Abdullah Ergün

Rüya Takım

Abdullah Ergün

Futbolu takip eden, futbol oynayan veya futbolu bağlı olduğu basın kuruluşlarına servis eden gazetecilerin kendi futbol mantalitelerine uyan futbolculardan rüya takım oluşturmaları her zaman büyük ilgi uyandırmıştır.

1970’li yıllarda Televizyonunun hayatımıza girmesiyle beraber gelmesiyle dünya futbolunu takip etmek daha kolay bir hale gelmişti.

Dört yılda bir yapılan ve dünyanın en büyük futbol şöleni olarak adlandırılan “Dünya Kupası” maçları ile unutulamaz futbolcuları hafızalarımıza yerleştirdik.

Daha sonraları “Avrupa Futbol Şampiyonası” ve “Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası”, “UEFA Kupası” maçları ile seyir güzergâhımızın kapsama alanını geniş hale getirmiştik.

Dünya Kupası maçlarında favorimiz her zaman Brezilya olmuştu.

1980’li yıllarda ekranlarda izlediğimiz Socrates, Eder, Zico, Carlos, Serginho, Falcao, Dirceu, Junior’lu Brezilya’yı çok sevmiştik.

1986 dünya kupası maçlarından sonra Eder, Serginho ve Carlos Malatyaspor’a transfer olmaları sadece ülkemizde değil dünyada da büyük yankı uyandırmıştı.

O yıllar geride kaldı.

Fakat bazı futbolcular oynadıkları futbol ile hala konuşuluyor.

Son yıllarda 1970 ve 80’li yılların aksine günümüzde futbol daha hızlı oynanmanın yanı sıra futbolcuların koşu mesafeleri daha da yukarıya çıktığını görüyoruz.

Kendilerine “Rüya Takım” oluşturanların yetenek-sistem üzerine kurulan tartışmalardan etkilendiklerini biliyoruz.

İşte benim rüya takımım:

Kaleci, Jorge Campos Meksikalı kaleci fizik dezavantajına rağmen zamanlaması ve çabukluğu ile benim için hep bir numara olmuştu. Kariyeri boyunca 40 gol atması futbolun fantezi bölümünün önemini de ortaya koymuştu.

Sağ bek: Manfred Kaltz,1980’lerde Hamburg’ta forma giyen Kaltz, isabetli ortaları ve ofans özelliğinin fazla olması ile unutamadığım sağbek oldu. Ofansa ilk çıkan defans oyunculardan birisiydi. Güçlü fiziği ile oynadığı takımlara büyük katkı yapmıştı.

Sol bek; Roberto Carlos, Bana göre dünyanın gelmiş geçmiş en büyük sol beki, Çabukluğu ve kademe anlayışı ile Brezilya ulusal takımı ve Real Madrid’de büyük başarılara imza attı. Mesafe gözetmeksizin attığı frikik golleri ile unutulmazlar arasına girdi. Bir dönem Fenerbahçe’de futbol oynaması ülkemiz adına iyi bir reklam olmuştu.

Stoper; John Terry Chelseali futbolcu, günümüz futbolunda oyunun defans bölgesinde kurulması düşüncesini hayata geçiren futbolculardan birisiydi Teknik kapasitesinin yanında güçlü fiziği ile de bu gölgenin en iyi oyuncuların başında geliyor.

Franz Beckanbauer; Dünyanın en iyi liberosu ünvanını sonuna kadar hak eden ve “Kaizer” olarak ün salan Alman futbolcu birkaç gün önce hayata veda etti.
Modern futbolda oyunun geride kurulması felsefesine uygun futbol kültürüyle adından söz ettiren Beckanbauer, bir çok savunma oyuncusuna da öncülük etmişti.

Zinedine Zidane; Gerçek bir sanatçı. Topla buluştuğu zaman onu izlemek keyif veriyordu. Oyun alanında sıkıntı yaşandığı anlarda ortaya çıkması ile sorunlar ortadan kalkıyordu.

Luca Modric; Klasik orta saha oyuncularından çok daha fazlasını yapabilen, oyun kuruculuğunun yanı sıra savunma yönüyle de beğenilen Hırvat oyuncu, Real Madrid efsaneleri arasında şimdiden yerini almış durumda.

Ronaldinho; Günümüzde herkes Messi-Ronaldo rekabetini yaparken bunların gölgesinde kalan fakat iki oyuncunun birleşiminden ortaya çıkan Ronaldınho için yazılacak çok şey var.

Christiano Ronaldo; Futbolda istikrarın ne kadar önemli olduğunu ilerleyen yaşına rağmen attığı gollerle kanıtlayan Portekizli efsane dünyada en çok gol atan oyuncu rekorunu geliştirmeye devam ediyor.

Lionel Messi; Futbolda dar alanda adam eksiltmenin ve son vuruş becerisinin en iyi uygulayıcısı olma rekorunu bakalım gelecekte kim kıracak.

Kylan Mbappe, Defans oyuncularının karşılaşmak istemedikleri oyucuların başında geliyor. Ronaldo’nun Manchester United ve Real Madrid yıllarındaki çabukluğunun bir adım ötesinde motorsal özelliğine Paris St. Germain takımında devam ediyor.

Yazarın Diğer Yazıları