'Zam değil enflasyon kaybı'

Malatya'da bir araya gelen Memur-Sen üyeleri, enflasyon rakamlarının açıklanmasının ardından memur maaşlarına yapılan zammın yetersiz olduğunu savundu. Sendika üyeleri adına konuşan Diyanet Sen Malatya Şube Başkanı Mehmet Engin, 'Açıklanan 1,94'lük Haziran ayı enflasyon oranıyla 2021 yılı ilk altı aylık enflasyon farkı 5,45 olmuş, böylelikle 1 Temmuz 2021 itibariyle % 8,45'lik bir artış olmuştur. Bu zam değil, enflasyon kaynaklı memurun kaybıdır' dedi.

'Zam değil enflasyon kaybı'

Memur-Sen Konfederasyonu Türkiye genelinde ortak basın açıklaması gerçekleştirdi. Memur-Sen Malatya İl Temsilciliği, Yeni Cami Soykan Meydanında bir araya geldi. Seyyanen zam yapılmasını talep eden sendika üyeleri adına açıklama yapan Diyanet Sen Malatya Şube Başkanı Mehmet Engin, haziran ayı enflasyon rakamlarının açıklandığını, kamu görevlilerinin 2021 yılı ilk 6 aylık zam oranına eklenecek enflasyon oranın da belirlenmiş olduğunu aktardı.

Gelir kayıpları giderilmeli

Engin, açıklanan 1,94’lük Haziran ayı enflasyon oranıyla, 2021 yılı ilk altı aylık enflasyon farkının 5,45 olduğunu, böylelikle 1 Temmuz 2021 itibariyle % 8,45’lik bir artış olduğunu bunun zam değil, enflasyon kaynaklı memurun kaybı olduğunu belirterek,18 ayda her şeyin arttığının memur maaşlarının enflasyona yenik düşerek, memurun alım gücünü zayıfladığını belirtti. Engin, çarpık sistematiği değiştirilmesi gerektiğini kaydederek, hayali enflasyon hedefler üzerinden değil, reel gerçekler üzerinden artışları belirlenmesi gerektiğini vurguladı. Engin, kamu işvereninin belirlediği zammın, mart demeden buharlaştığını söyleyerek, "Tam da bu yüzden, en düşük devlet memuru maaşının % 10’undan az olmamak üzere seyyanen zam talebini her zemin ve şartta dile getirdik, getirmeye de devam edeceğiz. Artık bahaneleri ortadan kaldıralım, gerçekleri konuşalım. Gelin, kamu görevlilerini ferahlatacak ve bu amaçla da refahtan pay almalarını sağlayacak bir paradigmal değişimi hayata geçirelim. Seyyanen zam çağrımız, bu kapsamda görülmeli, Gelir kayıpları giderilmeli. Biz, olmayan bir kaynaktan artış istemiyoruz. Var olan ve kamu görevlilerinden sakınılan bir kaynaktan payımız olanın, hakkımız olanın verilmesini istiyoruz. Büyüme ve refah payı üzerinde; kamu görevlilerinin maaş ve ücretlerinin belirlendiği, emeğin değerinin yükseldiği, alın terinin karşılığının verildiği yeni bir sistem yürürlüğe konulsun" şeklinde konuştu.

Gelir dağılımındaki makas gün geçtikçe açılıyor

'Türkiye’nin ekonomisi büyüyor. İhracatta tüm zamanların rekoru kırılıyor' diyen Engin, "Fakat birçok kesimin haklı olarak tepki gösterdiği şekilde Türkiye’nin büyümesinden sadece yüksek gelirli kesim, büyük sermaye ve finans sektörü pay alıyor. Büyümenin ürettiği kaynağı, bu kesimler kendi arasında paylaşıyor. Ne yazık ki, gelir dağılımındaki makas gün geçtikçe açılıyor, ülkeyi ayakta tutan orta sınıf eriyor, tabanla tavan arasındaki uçurum büyüyor. Evet, Türkiye ekonomisi büyüyor fakat memurlar büyümüyor. Kamu görevlilerinin mali ve sosyal hakları söz konusu olduğunda “mali disiplin”, “bütçe imkânları” ve “tasarruf tedbirleri” başta olmak üzere çeşitli bahaneler üretiliyor. Hal böyle iken; Sermaye ve finans kesimi için teşvik paketleri, vergi afları çıkarılıyor. Bunun bir sosyal maliyetinin olacağını herkesin düşünmesi gerekmiyor mu?" açıklamasında bulundu. 

'Zam değil enflasyon kaybı'