Cafer Çelik

Müslüman

Cafer Çelik

Bilmek, inanmak, gereğini yapmak, yaşamının her anında Kur’an esasına uygun olarak geçici ömrü değerlendirmeye çalışanların adıdır,  Müslüman. Öğrenmeyen, düşünüp inanmayan, emir ve yasaklarını, hal ve hareketlerinde etkin kılmayanlar, soyundan köyünden, içinde yaşadığı toplumdan dolayı Müslüman olarak adlandırılanlar, olan değil, kendini Müslüman sanan aldananlardır.

Dünya hayatı doğumla ölüm arası geçicidir. Ölenin malı, makamı dünyada kalır. Ahiret hayatının ölümle başlayan sonsuz hayat olduğuna inanır. Müslüman. Sevdiklerinin dünya hayatında faydalanması için makam, menfaat elde etmesine azami gayret gösterenler, yapamayacaklarını da yapmaya kendini zorlayanlar, sonsuz hayatta, ebedi olarak faydalanacakları amellere yöneltme gaye, gayretini sevdikleri için yapmayı neden ihmal ederler? …Ahret inancı özde değil,sözde midir?... 

Allah yaratılanların dünyada huzurlu olması, ahrette sonsuz saadete ermesi, uyması, uygulaması için esasları, peygamberleri vasıtasıyla insanlığa buyurmuş, duyurtmuş. Duyurtulan bu esaslar zamanla tahrif edilmiş, aralıklarla düzeltilmiş, insanlığın tekamülüne uygun olarak geliştirilerek Allah tarafından peygamberlere tebliğ ettirilmiştir. Son ve kıyamete kadar insanlığın uyması, uygulanması istenilen, her türlü tahrif den korunacağı bildirilen, şunca yıllardan beri en ufak bir değişikliğe uğramadan, kıyamete kadar da korunacak olan, ilahi yasa Kur’an’dır.   

Yaşanan, huzursuz edici, üzüntü verici, adaletsiz, zulümkar, insana yakışmayan haller Kur’an’ın bilinmemesi, inanılmaması, uyulup, uygulanmamasındandır. Yaptığı yanlışın, yasağın görüldüğünü, bilindiğini, karşılığının görüldüğüne inananlar; geçici dünyada nefsi, hissi, adetimsi azıcık istek tatmini için sonsuz hayatta ceza görmekten çekinirler.

İnsanımızın çoğu bilmemeleri sebebini okumamak olduğunu söylerler. İnsanlar öğrenmek istediklerini görerek, sorarak, dinleyerek de öğrenebilirler. İnsan günde, haftada, ayda-yılda öğrenmesi gerekli olanları ehlinden sorup, öğrense bilgisi artar, bildiklerini de öğretse bilmeyenler azalır. Bilen, inanan, uyan, uygulayan bir toplum oluşsa örnek alınır. İnanan kimse yapacaklarını, yasakları ehlinden öğrenir, uyar, uygularsa doğrusunu yapmış olur.

Hak inançtan mahrum insanlar sürüleşir; birlik, topluluk oluşturamaz, makam kapmak, menfaat yapmak için mücadele edenlere, düşünmeden alet olurlar. Diğer yaratıklar gibi nefsi hareket ederler, memleket-millet yararı, zararı düşünmezler, zalime, zulme tepki gösteremezler. Hak ve batıl mücadelesi ebedden başlamış, devam etmektedir. Hakkı savunanlar birlik olmalı, güçlenmeli, etkin olmalıdır.

Noksansız kaynaktan gelen, noksansız ilahi yasa bilinir, inanılır, uyulur, uygulanılırsa, sanılmaktan kurtulup, gerçekten Müslüman olunursa dünyada zulüm azalacak, huzur artacak, insanlık şekline, ismine uygun bir yaşayışa kavuşacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları