'İtibar suikastı' yapılıyor

Gelecek Partisi Malatya İl Başkanı Av. Raşit Alaca, 'Gelecek Partisi İl Başkanlığı görevim üzerinden şahsım ve Partim aleyhine siyasi algı operasyonuna zemin hazırlanmaya çalışıldığını müşahede ediyorum' dedi.

'İtibar suikastı' yapılıyor

Alaca, yaptığı yazılı açıklamada, takriben bir yıl önce başlatılan bir soruşturma nedeniyle, 15.06.2021 tarihinde Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan ancak isnat edilen suçlama ve soruşturmanın seyri açısından kendilerince manidar karşılanan eş zamanlı bir operasyon sonrasında, bazı basın yayın organları tarafından haberleştirilen ve inşaat şirketi sahipleri ile olan akrabalık bağı üzerinden şahsını hedef alan haberlerin yapıldığını belirtti. Gelecek Partisi İl Başkanlığı görevi üzerinden şahsının ve Partisinin aleyhine siyasi algı operasyonuna zemin hazırlandığını ifade eden Alaca, “İl Başkanı olduğum Partimiz her zaman şeffaflıktan, temiz siyasetten ve adaletten yana olup, bu nedenle işbu basın açıklamasını yapma zarureti hasıl olmuştur” dedi.

Alaca, yaptığı açıklamada, “Öncelikle C. Başsavcılığı tarafından, bazı mağdur/müşteki ifadeleri üzerine başlatıldığı belirtilen soruşturma devam etmekte olup, soruşturmanın selameti ve kişilerin lekelenmeme hakkı kapsamında soruşturma ile ilgili haberlerin masumiyet karinesi ilkesi gözetilerek daha dikkatle verilmesi gerektiğini belirtmek istiyorum. Kişilerin doğru ve tarafsız bilgi edinmelerinde medyaların sorumluluğu tartışılamaz. Düşünce açıklama araçlarının en önemlisi olan medya, özgürlüğünü en geniş şekilde kullanırken, kişilerin lekelenmeme haklarını hassasiyetle gözetmek durumundadır. Aksi halde, kargaşa, karmaşıklık, hukuk dışılık kendini gösterecek, medya organları yargısız infaz müesseselerine dönüşecektir.

Hukuk Devleti olduğunu düşündüğümüz Ülkemizde; avukat kimliğim ve siyasetçi kimliğim nedeniyle herkesin hak ve hukukunun gözetilmesi gerekliliğine özellikle vurgu yapmak istiyorum. Medya yoluyla yapılan kişilik hakkı ihlallerinde en sık rastlanan örneklerden biri, mahkeme kararından önce bir kişinin suçlu ilan edilmesidir. Yargılama sürecinde, ceza kesinleşinceye kadar suçsuzluk esastır. “Masumiyet Karinesi” denilen bu kural,  evrensel bir hukuk kuralıdır.

Soruşturma konusu olan inşaat şirketi 2004 yılından beri Malatya, İstanbul ve İzmir illerinde yoğunlukla konut alanında faaliyet gösteren güçlü bir şirket iken, ekonomik krizden çok ağır bir şekilde etkilenmiş ve son yıllarda ekonomik darboğaza girmiştir. Şirketle ilgili gerekli açıklama, şirket sahipleri veya vekilleri tarafından muhakkak yapılacaktır.

Tarafımca şirketin bir dönem avukatlığı yapılmış ancak işlerimin yoğunluğu nedeniyle şirketin avukatlığı da iki yıla yakın süredir bırakılmıştır. Kanunlarımızda açıkça belirtildiği üzere;  vekâlet sözleşmesi, “vekilin vekâlet verenin bir işini görmeyi veya işlemini yapmayı üstlendiği sözleşmedir". Dolayısıyla avukat; müvekkilinin borcunun sebebi değildir, kimsenin suç işleme gerekçesi değildir, kimsenin işini ya da evini kaybetme nedeni de değildir. Avukatın, vekil edenlerin her iş ve eyleminden sorumlu olmayacağı izahtan varestedir. Bu nedenle şirketin bir dönem avukatlığını yapmış olmam nedeniyle yapılan, şahsımı hedef alan haber ve yorumların haksızlığı ortadadır. Hemen hemen her olayda savunmanın bu şekilde yıpratılmaya çalışılması da ayrıca kabul edilmez bir durumdur. Maalesef en üzücü olanı da, bir kısım mağdurların/müştekilerin Avukatlığını yapan hukukçuların değişik saik ve beklentilerle, mağdurları bir takım hukuk dışı eğilim ve davranış göstermeleri hususlarında motive etmeleridir. Keza, bizatihi bu avukatların hukuk dışına çıkarak, soruşturma konusu isnadı, kesin bir mahkeme kararıyla sabit olmuş gibi yargısız infaz yaparak, şüphelileri kamuoyu nezdinde itibarsızlaştırarak, zan altında bırakmaları hukuki olmadığı gibi ahlaki de değildir.

1996 yılından beri Malatya İlinde Serbest Avukatlık mesleğini icra etmekteyim. Avukatlık mesleği dışında, asla ticari amaçlı bir iş yapmadım, ticari amaçla bir “tavuk” bile alıp satmadım. Tüm geçim kaynağım, mesleki faaliyetimden elde ettiğim kazançtır. Gerçek bir şirket ortaklığım asla olmadı. Yapılan işlem, prosedürel/şekli bir işlem olup, şirketin iş ve işlemlerinin sağlıklı bir şekilde yürümesine matuf ve özellikle şirket ortaklarının/sahiplerinin özel ricası muvacehesinde olmuştur. Kaldı ki, işbu prosedürel işlem birkaç ay sürmüş olup, iki yıla yakın bir süredir şirketin Avukatlığını dahi bırakmış durumdayım. Maddi hakikat bakımından fiili ve hukuki bir bağım asla olmamıştır. Aynı zamanda 

06.04.2021 tarihinden beri Gelecek Partisi Malatya İl Başkanı olarak siyasi faaliyet yürütmekteyim. Hayatım boyunca şahsımın ve ailemin onur, şeref ve saygınlığına zarar verebilecek her türlü eylem ve ortamdan uzak durarak, daima hak ve hukuktan yana olarak örnek bir yaşantı sürme gayreti içerisinde oldum. Buna karşın hiçbir ilgimin bulunmadığı bir olayla ilgili olarak, sırf akrabalık bağı üzerinden soruşturma konusu olay şahsımla ilişkilendirilmekte, siyasi itibar suikastı yapılmaya çalışılmaktadır.

Özellikle ismimin ve Gelecek Partisi İl Başkanlığı görevimin sıklıkla akrabalık bağı üzerinden soruşturma konusu olayla ilişkilendirilip haberlerde kullanılması, soruşturmanın siyasi saiklerle yapıldığı intibaını uyandırmakla birlikte, yapılan soruşturmaya da gölge düşürmektedir. Yapılan başvurularla ilgili Başsavcılık tarafından aylarca işlem yapılmaması, şikayetçi olunan kişilerin ifadelerinin dahi bugüne kadar alınmaması karşısında, özellikle Gelecek Partisi İl Başkanlığım sonrası, suç örgütlerine yapılmayan, çarşaf çarşaf ortaya serilen ve ülke gündemini uzunca süredir meşgul eden iddialarla ilgili suskunluğunu koruyan yargının; akrabalarıma atılı suçlama ile ilgili ifadeye davet etme vb. bildik soruşturma usullerinin tamamen dışına çıkarak, sabahın beşinde eş zamanlı operasyonlar yapması, atılı suçlama yönünden uygulanmasına şahit olmadığımız arama, yakalama, tutuklama vb. soruşturma tedbirlerinin uygulanması, soruşturmaya karşı yeterince şüphe oluşturmuş bulunmaktadır. Tüm bunlara rağmen soruşturma konusu olay yargıya intikal etmiş olup, soruşturmaya siyaset karıştırmadan ve siyasi müdahalelerde bulunulmadan, hukuka uygun bir şekilde masumiyet karinesi de gözetilerek sürecin takip edilmesi gerekmektedir. Ülkemizde başlatılan soruşturmaların  yaklaşık yüzde 40’ı hakkında dava açılması ve açılan davaların da ancak yaklaşık % 15’inin mahkumiyetle sonuçlanması gerçekliği karşısında, henüz sabit olmuş bir suç bulunmamakla birlikte; “kimse kendi suçundan başka bir şey ile suçlanamaz. Baba, oğlunun suçu, oğlu da babasının suçu üzerine suçlanamaz.”  düsturunun ve suçların şahsiliğine ilişkin evrensel hukuk kuralının çiğnenmemesi gerektiği de ortadadır.

Yargının herhangi bir siyasi tesir altında kalmadan, adil bir şekilde soruşturmayı yürütmesini, kimsenin siyasi aparatına dönüşmemesini Gelecek Partisi İl Başkanı ve avukat olarak talep etmekteyim. Tarafımca da süreç takip edilmekte ve varsa mağduriyetlerin giderilmesi için çaba gösterilmektedir ve gösterilecektir. Mağdurların sorunlarının çözülmesi konusunda çok yoğun gayret gösterdiğimi gerek mağdurlar ve gerekse soruşturma savcısı ve hatta mağdur/müşteki avukatları da yakinen bilmekte ve takip etmektedirler. Tam da bir çözüm üretilmek aşamasına gelinmişken, aylardır ortaya konulan çabaları berheva eden sürpriz operasyonu anlamakta güçlük çektiğimizi, aklımıza çok denklemli bir takım soruları getirdiğini açık bir şekilde ifade etmek durumundayım. 

Diğer taraftan, kimi basın mensuplarına buradan seslenmek istiyorum. Masa başı haberciliği veya olayın taraflarını dinlemeden, araştırmadan kişilerin lekelenmesini sağlayacak şekilde sözde haber yapmayın. Dahası kimi siyasilerin gölgesi veya sopası olmayın. Organize Suç Örgütü Lideri Sedat Peker’in dahi dediği gibi; “iyiler, namuslular başımızın tacıdır” ama “DÜŞKÜN MEDYA MENSUPLARI” hem kamuoyu nezdinde ve hem de yargı önünde hesap vereceklerdir. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. 

Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’nun liderliğinde Gelecek Partisi kadroları olarak; “Temiz Siyaset, şeffaf siyaset, hesap veren siyaset kriterleri ile birlikte, güzel ülkemizde demokratik hukuk düzeni sağlanıncaya, adil bir sistem inşa edilinceye, yokluk-yoksulluk-yolsuzluk ortadan kalkıncaya kadar siyasi ve hukuki mücadelemizi vermeye devam edeceğiz. Kişiler gelip geçicidir, ancak baki olan davadır. Bizler davayı terk edenlerden asla olmayacağız. Üzerimizden elinizi çekin. Gelecek Partisi iktidarında Temiz Eller Operasyonu yapılması, boynumuzun borcu olsun. Kamuoyunun bilgisine saygıyla sunulur” ifadelerini kullandı.