Düşündüren cevaplar

Ortaöğretim 2. Sınıfta okuyan bir öğrenciye sorduğum sorulara verdiği cevaplar Z kuşağı diye adlandırılan gençlerin içinde bulunduğu durumu çok iyi özetliyordu.

Hiç hayatında gazete aldın mı? Sorusuna verdiği cevap sorunun kendisi kadar önemliydi.

“Hayatımda hiç gazete almadım. Hatta hiç gazete okumadım.” Cevabından sonra benzer bir soru karşısında şaşkınlığım daha da artmıştı.

Peki, Hiç kitap aldın mı? Sorusuna tıpkı gazete sorusunda olduğu gibi cevap verince artık bu jenerasyon hakkında daha sağlam bilgilere ulaşmış oldum.

İki sorun sonrasında “cep telefonunda benden iyi oyun oynayan yok bu konuda arkadaşlarımdan çok öndeyim açıklamasından “sonra “evde cep telefonundaki oyunların daha zor olanını evdeki bilgisayarlardan oynuyorum.

Babam bu konuda bana çok destek oldu.” açıklaması sıkıntılı ortamın geldiği noktada babanın da ne kadar önemli bir rol üstlendiğini gösteriyor.

Yıllar öncesinin ortaokul öğrencilerinin benzer sorular kaşsısında verdikleri cevapları bilen birisi olarak bugün yaşananların ışığında iki kuşak arasındaki farkı daha iyi anlama şansını yakaladık.

Teknolojinin bugün hayatımıza ışık hızıyla girmediği ve insanları teslim almadığı yıllarda gazete satışları ve kitap okumu alışkanlığı o yılların nüfusuna göre çok daha önlerdeyken bugün kültürel anlamda yaşanan satış rakamları tehlikenin boyutlarını gözler önüne seriyor.

Çok basit sorular karşısında” bilmiyorum” açıklaması yapanlar, ÖSYM sınavlarında girdikleri zaman gelinen son virajda çuvallamaları karşısında en başta kendileri ve oyun takviyesi yapan ve ailelerin en önemli sınavda alınan aldıkları sınav sonuçları sadece çocuklarını değil kendilerinin de aldıkları sınav sonuçları olduklarını bilmeleri gerekiyor.

Bu işler en iyi cep telefonu en iyi bilgisayarlar ve alınan son model arabalarına çocuklarına ilk şoförlük deneyimlerini yaşatmayla olmuyor.

Bazı aileler ilkokul aşamasına gelen çocuklarına okuma alışkınlığını kazandırmak için bol resimli kitapları ellerine vererek ilk aşının yerini bulmasına olumlu katkı yapıyorlar.

Okula gitmek içine erkenden evden çıkan ve şehrin gizli yerlerinde mantar gibi çoğalan mekanların önünde mekanın açılmasını elindeki sigarayla bekleyen öğrenciler, ilk başarısız hayat gerçeğiyle karşı karşı karşıya kalıyorlar.

Konunun içler açısı halini görenler şikayet noktasında bizlere ilk serzenişleri yaparlarken aynı tabloyu sürekli olarak gören birisi olarak bu gençliğe yazık oluyor serzenişlerine yetkililerin engel olmaları gerekiyor.

Uyuşturucu yaşının artık korkulan yaş kategorisine gelmesine rağmen sorunların devam etmesi sorunun kendisi kadar önemli.  

Salaş ortamlarda artık en masum hale gelen sigaranın dışında konuşmalardan elde ettiğim uyuşturucu isimlerine takılanların mekanı terk ederken yolda yürüme şeklinin sekizgen hale gelmesine seyirci kalanlarda ve önlem almayanlarda bu işi ticari hale getirenler kadar suçlular.

Çocuklarınıza hayatı kendiniz öğretin.

Başkalarının çocuklarınızı olumsuz yönlendirmelerine izin vermeyin.

Artık yaşam felsefeleri olan cep telefonları, yırtık kotlar, değişik saç modelleri, kanka ve kardo hitap şekilleri, arkadaşlarının en yakınlarına küfür edenlerin bu saatten sonra olumlu yönde değişeceklerine fazla inanmıyorum.

Benzer sorunları yaşamış olan ve haftanın üç günü futbol oynadığımız toprak sahada kendilerine futbol oynama şansı verdiğimiz gençleri bunlardan uzak tutuyorum.

Geçmişte yaptıkları hataları bizlerin onlara futbol oynama şansı vermemizden dolay geride bıraktıklarından dolayı mutlu olmalarından bizlerde mutlu oluyoruz.

Uyuşturucun etkisinde kalan ve sadece bunu düşünen gençlerin aileleri “ Biz nerede hata yaptık?” sorusunun cevabı yazımın başlığına genç bir öğrencinin okuma ile ilgili görüşlerinden yer alıyor.

Çocuklarınıza sahip çıkın ve onlara en iyi ortamları sunmakla bu işlerin olmadığını anlayın artık.

Onlara okuma alışkanlığını ayakları yere sağlam bastığı andan itibaren sağlayın.

Spora yönlendirin.

TV ve akıllı telefonlaralar la geçen süreyi aşağıya çekmek için gerekli uyarıları yapın.

İlk yapılacak iş,

Onları kitap ve gazete okumaya yönlendirin.

Gerisi kendiliğinden gelecektir.