Enes Tarım

Geçmişte kalan

Enes Tarım

Radyoda bir parça çalarken dalıp gitmişti eski günlere…
Doksanlı yılların başları idi...
Günlerce sütre konusunu tartışırlardı. 
Sütrenin boyu ne kadar olmalı?
Uzakdoğu sporları çok yaygındı.
Müsabaka öncesi eğilerek karşılıklı selamlaşma vardı içeriğinde. 
Onu tartışırlardı günlerce.
Bu davranış rükû etmek midir değil midir diye…
Yapmazdı çoğu; şirke girer müşrik oluruz zannı ile… 
Birçoğu bu yüzden sporu bırakmıştı...
Ya da kolonya kullanmazlardı mesela. 
Çünkü içerisinde alkol vardı.
 Bir avuç ayasından fazlası abdesti bozup namazımızı batıl kılabilirdi.
***
Çok istemelerine rağmen müzik dinleyemezlerdi mesela. 
Şarkılarda isyan cümleleri vardı.
Hele kadın sesi...
***
Aslında bugün ehemmiyetsiz çoğu mesele o günlerde önemli gündemlerdi.
Seksenli doksanlı yıllarda…
Kahvehanelerde oturup zaman geçirmek mi?
Halı sahada top koşturmak mı?
Stadyumda maç izlemek mi?
Bir mekânda oturup Türkü dinlemek mi?
Maazallah…
***
Buna benzer o kadar çok mesele vardı ki o gün; çok önemli olup bu gün hiçbir ehemmiyeti olmayan…
Partilere oy kullanmaktan tutun da kamuda memurluk yapmanın sakıncalarına kadar…
Ya da cuma kılmanın şirk düzenlerini onaylamak sayılacağından tutun da cami imamlarının arkasında namaz kılmanın sakıncalarına değin…
Şimdi çok ta önemsemeyen, ehemmiyet verilmeyen ya da tam tersi bugün kabullenilen…
Peki, ne oldu da böyle oldu?
Bu tabii bir süreç miydi?
Böyle olması normal miydi?
Yani kısa bir zaman öncesi caiz olmayan şeyler bugün nasıl oldu da bu kadar hızlı meşrulaştı? 
Dünkü haramlar, şirkler, fısklar ne oldu da bugün birden helal oldu?
***
Bugün hocaefendiler; “ Filan partiye oy vermek dini bir görevdir oy vermeyen Allah katında vebale girer günahkâr olur “ diyor. 
Oysa aynı hocalar dün; “Düzen partilerine oy vermek, sandığa gitmek şirktir” diyordu…
Dün muhtar olmayı caiz görmeyenler bugün vekilleri ayakta karşılıyor, alnından öpüyor, hayır duaları sıralıyorlar…
Ne oldu, ne değişti?
Kimse farkına varmadan hızlı bir devrim mi oldu?
***
Aslında gelinen noktayı küçümsenmemeli, yok sayılmamalı şüphesiz.
Geçmiş yorumlar doğru idi şimdi yanlış bir yola girildi de değil... 
Ama İslami gelişimin serencamı tutarsız, zikzaklı ve çelişki dolu...
Dün denecek kadar kısa zaman diliminde doğruluğu ölümüne savunulan fikirlerin bu kadar kısa zamanda deforme olması düşündürücü...
Üzerine kocaman akideler tesis edilen ideolojiler nasıl birden ehemmiyetsiz hatta haram kıvamına bürünüp tersi bir savunuya dönüşebilir?
İslamcılıktan başka, böyle hızlı değişimler yaşayan bir ideolojiye tanık oldunuz mu daha önce sahi siz?
Bunu nasıl izah edilebilir?
Yeni nesillerin deist olmasında bu ters köşeler, zikzaklar, bugün doğru denilip yarın yanlışlamalar etken değil midir sizce?
Bugünkü yok oluşlarda bu keskin dönüşler etken değil mi?
“Dün söylediklerinin tam tersini yapıyor, savunuyorlar!” diyenler haksız mı?
Peki ya: “Tutarlı değiller” diyenler…
Galiba zamana ihtiyacımız var; kafamızı toparlamaya…
Kendimize geldiğimizde bilginin insanı değiştirmesinin normal bir gelişim olduğunu anlayacağız...
Ve geldiğimiz noktanın aslında bir zaaf, bir olumsuzluk değil toplumu, dünyayı anlamak olduğunu anlayacağız...
Selam ve dua ile…

Yazarın Diğer Yazıları