Yetim Malatya
Nesibe Aldemir
6 Şubatta yaşadığımız deprem felaketinin üzerinden yedi ay geçti. Malatya nasıl diye sorsalar kalbi yerinden sökülmüş diyorum burada olamayıp da merak edene. Ne sesini duyan var şehrimin ne de halini gören. Maalesef ki bu süreçte yalnız bırakıldık ve bırakmaya da devam ediliyoruz.
Halkın bin bir umutla seçip memleketin başına getirdiği siyasiler Malatya'nın sesi olamadı. Esnafın kanı çekilmiş durumda. Çarşımız pazarımız yıkıntıdan geçilmiyor. Gece, lambası yanmayan sokaklar ve caddeler hayalet bir şehrin resmini çiziyor âdeta.
Şehirlerden köylere uzanan yollar karanlığa bürünmüş. Yaşadığımız acılar yetmezmiş gibi şehrin yanmayan ışıkları içimizi daha da karartıyor.
Memleketi terk etmeyip burada olan Malatyalılar Malatya'da kalmanın bedelini ağır şekilde ödüyor. Peki, hak ettiğimiz muamele bu mu diye soruyorum size dostlar? Malatya kendisine yapılan bu ihaneti bir kenara yazacak kadar hafızasını kaybetti mi?
Depremden etkilenen diğer şehirlerden ne farkımız vardı? Aylar sonra gelen ulusal basından bir muhabir bizlerden özür dileyip haber yapıyor? Şaka gibi. Ya da bizimle alay mı ediyorlar? Şimdiye kadar neredeydin ulusal basın?
Bizim sesimizi neden duyurmadınız sokaklarımızın, caddelerimizin hatıralarımızın bir bir silinip yok olduğunu anlatan bir Milletvekilimiz veya Belediye Başkanımız neden olmadı? Malatya' da bir şey yok, zaten durumu toparladık derken biz her gün daha da dağıldık. Ne araçla ne de yaya yürümeyen yollardan geçerken gözyaşımız toza dumana karışıyor.
Bitap düşen halimiz ile ayakta durmakta zorlanıyoruz. Kimden neyi niye saklayalım. Bizim ahvalimiz böyledir dostlar. Yaramızın üzerini örtmeye çalışmak onu daha da tehlikeli ve iltihaplı bir duruma sürüklüyor. Yani canımız her geçen gün daha da yanıyor.
Birlikte iyileşmenin yollarını aramak varken bu "her şey yolunda" görüntüsü vermenin çabası oldukça manidar bir durum. Yaralarımız iltihap alıp onulmaz dertlere düşmeden güzel Malatya'm için herkes kendi payına düşen çabayı sergilemelidir. Aksi halde umudumuzu yitirip yolumuzu kaybedeceğiz. Zira halkın yine halka hizmet için seçtiği yöneticiler bu güzel şehrin bir an evvel toparlanması için var gücüyle hareket etmelidir.
Şehrin karanlığa terk edilen caddeleri aydınlatılmalı, ağır hasarlı binaların yıkım süreci hızlanmalıdır. Aylardır evinden yurdundan uzak düşen, işe gidip gelmek için saatler süren yolculuklarla ilçelere gidip gelen, bütün hayatı altüst olan nice insanımız acilen toparlanmayı ve iyileşmeyi bekliyor. Yetim kalmış ve bırakılmış Malatya’mız kaderine terk edilmeyi hak etmiyor vesselam…