Nesibe Aldemir

Sözden Öze

Nesibe Aldemir

Sizin de hayatınızda vardır her halinden şikâyetçi olan, sürekli her şeyi eleştirenler. Bu kişiler kendi memnuniyetsizliklerini etrafa aşılar dururlar. Zamanla hayata onların baktığı pencereden bakmaya başlamaktan kendinizi alıkoyamazsanız bu duruma şaşırmayın. Çünkü insan bulunduğu çevrenin etki ve tepkisiyle bakar hayata. 

Hangi cümlelerin ve kelimelerin denizinde yüzdüğümüze dikkat kesilelim. Duyduklarımızın kaç gün kaç saat tesirinde kaldığımızı ölçelim. İnanın sözler büyü misali insanı içine çeker ve onun her haline yansır. Sözden öze uzanan bu köprü incelikten ve anlayıştan geçer. 

Sosyal medyada gezinirken karşımıza çıkan özlü sözler ruhumuzu okşar, hayat yolumuzdaki karanlıkları aydınlatır. Bir kitabın sayfasında kalbimize değen cümleler, bir şiirin mısrasında özümüze dokunan hisler… Hepsi sözün gücünden gelir. Bir duanın gönlümüzü hafifleten etkisi, bir dostun yüreğinde açan çiçeklerin kokusunu bize hissettirmesi… 

İnsan, sosyal bir varlık olması hasebiyle diğer insanlarla kurduğu ilişkiler çerçevesinde hayatını idame eder. Yukarıda da belirttiğim gibi bulunduğu çevreye göre şekil alır. Özellikle teneffüs ettiğimiz havada uçuşan cümleler ya ruhumuza şifa olur ya da bizi karanlığa sürükler.

Bu sürükleyişin içinde seçici davranmak ruh sağlımızı korumak adına bize büyük katkılar sağlayacaktır. Peki kendimizi yaşadığımız ortamdan tamamen izole etmemiz mümkün değilken “memnuniyetsiz insanlardan” nasıl korunacağız? Duymak ve dinlemek arasında koca bir uçurum vardır değerli dostlar. Bu bağlamda hayatta bize sözleriyle dokunan herkesi tam manasıyla dinlemek zorunda değiliz. Olumsuzlukları temcit pilavı gibi ısıtıp her dakika yeniden sunanları duymaktan öteye geçirmeyin. Evet bazı insanlar geçmişi hayatlarının merkezine koyarak yaşarlar.

Geçmiş, insanın bakış açısına göre hayatına sirayet eder. Geçmişi çöplüğe çeviren kişiler sürekli orayı karıştır dururlar. Sizi de oraya çekmek için elinden geleni yaparlar. Buna ilaveten hayattan sızan her ana ve olaya eleştiriyle bakarlar. Hiçbir şeyden memnun olmazlar. Bu insanların sözlerinin tesirinden kendimizi korumayı öğrenmeli ve her söylediklerini can kulağıyla dinlememeliyiz.

Sözleriyle ruhumuza şifa olan, hayata olumlu bakan, geçmişi tecrübe olarak gören insanları can kulağıyla dinleyelim. Böylesi güzel insanlar, bazen gönlümüzde açan çiçekleri bize fark ettirirler, bazen de solan güllerimizi sularlar. Burada değinmek istediğim hayatın gerçeklerinden soyutlanmış kuru ve süslü cümleler değil, sorunlara karşı çözümleyici yaklaşımlar sergileyen, birbirini anlama gayretinde olan, birilerinin yüreğine dokunmayı şiar edinen insanların kurduğu cümlelerdir.  Acı da söylese s/ölzeri kale alınacak kişilerdir bunlar. 

Hayatın sadece acı, keder, ıstırap ve hüzünden ibaret olmadığını hatırlatan; neşeyi, sevinci, şükrü, teşekkürü, anlayışı ve daha birçok güzelliğe yüzümüzü çeviren insanları hayatınızdan eksik etmeyelim. Onların yüreğimizi çevirdiği yere bakarken bizim kimin hayatına nasıl dokunduğumuzu düşünelim. Olur ki kalbimiz derin kış uykusundan uyanır. Uzatır elini başka yüreklere ve çıkar sözden öze değen yolculuklara… Vesselam… 

Yazarın Diğer Yazıları