Değerli okurlar,
İçinde bulunduğumuz yaşam tarzı ve beraberinde gerçekleşen kapitalist üretim biçimi, geleneksel büyük aile yapısını temelinden sarstı, işine geldiği ölçüde parçalayıp her genç bireyi çekirdek aile kurma ihtiyacı ile karşı karşıya bıraktı.
Böylece, günümüzden 50-60 yıl öncesine kadar dedeli, babaanneli, amcalı, halalı yaşanılan, geleneksel ve aynı zamanda içinde zengin bir kültürel eğitimin gerçekleştiği sıcacık büyük aile yapıları gidişata direnemeyerek teker teker savruldu, yok oldu.
Büyük ailelerin dağılmasıyla birlikte adına mahalle dediğimiz, herkesin birbirini tanıyıp hal hatır ettiği, acısına sevincine ortak olduğu, konu komşu ve akrabalardan oluşan "kocaman bir mahalleden ibaret aileleri" de dağıldı bitti.
Kim size bugün yatay mimari ve mahalle kültüründen söz ediyorsa bilmelisiniz ki, sizi avutma babından size alenen yalan söylüyor.
Büyük aileler çekirdek ailelere, indirgenirken mahalleler de dikey mimarinin ilham kaynağı apartmanlara dönüştü.
Apartman komşuluğu maalesef selamlaşma düzeyini bile yakalayamadı, büyük aile kültür okulu ise sizlere ömür, öldü.
Sözlü kültürün ve gözleme dayalı eğitimin hakim olduğu toplumumuzda büyük aile ve mahalle ortamından mahrum olmak yetişmekte olan çocuklar adına telafisi imkânsız kayıp, anne ve babalar için de fazladan bir eğitim yükü.
Sevgili Özdemir Erdoğan'dan dinlemeye doyamadığım, "Paranın ne önemi var" şarkısındaki şu dizeleri yaşadığımız dünyanın meşakkatini özetler nitelikte.
"Paranın ne önemi var,
Mühim olan insanlık,
Ağlarda çırpınan balık,
Kafeste talih kuşu,
Çıktıkça dikleşiyor hayat yokuşu."
Evet aynen öyle, çıktıkça dikleşen hayat yokuşu ile karşı karşıyayız.
Bir çekirdek ailenin sonunu tahmin etmek hiç de zor değil, malûm, simsiyah bir yalnızlık. İster erkek olsun ister kadın, yaşlılık mukadder olmakla birlikte Allah korusun bakıma muhtaç olmak da var.
2. Abdülhamid, Darülaceze’nin kuruluş masrafları için 17.000 altın lira kıymetinde bağışta bulunmuştur.
-------------------------------------------------------
Yıl 1892 Darülaceze Kuruluyor
En zor yıllarında Osmanlı Medeniyeti merhamet ve şefkat kanatları altına çaresiz ve acizleri almaktan imtina etmemiştir.
İstanbul'daki sokaklarda başıboş gezen anne babasız çocukları, cami avlusunda yatan kimsesiz muhtaçları bir araya toplayıp ıslah ederek sanat sahibi yapmak, kimsesizlerin son ömürlerini huzur içinde yaşamalarını sağlamak maksadıyla zamanın Padişahı II. Abdülhamid Han, bir Darülaceze kurulmasını ferman ile emir buyurmuştur. Bu ferman sonrası oluşturulan komisyonun tetkikleri neticesinde, Darülaceze’nin Okmeydanı’nda kurulmasının muvafık olacağı beyan edilmiştir.
11 Nisan 1890 tarihli Resmî Tebliğ ile yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Sultan 2. Abdülhamid Han, Darülaceze’nin kuruluş masraflarını karşılamak üzere 7.000 altın lira kıymetindeki şahsi eşyasını hediye etmiş, 10.000 altın lira da nakit olarak bağışlamıştır. Darülaceze’nin resmî açılışı 31 Ocak 1896 tarihinde yapılmıştır.
Osmanlı Cihan Devletinin Başşehri İstanbul'da kurulan Darülaceze Kurumunun içerisinde Cami, Kilise ve Havra ibadethaneleri üç din mensuplarına hizmet vermektedir. Böylesi bir anlayışı o yıllarda yeryüzünde bir başka devlet göstermemiştir.
Bugün yükselen yaş ortalamaları ve yaşam tercihleri nedeniyle yalnızlaşan kendi kendine yetersiz insanların barınma ve bakımları sosyal bir sorun olarak çözüm beklemektedir.
Yaşlı ve bakıma muhtaç bu insanların sayıları her geçen yıl katlanarak artmaktadır.
İster Devlet isterse de özel sektör eliyle olsun en kısa sürede sorunun çözümü noktasında seferberlik ruhuyla harekete geçilip Huzurevleri ve bakım merkezleri inşa edilerek hizmete konulmalıdır.
1890'lı yılların en çaresiz günlerinde Darülacezeyi inşa eden bu devlet bugün çok daha mükemmelini inşa etme kudretine sahiptir.
Huzurevi sakinleri "Huzur Bahçesi" için kazma, kürek, çapa ile işbaşı yaptılar.
Huzurevinde Anneler Günü kutlaması
---------------------------------------
Huzurevi sakinleri toprağı işleyerek hayatlarını anlamlandırmanın mutluluğunu tadıyorlar.
------------------------------------------
Darülaceze Gönüllüler Hareketi
Darülaceze’nin en mühim hususiyetlerinden biri de kendisini ve yaptığı çalışmaları geliştirerek sürdürülebilir bir kurum olmasıdır. Ortaya çıktığı yıllarda üstlenmiş olduğu sorumluluğu gelişerek, geliştirerek çağın da ihtiyaçlarını gözeterek, özellikle son 20-30 yıldır çok daha iyi hale gelerek farklı ihtiyaç sahiplerine kapsamlı hizmetler sunan ve bunu olabildiğince toplumun katkılarıyla geliştiren, bağışlarıyla, destekleriyle ve gönüllülerle yürüten önemli bir kurumdur. Toplumumuzun yaşlanma sürecinde Darülaceze ve onun benzerlerini de içeren çok sayıda kuruma olan ihtiyaç, hava gibi su gibi elzemdir.
KAYNAK: https://www.islamveihsan.com/darulacezenin-sosyal-hayatimizdaki-yeri.html