“Kitapların ve Dostluğun Bereketi”
Somuncu Baba ‘yı anlattığım yeni çıkan kitabım “Sırrın Ardındaki Cevher” vesilesi ile Ankara kitap fuarına yol aldım. Tulu standındaki imza için çokça heyecandı her adımım...
“Tulu”, güneşin doğuşunu simgeler. Yinelenen ama her seferinde yenilenen bir aydınlıktır.
Bizim için Tulu, bilginin ve güzelliğin yeniden doğuşudur. Her kitap, insan ruhuna düşen bir ışık huzmesi gibidir. Okundukça çoğalır, paylaşıldıkça bereketlenir.
Güzel olan her eser, insanda bitmeyen bir aydınlığa vesile olur.
İlim, insanın iç dünyasında sabahı yeniden başlatır. Umudu tazeler, düşünceyi derinleştirir.
Her kitap yalnızca bir metin değil bir doğuş, bir yenilenme kaynağıdır.
Tulu, bu inançla yola çıkar. Çünkü biliriz ki ışık yayıldıkça güçlenir, bilgi paylaştıkça kalıcı olur.
Tulu, yeni kitaplarım çıktıkça benim içimde yenilenen ışığın ve bereketin adı.
Her kitapla yeniden doğmak, her sayfada çoğalan bir umut…
Tulu Kitap ‘da gerçekleştirdiğim imza, kalbime kazınan kutlu bir gündü.
Safa Vakfı başkanı Sayın Mehmet Kalkan, ziyarete gelen edebiyat camiamızın güzel isimleri ile kitaplar üzerine hasbihal ettik .
Tulu Yayın Yönetmeni Enes Celep hocamla,
canım editörüm yazar Büşra Elvan ile kitapların büyülü dünyasına yol aldık.
Kitapların kokusu, kelimelerin sıcaklığıyla karıştı…
Yineleyelim ki, okumak insanın içini yontar, dostluğu daim kılar.
Her zamanki gibi yanımda canım kardeşim Nuray Alper vardı. Varlığı hep güç, hep huzur.
Cafer Uzunkaya hocamın hoş sohbetiyle kıymetli dostlarımızın vefası mesrur eyledi. Selma Nacar, Songül Özel hocalarım vakti güzel eyleyenlerdi.
Öğrencilerim Demet, Yağız ve Betül "ün sürprizleri kalbime sevinç oldu.
Bir de canım Gülsen Bayram ablamın torunları ile ziyareti vardı ki, günüme düşen en özel ışıklardandı. Kırık ayağı ile ziyarete gelmesi. Gönülce bağdan süzülen gözyaşının tarifi yok.
Her sayfa yeni bir yoldaştır, her cümle bir kalbe dokunur.
Okumak, insanın kendini çoğaltma biçimidir aslında. İşte bu b'ağların en kutlu gücü...
Bir güzel buluşma da Altındağ Gülpınar Şehit Fatih Korçam İlkokulu’nun cıvıl cıvıl çocuklarıyla oldu. Onların gözlerinde merakın pırıltısı, kalplerinde hayalin masum sesi vardı.
Masalların renkli kapısından birlikte içeri girdik. Kimi kahraman oldu, kimi kuş, kimi bir kelimenin kanadında uçtu.
Kitaplara dair bir söyleşi yaptık, konuştuğumuz şey sadece kitaplar değildi. Hayal kurmanın, inanmanın ve öğrenmenin güzelliğiydi. Her çocuk bir sayfa, her gülümseme bir cümle gibiydi o an.
Sonra kitaplarımızı imzaladık. Her imza bir teşekkür, bir dua, bir küçük umut izi gibi kaldı kalemimin ucunda.
O okulda, o minicik yüreklerde sevincimiz deniz oldu. Çocuklar dünyayı değiştirmeye kitaplarla başlar. Buna inancımız tam.
Okul müdürü Sayın Ensar Yiğit bu anlamda çok emek verenlerden.
İyi ki kitaplar var, iyi ki okumak var.
Ankara bu yıl da kitap kokusuyla doldu.
Koridorlarda yankılanan çocuk kahkahaları, imza sırasındaki heyecanlı kalp atışları, sayfalardan yükselen o sessiz ama derin ses. Her biri aynı hakikati fısıldıyordu. Okuyan insan ışığını hiç kaybetmez.
Kitap fuarları sadece kitapların değil, insanların da buluşma yeridir.
Bir yazarın cümlesi, bir çocuğun düşüyle kesişir orada.
Bir öğretmen öğrencisiyle, bir okur yazarıyla, bir kelime kalbiyle buluşur.
İşte o anda bilginin, duygunun ve umudun ışığı yanar, hiç sönmemek üzere.
Ankara Kitap Fuarı ‘nda bu ışığı gözlerimde, kalbimde hissettim.
Okuyan, düşünen, yazan, soran insanlarla bir aradaydım.
Her imza, bir kalbe dokunmak gibiydi, her sohbet, yeni bir pencere açmak...
Fuarda karşılaştığım her çocukta bir merak, her yetişkinde bir özlem gördüm.
Belki de bu yüzden, okuma sevgisi bir milletin kalp atışıdır.
Çünkü kitap! insanı hem bilge, hem zarif, hem de vicdanlı kılar.
Ve biz, o ışığı birbirimize taşıdıkça karanlık hiçbir köşe kalmaz.
Ankara’nın kalbinde, sayfalarla, kelimelerle, umutlarla bir bayram yaşandı.
Okuyan insan ışığını hiç kaybetmez; çünkü her kitap, bir insanın içindeki güneşi hatırlatır.
Nice güzelliklere, nice gönül dolusu buluşmalara…