Nilüfer Zontul Aktaş

20 Kasım Çocuk Hakları Günü'ne dair

Nilüfer Zontul Aktaş

Çocuklar dünyanın en nadide varlıkları. 

Ve biz bugün de, dünyanın en saf gerçeğine, çocuklara bir kez daha dikkat kesiliyoruz.

Her çocuğun barınma hakkı vardır.

Okula gitme, beslenme, oyun neşesi, çocukluk hakkı vardır.

Ve hepsinden önemlisi, yaşama hakkı vardır.

Bir toplum, bu haklara sahip çıkabildiği kadar sağlam durur.

Çünkü en büyük dinamiklerimiz olan çocuklara yapılan her haksızlık, bir milletin kalbine konulan gizli bir dinamitlerdir. 

Biz onları ne kadar iyi yetiştirebilirsek, toplumsal huzura da o kadar yaklaşırız.

Bir çocuk sağlıklı büyürse, potansiyeline uygun eğitim alırsa, oyuna doyar, sevgi görürse sağlam bir tohum ekmiş oluruz. 

Biz de geleceğe güvenle bakarız. Umut, önce bir çocuğun gözlerinde filizlenir.

Ama bir gerçek daha var. Savaşın çocukları…

Kanın, gözyaşının, barutun gölgelediği memleketler…

Bizim görmek istemediğimiz hangi acı varsa, en çok onların yüzüne düşüyor.

Oysa çocuk savaşın dilini bilmez.

Koşmak ister.

Oynamak ister.

Akşam olunca annesinin sıcak koynuna sokulmak ister.

Hepsi bu kadar masum, bu kadar sade.

Bugün özellikle Filistin’de, Gazze’de yaşanan acılar…

Çocukların dünyasını darmadağın ediyor.

Ekranlarda görüyoruz ama hiçbir ekran, bir çocuğun korkusunu, kokusunu, yarasını dışarı taşıyamaz. Boykot, merhamet ve yardım boyutuyla el uzatan olsa da nice insan, orada ki gerçekliğe tam anlamıyla vakıf olamıyor. Ateş düştüğü yeri yakıyor. 

Ve Hanzala…

Filistin’in hiç büyümeyen o mahzun çocuğu.

Sırtını dünyaya dönmüş hâli, aslında dünyanın ona sırt dönmesinin bir işaretidir.

Eğer biz bu katliamları durduramıyorsak,

çocuklar okullarına koşa koşa gidemiyorsa,

yatağında huzurla uyuyamıyorsa! 

Bu yalnızca bir ülkenin değil, bütün dünyanın sorunudur.

Malatya’nın sevgili çocukları ile bu hassasiyet üzere buluştuk. Gazze’de ve dünyanın neresinde olursa olsun şehit edilen, sürgün edilen, özgürlüğü elinden alınan tüm çocuklara dikkat çekmek istedik. Hep ses çıkaran olmazsak zulümler sadece şekil değiştirecek. 

“Cennet çiçeklerine bir selam olsun” diyerek, çocuk kalbiyle rengârenk çiçekler yaptık. Hanzala’yı tanıdılar. “Bir çiçek bir dua ”sloganı ile her şehit çocuk için, çiçekler yaptık. 

Bir semboldü belki Hanzala ama, dünyaya seslenen bambaşka özgür bir ses... 

Biz de onlara ithaf ettiğimiz her bir çiçekle masum yavruların sesi olmaya çalıştık. Çocuk masumiyetini çiçeklerle özdeş kıldık.

Şehit çocuklar ölümsüz çiçeklerdir. Dünyanın vicdanına atılmış kocaman bir çığlık.

Bu ses; Malatyalı çocuklardan Filistin’e, Doğu Türkistan’a, tüm mazlum coğrafyalara uzanan bir dua olsun.

Çocukların yüzü gülsün diye; dünya biraz daha güzel olsun diye hep birlikte ses veriyoruz.

Ve barışı, merhameti, sevgiyi, vicdanı önceleyen herkese selam olsun.

 

Yazarın Diğer Yazıları