Öğretmenlerin işi değil

Öğretmenleri koronavirüs ile mücadelede denetim ekiplerine dahil edilmesine tepki gösteren Eğitim Sen Malatya Şube Başkanı Kazım Albayrak, öğretmenlerin asıl işinin denetim olmadığını söyledi. Albayrak, 'Sağlık Bakanlığı bu sorunları çözmek istiyorsa binlerce iş arayan, hemşire, sağlık hizmetlisi boş geziyor. Bunları göreve alsınlar. Bu açığı onlar kapatsınlar' dedi.

Öğretmenlerin işi değil

Eğitim Sen Malatya Şube Başkanı Kazım Albayrak, pandemi sürecinde eğitimcilerin yaşadıkları sıkıntıları ilgili sendika binasında basın toplantısı düzenledi. Milli Eğitim Bakanı (MEB) Ziya Selçuk’un pandemi sürecinde öğretmenlere yönelik söylemleri değerlendiren Albayrak, "Bakanın 'öğretmenlerin maaşlarının bütçe için bir yük olduğunu' açıklaması öğretmenleri gerçekten incitmiştir. Yani öğretmenleri eğitime tamamen bir bütçe, gelir gider olarak bakan bir bakanlığın ülkemize çok faydalı olamayacağı görülüyor. Eğitim bir hizmettir, insan gelişimin sağlıklı olmasının para ile ölçülemeyeceğini bilmesi gerekiyor" diye konuştu. 

Sağlık Bakanlığının görevi

Öğretmenlerin asli görevleri dışında görevlendirilmesine tepki gösteren Albayrak, "Filyasyon, denetleme ekipleri var. Öğretmenler bu denetimlerde görevlendiriliyor. Görevlendirme valilik ve kaymakamlıklar üzerinden yapılıyor. Biz bunu milli eğitim ile de paylaştık. Bu konu ile ilgili öğretmenlerimize açıklamalarımızı yapıyoruz, uzmanlık alanımızın dışında, görev tanımımızın dışında olan görevlere gitmeyin. Diye uyarıyoruz. Çünkü bu Sağlık Bakanlığının bire bir görevi. Sağlık bakanlığı bu sorunları çözmek istiyorsa binlerce iş arayan, hemşire, sağlık hizmetlisi boş geziyor. Bunları göreve alsınlar. Bu açığı onlar kapatsınlar" şeklinde konuştu.  

Öğretmenler verimli olmak istiyor

Albayrak, öğretmenlerin salgın sürecinde işe gidememelerinin kendi ellerinde olmadığını dile getirdi. Öğretmenlerin ücret kayıplarının problem olduğunu anlatan Albayrak, "Örneğin İstanbul'da birinci sınıf öğretmenlerin ücret dağılımı 250 TL'den Bin 70 TL'ye kadar değişiyor. Aynı işi yapan öğretmenler. Kırsal kesim bu konuda belki daha avantajlı. Daha seyredilmiş az öğrenci var. Büyükşehirlerde bu sıkıntılar çok daha belirgin. Ayrıca salgın dönemlerinde, deprem ve buna benzer dönemlerde öğretmenlerin yada kamu çalışanlarının olağanüstü koşullarda çalışıyormuş gibi ücretlerin tam ödenmesi gerekiyor. Örneğin Eylül ayında bizim ders programlarımız yapıldı, ücretlerin bunun üzerinden ödenmesi gerekiyor. Yani, öğretmenin derse gidememesi, işini yapamaması öğretmenin suçu değil.  Ekstrada öğretmenler bu konuda kendini rahatsız hissediyor. Öğretmenlerde biran önce öğrencilerine karşı verimli olmak istiyorlar. Uzaktan eğitimde de verimsiz olduklarını düşünüyorlar ve gerçekten müthiş huzursuzlar. Belki dışarıdan baktığınız zaman 'ya işte evde oturuyorlar, eğleniyorlar, zaman geçiriyorlar' diye düşünebilir insanlar. Öğretmenlerimizi bu konuda bir vatansever gibi düşünüyorlar" ifadesini kullandı.