Keyfi uygulama!

Malatya'da Derme Sulama Birliği'nin tarımsal sulama ücreti konusunda çiftçileri tuzak kurarak mağdur ettiği öne sürüldü. İddialara göre, Derme Sulama Birliği, belirli tarihlerde peşin ve tek taksit ödemelerinde yüzde 10 ila 15 arasında indirim yapacağı açıkladı. Belirlenen tarihlerde borcunu ödemek için birliğe giden çiftçilerden, zamlı tarifeden ücret almak için tahsilat yapılmadı.1 Ağustostan sonra borcunu ödemeye giden üreticiler, bakanlık tarafından bir yıllık belirlenen tarımsal sulama ücret tarifesinin keyfi uygulamalarla 119 TL'den 176 TL yükseltti.

Keyfi uygulama!

Malatya’da, Derme Sulama Birliği’nin önünde toplanan çiftçiler sulama ücreti konusunda mağdur olduklarını ifade ettiler. Derme Sulama Birliği’nin, bakanlık tarafından bir yıllık belirlenen sulama ücret tarifesini keyfi uygulamalarla değiştirdiği iddia eden çiftçiler, 2022 yılı sulama ücreti kayısı bahçeleri için 119 TL olarak açıklandığını ancak Derme Sulama Birliğinin Ağustos ayında sulama ücretini keyfi olarak 119 TL’den 176 TL yükseltti.

Kurum yüz binlerce lira zarar ettirildi

Çiftçiler adına konuşan Kurtuluş Köylü, Derme Sulama Birliği’nin yıllık sulama ücret tarifesi bakanlık tarafından belirlenip ürün değişikliğine göre sulama ücretleri farklılık gösterdiğini ve bir yıl süre ile belirlenen ücret tarifesi üzerinden tahsilat yapıldığını anımsatarak, “2022 yılı sulama ücreti ise kayısı bahçeleri için 119 TL olarak açıklandı ve biz çiftçiler buna istinaden yıllık sulama beyanında bulunduk. Sezon başında Derme Sulama Birliği; 2022 yılı sulama ücretlerinin tek taksit peşin ödenmesi halinde 15-30 Haziran tarihleri arasında yüzde 15, 1 Temmuz-15 Temmuz tarihleri arasında da yüzde 10 indirimli ödeme yapılabileceğini bildirdi. Bu yapılan indirim kampanyası ile kurum yüz binlerce lira zarar ettirilmiştir. Bu yapılan indirimden kaynaklı zarar ise ‘vurun abalının sırtına mantığı’ ile çiftçilere yüklenmeye çalışılmaktadır. Yapmış oldukları indirim kampanyası ve şu anki yapmış oldukları zam tarihlerine bakılınca enflasyonun ve akaryakıtın en yüksek olduğu aylarda uygulanmış, enflasyonun düşük olduğu ayda ise zam uygulayarak biz çiftçilerle resmen alay etmişlerdir” ifadelerini kullandı. 

Resmen çiftçiye tuzak kurulmuş

Köylü, açıklamasının devamında şunları söyledi: “15 Temmuz’dan sonra yıllık sulama ücretinin ilk taksitini ödemek için giden tüm çiftçilerden ücret tahsilatı yapılmamış ‘ayın birinde gelmeleri’ söylenerek resmen çiftçiye tuzak kurulmuş ve zamlı tarifeden ücret almak için çiftçiyi 1 Ağustos’a kadar bekletmişlerdir. Sulama ücretinin ilk taksitini ödemek için giden çiftçiler ise tarımsal sulama ücretinin 176 TL olduğunu öğrenek büyük bir şok yaşamıştır. Dokuzuncu aya sayılı günler kala daha ikinci sulamayı dahi tam olarak yaptırmayı beceremeyen idarecilerin başarısızlıklarını zam ile taçlandırmak istemeleri ise utanç vericidir.  Bu yapılan indirim ve sonrasındaki zammın devlet ahlakı ile bağdaşmadığının çiftçiler olarak farkındayız. Bu uygulama geçmiş yıllarda olduğu gibi vatandaşı devlete karşı küstürmeye çalışan bazı terör örgütü mensuplarının kullandığı sistem ile benzerlik göstermesi bizleri korkutuyor.”

DSİ ‘benim memurum’ mantığı ile sessiz kalıyor

“Birliğimizin bugün borç batağında olmasının sorumlusu biz çiftçiler olmamalıyız” diyen Köylü, “Cumhurbaşkanımızın devlet adına çiftçileri destekleme ve üretimi artırma amaçlı birçok çalışma yaparken, birlik yöneticilerinin bu tür tutarsızca uygulamalarda bulunması biz çiftçileri endişelendirmektedir. Diğer bir husus ise 2018 yılında 6172 sayılı Sulama Birlikleri Kanununda yapılan değişiklikle Başkanlık ve delege sistemi kaldırılarak Devlet Su İşleri bünyesinde çalışan Mühendisler Birlik Başkanı olarak Bakan onayı ile atanmaya başlanmıştır. Bu atamalardan sonra bazı birlik başkanları 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi olduğu, ilgili maddede ‘devlet memurları, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına ve kanunlarına sadakatle bağlı kalmak ve milletin hizmetinde Türkiye Cumhuriyeti kanunlarını sadakatle uygulamak zorundadırlar’ denildiği halde bazı liyakat sahibi olmayan memurlar tarafından suiistimal edilerek despot kişilikteki kişiler tarafından tamamen keyfi ve kanunsuz uygulamalar ile birlikleri yönetmeye çalışmış bundan kaynaklı olumsuzluklar ise çiftçiye fatura edilmeye çalışılmaktadır. Bu duruma da maalesef DSİ ‘benim memurum’ mantığı ile sessiz kalmıştır. Birliğimizin bugün borç batağında olmasının sorumlusu biz çiftçiler olmamalıyız. Tutarsız yöneticilerin bu ve benzeri yanlış uygulamalarından ve hatalarından kaynaklı milyonlarca lira zararların cezasını bizler çekmemeliyiz. Sorumlu kişilerden tahsil edilsin. Derme Sulama Birliği’nin sulama ücretlerinde yıl içerisinde bir yandan indirim uygulanması akabinde ikinci bir fiyat artışı gibi yapmış olduğu farklı uygulamaların biz çiftçiler tarafından kabul görmesi mümkün değildir. Ayrıca sulama birlikleri hiçbir altyapı çalışması bakım onarım temizlik çalışması yapmadığı halde suyun çiftçilere iletiminin sağlanması gibi bir çalışma yapmadan kendi sulama sahası alanında kalması nedeniyle sondaj kesen kuyu hatta tüm kaynak sularından Deli Dumrul misali gibi ücret tahsil etmektedir. Sulama birliklerindeki bu keyfi ve zorba uygulamalardan biz çiftçiler rahatsız olduğumuz için bugün burada toplandık bu yapılan haksız uygulamaların ivedilikle sonlandırılması konusunda buradan tüm yetkililere çağrıda bulunuyoruz.”

Hala ikinci sulamayı yapamadık

Köylü, çiftçilerin talep ve beklentilerini ise şöyle sıraladı: “Yıllık sulama ücretinin önceki açıklandığı gibi dönüm başı 119 TL olmasını istiyoruz. Arıza ve aksaklıkların zamanında yapılmasını talep ediyoruz. Çiftçilerin sulama birliğinde alınan kararlarda söz sahibi olmasını istiyoruz. Başkanlar bir karar alıyorlar; doğru ya da yanlış bunu uyguluyorlar. Burada da biz çiftçiler mağdur oluyoruz. Sulama düzeninin adaletli ve düzenli bir şekilde yürütülmesini talep ediyoruz. Dokuzuncu aya gelişimiz ama hala ikinci sulamayı yapamayan bölgelerimiz ve çiftçilerimiz var. Bunun sorumlularının cezalandırılması gerekiyor. DSİ, ‘benim memurum’ diyerek, bütün pisliklerinin halının altına süpürüyor. Çiftçiler olarak bu durumdan rahatsızız. Yazdığımız dilekçelere de karşılık alamıyoruz.”