Hakan Ertürk

Dost Mektupları

Hakan Ertürk

RAMAZAN SARIKAYA

     Sevgili Dost,

2006 senesinin Eylül ayıydı. Üniversiteyi bitirmiş, girdiğim KPSS’den aldığım puanla İstanbul’a atanmıştım. İstanbul’a giderken aklımda kocaman bir soru vardı: “Erzincan’da bıraktığım güzide ortamın benzeri bir ortam bulabilecek miyim?”

 Evvela Kasım abiyle, sonra da diğerleriyle tanıştım. Yedi kişilik bir gruptuk. İstanbul’da geçirdiğim dört senemde mümkün olduğunca birlikte hareket ettik. Taziyeye, düğüne, etkinliklere birlikte giderdik. En çok da haftada bir gerçekleştirdiğimiz ev sohbetlerimizi sevmiştim. Öyle ki aradan seneler geçmiş olsa da hâlâ özlemle anarım. Her çarşamba birimizin evinde buluşur, yemek yer, çay içer, muhabbet ederdik. Vaktin çoğu yemeğe, çaya giderdi ve ilmî olarak pek bir şey paylaştığımız söylenemezdi lakin öyle bir muhabbetle bağlanmıştım ki arkadaşlara, bir araya geldiğimiz çarşamba günlerini iple çekerdim. Onlar da tevazularıyla, samimiyetleriyle ve sevgileriyle beni kendilerine bağlarlardı.

Ramazan Sarıkaya, bu yedi kişilik gruptan biriydi. Ramazan abiyi 6 sene evvel tam da bugün, 15 Temmuz günü kaybettim. Kaybettik…

Ramazan abi ile kırtasiye dükkânı açma planımız vardı fakat her ikimiz de ay sonunu zor getirdiğimiz için çok istememize rağmen kırtasiye dükkânı açamadık. Onu ilk tanıdığım günlerde bir trikocuda işçilik yapıyordu. Bir ara, zaten miktarı az olan maaşını alamamaktan yakınıyordu. Eline biraz hırka iliştirmişler ve bunları satıp paranı çıkar, demişler. Bir tane de ben almıştım kendisinden. Hâlâ giyerim o hırkayı ve giydikçe Ramazan abinin o günlerdeki çaresizliğini, fakirliğini hatırlarım.

Sonraki yıllarda önce yayınevinde, ardından Aksa Dayanışma Vakfında çalıştı. Ben, vakıfta çalıştığı yıllarda Malatya’ya yerleşmiştim. Kitap fuarı için geldiğinde, yazın köyüne geldiğinde velhasıl Malatya’ya her geldiğinde buluşurduk. Ben de İstanbul’a her gittiğimde ona uğramadan dönmezdim. Aksa Dayanışma Vakfının kapısından içeri en son onu ziyaret etmek için girmiştim. Onun vefatından sonra vakfa hiç uğramadım.

En çok şu iki şeye üzülüyorum: Ramazan abi, köy hayatını çok severdi ve hayâli bir gün köyüne dönmekti ama dönemedi. İkinci üzüldüğüm şey de Ramazan abi kıt kanaat geçinirdi. Vefatından sonra ailesinin durumu maddî olarak iyileşti. Bazı insanlar fakirliklerini kendileriyle birlikte götürüyorlar demekki…

Nice güzel anılarımın kahramanlarından biri olan Ramazan abiye rahmet diliyor, onun için yazdığım bir şiiri seninle de paylaşmak istiyorum. Rabb’im cennetinde buluştursun.

 

Yıl, iki bin altıydı seni tanıdığımda.

İşçi olmanın yükü vardı omuzlarında.

Yine de gelirdin her çarşamba yanımıza.

Bir güzel adamdın sen Ramazan Sarıkaya.

 

Mahrum etmedin bir kez olsun muhabbetini.

Hiç unutur muyum o mütebessim çehreni?

Evinde, sofranda az yemedik yemeğini.

Ne cömert adamdın sen Ramazan Sarıkaya.

 

Allah aşkıyla çarpardı yüreğin her zaman.

Kitaplara da meftundun, okurdun durmadan.

Şimdi kitapların mahzun, iner mi hiç raftan?

Hoşsohbet adamdın sen Ramazan Sarıkaya.

 

İnsanla uğraşmak, âlemde en zor iş iken.

Sendin insana hizmeti, Hakk’a hizmet bilen.

Vakıfta, kermeste ve her yerde sen vardın sen.

Mücahit adamdın sen Ramazan Sarıkaya.

 

Yol arkadaşlarındı Kâsım, Âdem ve Ali.

Tek bunlar değil, bir de İsmet, Fehmi ve Seydi.

Bir de ben vardım, içinizde en küçükleri.

Halkadan ilk sen koptun Ramazan Sarıkaya.

 

Çocukların yolunu gözler ama gelmezsin.

Dostların sohbetini özler de ses vermezsin.

İnsanlara kendini ne de çok sevdirmişsin.

Ne temiz adamdın sen Ramazan Sarıkaya.

 

On beş Temmuz gecesi kanın aktı sokağa.

Dünyadan el etek çekip kavuştun Allah’a.

Sonraki buluşmamız kaldı öte bahara.

İnşallah, sen şehitsin Ramazan Sarıkaya.

Yorumlar 2
Hakan Ertürk 15 Temmuz 2022 15:46

Allah senden de razı olsun Kasım abi. Emeğiniz üzerimde çok.

Kasım Göktürk 15 Temmuz 2022 15:27

Kardeş Allah senden razı olsun….ağlattın beni

Yazarın Diğer Yazıları