Tarık İnce

6. Motivasyona dair…

Tarık İnce

Yunus’u diyar diyar gezdiren, Prometheus’a ateşi çaldıran, Mecnun’u çöllere düşüren güç neydi acaba? Sahi, bu tılsımlı şey onları destanlaştırırken biz neden çabucak vazgeçiyoruz hemen, her şeyden? Motivasyon eksikliği olabilir mi? Latince "movere" (hareket ettirmek) kökünden gelen motivasyon, fiziksel, sosyal, bilişsel ve spirütel ihtiyaçlarımızı karşılamaya yönelik davranışlarımızı başlatan, yönlendiren ve sürdüren irade olarak tanımlanmaktadır. Bu kavram klasik batıda telos; doğuda Dharma, Nirvana, Moksha ya da Wu Wei; islamda ise ihsan kavramlarıyla tanımlanmaktadır.

Batı medeniyetinin düşün kaynağı olan Platon, ruhun temelini oluşturan arzu (epithymia), irade (thymos), ve akıl (nous) gibi yapıların akıl tarafından dengelenmesiyle motivasyonun ortaya çıkacağını ifade etmiştir. Aristoteles ise varlığın doğasında taşıdığı bir amacı (teos) olduğunu ve Eudaimonia’ya ulaşmak için gerekli olan yakıt olarak tanımlamıştı motivasyonu. Kadim Batı düşünürleri bir davranışın özündeki motivasyonu neden, yönelim ve anlamıyla tanımlamışlardır. Bu tanım da onları akıl, başarı ve kendini gerçekleştirme gibi bireysel içsel dürtülere ve hedeflere ulaşmaya yöneltmiştir.

Doğu medeniyetleri ise motivasyonu tanımlarken dış dünyadaki başarıyı elde etmeye odaklanan bireysellikten ziyade, toplum, aile, doğa ve ilahi düzenle uyum içinde yaşama gibi içsel bir denge ve manevi bir arayışla egoyu ve dünyevi arzuları aşmayı vurgulamaktadır. Hinduizm’de Dharma (ahlaki görev), dünyevi hedefler Artha (zenginlik/maddi refah) ve Kama (haz) ve nihai amaç anlamındaki Moksha (ruhun özgürleşmesi) olmak üzere dört temel aşamadan oluşan Purusarthas olgusu motivasyonun temellerini oluşturmaktadır. Diğer taraftan Konfüçyüs motivasyonu tanımlarken en yüce erdem olan ‘erdemli insan olma’ eksenli bir yaklaşım sergilemiş ve bireysel dürtülerden ziyade toplumun tekamülünü ön plana çıkarmıştır. Aynı şekilde Taoizm de motivasyonu içsel doğayla uyumlu olarak sükunete erme anlamındaki müdahalesizlik ‘Wu Wei (無為)’ ilkesiyle açıklamaktadır.

Motivasyonu bireysel mutluluk, çıkar ve üretkenlikle ilişkilendiren modern psikoloji, bu konuda çeşitli teoriler ileri sürmektedir. İhtiyaç Hiyerarşisi Teorisinin fikir babası Abraham Maslow, insanların en basit fizyolojik ihtiyaçlardan başlayarak kendini gerçekleştirmeye kadar yükselen bir hiyerarşi içinde ihtiyaçlarını karşılamak için motive olduklarını savunmaktadır. Deci ve Ryan tarafından bireylerin içsel tatmini ve psikolojik ihtiyaçları temel alınarak geliştirilen Öz Belirleme Teorisi, üç temel psikolojik ihtiyaç (özerklik, yetkinlik, ilişkililik) karşılandığında bireyin içsel motivasyonunun en yüksek seviyeye ulaştığı belirtilmektedir. Beklenti teorisinin kurucusu Victor Vroom, bireyin geleceğe yönelik beklentilerine ve elde edeceği ödülün değerine odaklanmakta ve motivasyonu, bireyin çabasının somut bir performansa dönüşeceğine ve bu performansın değerli bir ödül getireceğine olan inancının gücüne bağlamaktadır. Edwin Locke ve Gary Latham tarafından geliştirilen Hedef Belirleme Teorisi, konulan hedefleri ve verilecek performans geri bildirimlerini motivasyon kaynakları olarak görür ve açık, belirgin, zorlayıcı ancak ulaşılabilir hedefler koymanın motivasyon ve performansı doğrudan ve önemli ölçüde artıracağına inanmaktadır.

Sonuç olarak köklerini Aristotales’ten alan Antik Batıda, nihai amacı Eudaimonia’ya ulaşmak olan motivasyonun merkezinde rasyonel eylem ve erdem bulunmakta ve yaşamın bütününün iyi değerlendirilmesi vurgulanmaktadır. Hinduizmde, amacı Moksha’ya ulaşmak olan motivasyonun odağında Dharma'ya uygun yaşam ve görev bulunmakta ve dünyevi bağlardan özgürleşerek nihai gerçeklikle birleşme ön plandadır. Diğer taraftan Konfüçyüs, gayesi Junzi’ye ulaşmak olan motivasyonun merkezine Ren (İnsancıllık) ve Li (Ritüeller) yerleştirmiş ve ahlaki karakter ve başkalarını yüceltmeyi ön plana çıkarmıştır. Kur'an ise menzili Rızâ Lillâh’ı kazanmak olan motivasyonun mihrakine niyet yani ihlâs ile yönelen iradeyi yerleştirmiş ve nefsin kemale erdirilmesine mim koymuştur. Nihayetinde basit bir dürtüye indirgenmemesi gereken motivasyon, aslında deruni bir hikmeti, bir telosu, bir niyeti kapsamaktadır. Esfel-i sâfilîn çukurundan ahsen-i takvîm zirvesine (Tin, 4-5) ulaşma sürecinde motivasyonumuzun hep diri olması ve mutmain olabilmemiz temennisiyle.

Yazarın Diğer Yazıları