Geçmişe uzanan yolculuk! İşte Malatya'nın kültürel hafızası…
Geçmişten bugüne biriken kültürel miras, kent kimliğinin temel taşını oluşturuyor. Malatya gibi tarihi zenginliğe sahip kentlerde, geçmişin izlerini taşıyan miras ögelerinin korunması ise kimlik duygusunun korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması açısından büyük önem taşıyor. İşte Malatya'nın kent kimliğini oluşturan kültürel mirasları…
Kültürel Miras, Kent Kimliğinin Temel Taşı
Sanayileşmenin hız kazandığı modern dünyada kentler birbirine benzemeye, kültürel farklıklar ise silinmeye başlıyor. Seri üretim, tek tip yapılaşma ve teknolojiyle değişen yaşam biçimleri, şehirlerin ruhunu oluşturan özgün değerler yok oluyor. Bu yeni oluşan fiziksel çevrelerin birbirine benzeyen yerlere dönüşmesi bize geçmişten gelen biriktirdiğimiz miras ögelerini ya da fiziksel kültürel ögeleri daha kıymetli hale getiriyor. Çünkü bizi tanımlayan ve farklı kılan yani kimlik dediğimiz olgu geçmişten biriktirdiklerimiz oluyor. Malatya ise bu değişime rağmen, geçmişten bugüne taşıdığı kültürel miraslarıyla kimliğini korumaya çalışan kadim şehirlerden biri. Yaklaşık bin 300'ün üzerinde tescilli kültürel varlığa ev sahipliği yapan kentte, 300’e yakın eser hâlâ toprak altında keşfedilmeyi bekliyor. Malatya’nın dünyaya açılan yüzü Arslantepe Höyüğü başta olmak üzere, kültürel miraslar sadece geçmişin izleri değil; aynı zamanda kentin kimliğini oluşturan, aidiyet duygusunu besleyen ve bazen bir buluşma noktası, bazen de bir yol tarifinde bize rehberlik eden şehir simgeleridir.
Bakmadan Geçme