
Sözde Hümanistler Korosu
Nesibe Aldemir
Filistin ve İsrail arasında günlerdir yaşanan çatışmayı, İsrail'i mağdur göstererek yorumlayan sözde hümanist batı ve batıya hayran kitleler var. Nedendir bilinmez bu insan güruhu Filistin'de yaşanan acılara kör ve sağır kalmayı itinayla başarabiliyorlar.
Yıllardır Filistin topraklarında yaşayan Filistinli kardeşlerimi kendi vatanında özgürlüğe hasret bırakan sözde mağdur İsrail'in kullandığı orantısız gücü kimse hesaba katmıyor "insanlık" hesabı yapılırken. Canına kıydığı nice sivil halk, binlerce masum bebek ve çocuk sözde hümanistler korusunun diline hiç düşmedi. Onu bırak Müslümanım diyen velhasıl savaştan değil barıştan yana olduğunu ileri sürenler Filistin'i suçlar olmuş. Bu bir akıl tutulması değil de nedir? Kutlu davamız ve baki sevdamız Mescid-i Aksa, İsrail askerlerinin gelişi güzel baskın düzenlediği, korunması yürekli Filistinli kardeşlerime teslim edildiği bir yerken senin oturduğun yerden hümanizm naraları s'atman boşuna.
İsrail üççeyrek asırdan daha fazla bir zamandır, sözde hümanistler korusunun destekleriyle Filistinlilere akıl ve vicdanın kaldırmadığı zulümlerini sürdürüyor. Sözü dinlenir ve sesi duyulur kimse çıkıp da demedi ki Filistin halkına uygulanan bu orantısız güç "zulümdür" diye. Masum ve günahsız yavrular ana babalarının kollarında can verirken dünya sessizliğini korudu. Çok manidar değil mi dostlar? Çünkü İsrail'in yaptığı -konumuz eğer hümanizm ise- yenilir ve yutulur cinsten değil. Ama ve lakin İsrail'i yaramaz bir çocuk gibi yaptığı her zulme rağmen sorgusuz sualsiz bağrına basan hümanizm üstü örtülü cinayete destektir aslında. Yanlı olmaktır. Zulümden yana saf tutmaktı. Hele de biz Müslümanlar kayıtsız şartsız mazlumun yanında olmayı seçmiyorsak yazıklar olsun bize!
Batının bu işgal ve zulüm karşısındaki bataklık düşüncelerine ve duruşuna alıştığımız aşikar. Fakat bizler bu zulmün neresindeyiz değerli dostlar? Evet muhtemel ki bu isyan hareketinde İsrail Filistin'in üzerine fazlasıyla gidecek. Zaten acıya ve kana belenmiş bu topraklarda daha fazla gözyaşı ve kan dökülecek. Fakat Filistin ve Gazze üzerine yağan bu bombalara ne acıdır ki oldukça alışkın. Onlar için sıradanlaşmıştır "zalimin zalimliği".
Kalbimizin üzerini saran rehaveti kaldırmanın zamanı gelmedi mi ey rahatı kaçmasın diye kulağına pamuk tıkayan Müslümanlar! Elimizde ne varsa onunla Filistin'in yanında olmanın vakti değil mi? Ne diyordu Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem;
“Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki bu imanın en zayıf derecesidir.” (Müslim, Îmân 78. Ayrıca bk. Tirmizî, Fiten 11; Nesâî, Îmân 17)
O halde sözde hümanistler korosuna rağmen, zalimlerin karşında olduğumuzu mazlumun safında durduğumuzu hatırlayıp hatırlatma vaktidir. Gücümüz neye getiyorsa, belki de sadece dualarımızla Filistinli kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Ve Rabbim şöyle serinletir kalplerimizi, De ki: “Ey kavmim! Elinizden gelen ne varsa yapın! Ben de yapacağım! İleride göreceksiniz, güzel akıbet kimin olacak. Şu muhakkak ki zalimler iflâh olmaz.” (En'âm 135)