Malatya'da Önce Binalar Şimdi de Aile İlişkileri Sarsılıyor: Peki Depremler Aileleri Nasıl Etkiledi?

6 Şubat depremlerinden etkilenen Malatya'da deprem sonrası boşanma oranları 2024 yılında yeniden artmaya başladı. Peki, yıkıcı depremler sonrası oluşan ekonomik, sosyal ve psikolojik değişimler aile ilişkilerini nasıl etkiledi? Aile danışmanı, Uzman İlahiyatçı ve Manevi Ailem Derneği Başkanı Cengiz Dere soruları tek tek yanıtladı.

Malatya'da Önce Binalar Şimdi de Aile İlişkileri Sarsılıyor: Peki Depremler Aileleri Nasıl Etkiledi?

6 Şubat 2023’te meydana gelen depremler, sadece fiziksel yıkıma yol açmakla kalmadı, aynı zamanda ailelerin ruhsal ve sosyal yapısında da derin yaralar açtı. Deprem sonrası travma, belirsizlik, ekonomik zorluklar ve sosyal değişimler gibi faktörler, aile içi iletişimi olumsuz etkileyerek çeşitli sorunlara neden oldu. Özellikle Malatya’da boşanma oranları depremin ardından tekrar artış gösterdi. Peki, depremler sonrası aileler arasında en fazla hangi sorunlar baş gösterdi? Aile danışmanı, Uzman İlahiyatçı ve Manevi Ailem Derneği Başkanı Cengiz Dere, depremlerin aile ilişkilerine yansımalarını Malatya Net Haber’e anlattı. İşte detaylar…

Kısa adı Manevi Ailem olan bir dernek kurdunuz. Kendinizi ve derneğinizi kısaca tanıtır mısınız? 

Uzman ilahiyatçıyım. Bunun yanında Aile ve ilişki danışmanı aynı zamanda Manevi danışmanım. Emekli olduktan sonra insanımıza nasıl hizmet ederiz diye düşünürken ülkemizin en büyük sorununun aile olduğunu fark ettim. Ailenin toplumun gelişiminde ne kadar önemli bir fonksiyona sahip olduğunu gördüğümden dolayı emekli olduktan sonra bu alanda daha güzel çalışmalar yapmak amacıyla Aile Manevi Destek ve Rehberlik Derneği'ni kurdum.

Malatya'da Önce Binalar Şimdi de Aile İlişkileri Sarsılıyor: Peki Depremler Aileleri Nasıl Etkiledi?

“Aile Üyeleri, Deprem Gibi Bir Afete Farklı Şekillerde Tepki Verebilir”

6 Şubat’ta meydana gelen deprem, aile bireyleri arasındaki ilişkileri nasıl etkiledi? Aradaki bağ arttı mı? Yoksa tam tersi bir durum mu yaşandı?

6 Şubat depremi Malatya'mız ve ülkemiz için gerçekten çok büyük bir imtihan sürecidir. Bin yılların içerisinde bu kadar büyük çapta bir deprem çok az görülmüştür. Dolayısıyla ülke olarak çok büyük bir afet yaşadık. Bu afet o kadar büyüktür ki bu psikoloji ile oraya baktığımız zaman çok büyük bir neticenin olacağı da kaçınılmazdır. Bu tür afetler, aile bireyleri arasındaki ilişkiler üzerinde hem olumlu hem de olumsuz etkiler yaratabilir. Depremin aile ilişkilerine etkisi, bireylerin kişilik özelliklerine, ailenin yapısına, afet öncesi ilişkilerin durumuna ve afet sonrası koşullara bağlı olarak değişebilir. Genel itibariyle çok acı neticeler verse de bu tip büyük olayların büyük değişimlere ve büyük olumlu sonuçlara da sebep olacağını belirtebiliriz. Mesela Depremin o ilk haftasından itibaren 20-30 kişinin bir evde yaşaması beraberinde pandemi ile ayrılan birbirinden uzaklaşan insanımızın yakınlaşmak aile bireylerini birbirine daha sıkı birbirine bağladı. Aralarındaki dostluk muhabbet ve sevgi arttı. 

Tabi olumsuz etkileri de göz ardı edemeyiz. Bu etkileri toplum olarak tespit edep şifa olacak çalışmaları yapmalıyız. Olumsuz etkileri şöyle belirtebiliriz:  Deprem sonrası yaşanan stres, kaygı ve belirsizlik, aile içinde çatışmalara neden oldu. Özellikle maddi zorluklar, barınma sorunları ve gelecek kaygısı, aile üyeleri arasında gerginliği artırdı.  Aile üyeleri, deprem gibi bir afete farklı şekillerde tepki verebilir. Bazıları daha dayanıklı ve çözüm odaklı davranırken, diğerleri depresyon, kaygı bozukluğu veya öfke gibi duygularla başa çıkmaya çalışabilir. 

Depremde yakınlarını kaybeden aileler, yas sürecinde zorlanabilir. Bu süreç, aile üyeleri arasında duygusal mesafelerin oluşmasına neden olabilir. Acıları hala taze onlarca ailemiz var. Bu süreçte, aile bireylerinin birbirine destek olması, iletişimi açık tutması ve profesyonel yardım alması, ilişkilerin sağlıklı bir şekilde sürdürülmesine yardımcı olabilir. 

Malatya'da Önce Binalar Şimdi de Aile İlişkileri Sarsılıyor: Peki Depremler Aileleri Nasıl Etkiledi?

“Aile Bireyleri Yaşadıkları Duygusal Yükü Taşımakta Zorlanıyorlar”

Deprem sonrasında ailelerde en sık yaşanan sorunlar nelerdir? (Örneğin, iletişim sorunları, öfke, korku, kaygı, yas, uyum sorunları vb.)

Deprem travmasına bağlı kaygı ve korkular arttı. Koca koca insanlar üst katlara çıkamaz oldular. Hala bu sıkıntıları devam eden yüzlerce insan var. Tüm Aile bireyleri, özellikle çocuklar, depremin tekrarlayacağına dair yoğun korku içindeler. Buna bağlı olarak gece yalnız kalma, karanlıktan korkma, sürekli tetikte olma gibi görünür pek çok sorun tekrarlanmaktadır. Depremle beraber kimi bireyler kendi içinde kapanırken, kimileri daha sinirli ve agresif oldular. Şöyle bir Malatya’yı gezerken bakın insanımızın yüzü adeta kapkara herkeste bir sinir ve gerginlik emaresi var. Aile bireyleri yaşadıkları duygusal yükü taşımakta zorlanıyorlar. 

Geçici barınma mekanlarında dar ve zor şartlar insanımızda hulk darlığına sebebiyet vermiştir. Yine depremle birlikte pek çok kimse rutin iş temposunu dolayısı ile para işlem realitesini kaybettiği, bu ekonomik koşullar pek çok bireyde öfkeyi tetiklemektedir. Bu da aile çatışmalarına sebep olmuştur. Deprem anını tekrar tekrar hatırlama, kabuslar görme, ani seslere aşırı tepki gibi sıklıkla tekrarlanan psikolojik sorunlar terapilerle düzeltilmez ise çocuklarda alt ıslatma, okul başarısında düşüş, içine kapanma, depresif hissetme veya saldırganlık gibi neticeleri doğurabilir.

Malatya'da Önce Binalar Şimdi de Aile İlişkileri Sarsılıyor: Peki Depremler Aileleri Nasıl Etkiledi?

“Aile İçindeki Ekonomik Sorunlar Çocukların Yanında Çok Konuşulmamalı”

Deprem, çocukları ve yetişkinleri farklı şekillerde mi etkiler? Bu farklılıklar nelerdir?

Evet, deprem çocukları ve yetişkinleri farklı şekillerde etkileyebilir. Bu farklılıklar, yaşa, bilişsel gelişim seviyesine, duygusal dayanıklılığa ve geçmiş travmatik deneyimlere bağlı olarak değişir. Çocuklarda korku, kaygı, gece kâbusları, yalnız kalma isteksizliği, ağlama nöbetleri gibi tepkiler gösterebilirler. Küçük çocuklar depremi anlamakta zorlanır ve güvende olup olmadıklarını sorgularlar. Yetişkinlerde ise Stres, kaygı, öfke, suçluluk hissi ve çaresizlik gibi duygular yaşayabilirler. Ayrıca çocuklarına destek olma sorumluluğu nedeniyle daha fazla baskı hissedebilirler.  Çocuklar daha çok duygusal güvenceye ve sevgiye ihtiyaç duyarken, yetişkinler daha çok çözüm üretmeye ve sorumluluk almaya odaklanır. Her iki grup da farklı şekillerde desteklenmeli ve psikolojik iyileşme süreçlerine uygun yaklaşımlar geliştirilmelidir. Ekonomik yoksulluğun aşırı çocuklara yansıtılması çocuklarda korku, kaygı, içe kapanıklık geliştirebilir. Eğitim hayatlarında aksaklıklar olabilir. O yüzden çocukların duygusal ve psikolojik etkilenmemesi için aile içindeki ekonomik sorunlar çocukların yanında çok konuşulmamalıdır.

Malatya'da Önce Binalar Şimdi de Aile İlişkileri Sarsılıyor: Peki Depremler Aileleri Nasıl Etkiledi?

“Aşırı Hassasiyet ve Öfke Patlamaları Çoğaldı, Aldatmalar Arttı”

Deprem sonrası ailelerde görülen travma belirtileri nelerdir? Bu belirtiler ne kadar sürer? 

Deprem sonrası ailelerde görülen travma belirtileri bireyden bireye değişiklik gösterse de genellikle Yoğun korku ve kaygı, Aşırı hassasiyet ve öfke patlamaları, umutsuzluk, çaresizlik hissi, suçluluk duygusu, ani ağlama krizleri, depresyon ve ilgi kaybı gibi durumlar belirgin şekilde görülmektedir. Gelecekle ilgili yoğun kaygılar alkol, sigara veya diğer bağımlılık yapıcı maddelere yönelmeyi tetiklemektedir. İlginçtir ki bu ortamlarda büyük depremden ibret ile Allah'a yönelme sona ermekte, ilk krizi atlattıktan sonra zayıf iradeli kişiler garip bir şekilde günaha dönüşebilmektedir. Aldatma olaylarının çoğaldığı ne yazık ki resmi tespitlerde teyit edilmektedir. Boşanmaların çoğalmasının bir sebebi de budur. Kâbuslar, uykusuzluk, aşırı uyuma, aşırı yeme veya iştahsızlık insanlardan uzaklaşma, içe kapanma, aşırı tetikte olma ve ani seslere karşı irkilme gibi günlük bireysel problemler eski rutine döndükçe geçecektir. Deprem sonrası travmanın süresi kişinin psikolojik dayanıklılığına, destek sistemine ve yaşadığı kayıplara bağlıdır. Eğer belirtiler 3-6 aydan uzun sürerse veya günlük yaşamı ciddi şekilde etkiliyorsa profesyonel destek almak önemlidir.

Malatya'da Önce Binalar Şimdi de Aile İlişkileri Sarsılıyor: Peki Depremler Aileleri Nasıl Etkiledi?

“Ekonomik Yükün Tek Kişiye Yüklenmesi Tükenmişlik Sendromuna Yol Açabilir”

Deprem, ailelerin ekonomik durumunu ve yaşam koşullarını olumsuz etkileyebilir. Bu durum, aile ilişkilerine nasıl yansır?

Deprem, ailelerin ekonomik durumunu ve yaşam koşullarını olumsuz etkileyerek aile içi ilişkilerde çeşitli sorunlara yol açtığın üzülerek gördük. Maddi kayıplar, işsizlik, barınma sorunları ve belirsizlik, aile üyeleri arasındaki dinamikleri derinden etkiledi. Stresin artmasıyla birlikte bireyler daha tahammülsüz hale geldi, bu da aile içi tartışmalara ve gerginliklere yol açtı. Öfke krizleri, gergin tutumlar pek çok ailede küçük konteynerlerde kavgaları ateşledi. Aileyi bir arada tutan şey dayanışma ve duygusal birlik hissiyatıdır. Depremle beraber birbirini suçlama, yetersizlik hissi ve sabırsızlık, eşler arasında duygusal kopukluğa neden oldu.  Ekonomik yükün tek bir bireyin omzuna binmesi, o kişide tükenmişlik sendromuna yol açabilir. Eş desteği ile bu durumun üstesinden gelmek mümkündür. Aile bireyleri daha fazla zaman geçirebilir, birlikte çözüm arayabilirlerse ortak hedefler belirleyerek dayanışma içinde bu süreci atlatırlar. 

Malatya'da Önce Binalar Şimdi de Aile İlişkileri Sarsılıyor: Peki Depremler Aileleri Nasıl Etkiledi?

Geçici Barınma Alanları Eşleri Birbirinden Uzaklaştırdı

Deprem sonrası boşanmalar arttı. Bunun en temel sebebi ne olabilir?

Benim kanaatime göre deprem sonrası boşanmaların artmasının en temel sebepleri, stres, ekonomik zorluklar, barınma sorunları, psikolojik travmalar ve değişen yaşam koşullarıdır. Çünkü sürekli stres altında olan bireyler daha sinirli ve tahammülsüz hale gelir, bu da tartışmaların sıklaşmasına yol açar. Tartışma ise aileyi zaafa uğratan bir tutumdur. Bu yüzden sevgili peygamberimiz aile içinde birbirini kötüleyerek tartışmamayı tavsiye etmiştir. Bireylerin travmayı farklı şekillerde yaşaması ve birbirine destek olamaması, ilişkide duygusal kopukluk yaratmaktadır. Bu durumda eşlerin birbirine karşı söz dikelmesi yapması sık yaptıkları şeydir. Biz, gerginlik yaratan bu durumun olmaması için tartışma esnasında eşlere sözleri olumlama yöntemi ile tatlıya bağlamalarını tavsiye ediyoruz. Olumlama her iki tarafta kin ve nefreti azaltacağından anlaşmayı ve beraber çözüm bulmayı beraberinde getirir.

Deprem sonrası birçok aile geçici barınma alanlarına taşınmak zorunda kaldı. Yeni yaşam düzenine uyum sağlamakta zorlanan pek çok çift, birbirlerinden uzaklaştı. Bunda özel alanın olmaması, kalabalık ortamlarda yaşamak da etkili oldu. 21 m2 yerde 4-5 çocukla yaşamak özellikle cinsel birlikteliği çok etkiledi. Bu da çiftler arasında gerilimi artırdı. Ne yazık ki bu durum aldatmalara da sebebiyet verdiğinden aile düzeni büyük yara aldı. Boşanmaların çoğalmasına yol açtı. Deprem sürecinin zorlu koşulları ilişkilerde zaten var olan ama bastırılmış sorunları gün yüzüne çıkardı. Bu uyumsuzluklar, kriz ortamında daha belirgin hale geldi ve ayrılma kararını hızlandırdı. Özellikle kadınlar, eşlerinden ilgi ve destek göremediklerinde boşanma eğilimine girebilirler.

Malatya'da Önce Binalar Şimdi de Aile İlişkileri Sarsılıyor: Peki Depremler Aileleri Nasıl Etkiledi?

Empati Kurulmalı ve Karşılıklı Suçlamalardan Kaçınılmalı

Deprem sonrası aile ilişkilerinde yaşanan sorunlar nasıl çözülmeli? Neler tavsiye ediyorsunuz?

Deprem sonrası aile ilişkilerinde yaşanan sorunların çözümü için öncelikle duygusal destek, iletişim, dayanışma ve profesyonel yardım gibi unsurların dikkate alınması gerekir. Stresli durumlarda sakin kalmaya çalışarak empati kurulmalı ve karşılıklı suçlamalardan kaçınılmalıdır. Deprem süreci Malatya’da küçük ve sık depremlerle devam ediyor. İnsanımızın bilinci de bir türlü süreç bitmediğinden rahatlama sağlanamıyor. Özellikle çocuklar bundan etkilenmeye devam ediyor. Çocukların bilinçaltında deprem sırasında kendini koruma ve deprem hakikatiyle barışık yaşamayı sağlamak için bilinçlendirme çalışmaları yapmak gerekir. Öğretmenler başta olmak üzere ebeveynler bu konuda onları rahatlatıcı, güvende olduklarını hissedici telkinlerle bilinçaltı çalışmaları yapmaları gerekir. Aynı durum yaşlılar içinde geçerlidir. Yaşlılar ve psikolojik olarak hassas bireyler için de sabırlı olunmalı, onların kaygılarını hafifletecek yaklaşımlar benimsenmelidir. Ayıplanmamalı deprem korkuları kabul edilerek hakaret ve utandırma yerine onları rahatlatıcı bir metot ile hareket etmelidir.

Maddi sıkıntılar nedeniyle çiftler arasında gerginlik yaşanabilir. Bu nedenle ortak bir bütçe planı yapılmalı ve harcamalar kontrol altına alınmalıdır. Aile üyeleri, birbirine destek olacak şekilde sorumluluk paylaşmalı ve mümkünse yeni iş fırsatları araştırılmalıdır. Yeni bir normalleşme süreci oluşturmak için aile içinde küçük kutlamalar, sohbetler, yürüyüşler yapılmalıdır. Böyle pozitif etkinlikler normalleşme süreci hızlandıracaktır. 

Malatya'da Önce Binalar Şimdi de Aile İlişkileri Sarsılıyor: Peki Depremler Aileleri Nasıl Etkiledi?

“Hayat Işığımızı Kaybetmeyelim”

Son olarak sizin eklemek istedikleriniz?

Deprem gibi büyük felaketler hayatımızı değiştirir ama birlikte hareket edersek, destek olursak ve sabırla ilerlersek bu zor zamanları aşabiliriz. Aile bağlarını korumak ve güçlendirmek için şu tavsiyeleri yapmak istiyorum: Öldürmeyen acı diriltir. Tüm acıların ortak ilacı sevgi ve iletişim içinde dayanışma ruhudur. Büyütürsen büyür küçültürsen küçülür. İncir çekirdeğini doldurmayan olaylarla evliliğinize zarar vermeyin. Sıkıntılar dağlarvari bile olsa aile kuvveti ile bir araya gelin ve tüm zorlukları küçültün. Zira bir araya gelmiş iki 1, iki değil on bir eder. Aile budur. Tartışmaları bir kenara bırakın. Birbirinizin kusurlarını affedin. Affetmek büyüklüktür. Zorluk büyük idi; hatalarda büyük olmuş olabilir. Ama sizin affınızda büyük olsun. Zira Allah affeden kullarına merhamet edeceğini Kuranında bildiriyor.

Büyük kayıplar ve acılar yaşadık, ancak zamanla hayatın yeniden kurulabileceğini gördük. Hayat ışığımızı kaybetmeyelim. Deprem olurken birkaç saat sonra yanımız koşup gelen iyi insanlar hala bu dünyada var. Ekmeğini, evini günlerce paylaşan akrabalarımız var. İki yılda seferberlik yaparak evlerimizi inşa etmeye çalışan bir devletimiz var. Şükredelim ve çocuklarımıza hayat ışığı verilim. Umutla hayata renk katmaya devam edelim. İnanç ve manevi güç, travmalarla başa çıkmada önemli bir kaynaklardan biridir. Dua edelim, ibadetlerimizi aksatmayalım. Unutmayalım deprem bizi yeniden inşa ve ihya etmek için Rabbimizin bir dönüşüm programıdır. Değişelim. Dönüştürelim…