakan merhum Adnan Menderes’in İdam edilmesi yolunu açtı... Peki, bu yalan yanlış ve çeşitli bazı iftiralarla Demokrat parti lideri ve Başbakan Adnan Menderesi idam eden zihniyet, 1960’tan bu yana 60 yıldır tek başına iktidar oldu mu? İşte buyurun bu sorunun cevabına kısaca hep birlikte göz atalım..
Evet, iyisi ile kötüsü ile eksileri ve artıları ile beğenirsiniz veya beğenmezsiniz, bu yüce millet 1960’tan sonra kurulan Süleyman Demirel’in kurduğu Adalet partisini tek başına iktidar yaptı. Turgut Özal’ın Kurduğu Anavatan Partisini tek başına iktidar yaptı. R. Tayyip Erdoğan’ın kurduğu Ak Partiyi Tek başına iktidar yaptı. Fakat yüce milletimiz 1960’ın darbeci zihniyetini asla ve asla tek başına iktidar yapmadı...
İşte millet olarak, siyasi liderlerin ve siyasi iktidarların artı ve eksilerini ülke ve millet menfaati noktasında aklıselim bir şekilde adalet süzgecinden geçirmeden, bazı küçük siyasi menfaatlerimiz uğruna eğer yıllardır bu ülkeye doğru dürüst bir menfaati olmayan bazı siyasi liderleri ve siyasi iktidarları tabulaştırıp, adeta kutsayarak dokunulmaz hale getirmeye çalışırsak; millet olarak asla ve asla beklediğimiz siyasi bilinçlenmeye ve siyasi olgunluğa erişmemiz mümkün değildir...
Yani düşünebiliyor musunuz; bu ülkede ana muhalefet partisinin lideri: 35 yıldır güneydoğu bölgemizde Mehmetçiklerimizi, polislerimizi, korucularımızı ve vatandaşlarımızı şehit eden, okullarımızı yakan, camilerimizi tahrip eden, şantiyeleri basıp iş makinalarını yakan ve çocukları dağa kaçıran ve ülkemizi 500 yüz milyar doların üstünde zarara uğratan bir terör örgütüne eğer terör örgütü diyemiyorsa ve hendek kazan teröristlere eğer “arkadaşlar” diye hitap ediyorsa; millet olarak oturup ciddi ciddi daha çok düşünmeye ihtiyacımız vardır...
Ve işin en acı tarafı ise; bu insanı lider olarak görüp oy verenler, eğer bütün bu gerçekler karşısında sesiz kalıyorlarsa; gerçekten bu ülkenin işi çok çok zor demektir. Ülke olarak bu stratejik bölgede son yıllarda çok büyük oyun ve tuzaklarla karşı karşıya olduğumuz şu günlerde: Rabbim millet olarak bizlere topyekûn uyanmayı nasip etsin İnşallah. / AMİN...
Selam ve Saygılarımla. / [email protected]