
Söyle çocuk
Nesibe Aldemir
Vurgun yedi güz günlerimiz,
Ayaza kesti yüreğimiz,
Ölüyor günahsız masum yavrular,
Ölüyor vicdanlar, ölüyor dünyanın kalbi,
Cennete uğurladığı kuşun bedenini poşete sığdırmış bir baba,
Feryadı göğü delen acılara gark oluyor bu alem,
Sessizce seyrediyor olan biteni film seyreder gibi,
Sözde insanım diyen tüm mahlûkat,
Güçlüden yana saf tutuyor Müslüman ülkeler,
Aksa'nın özgür günlerinin hayalini Filistinli çocukların yüreğine bırakıyorlar,
Söyle çocuk annen can verirken kollarında dünya bize ne kadar iyi gelsin,
Konuş ey kurşunların hedefi bebek,
Konuş da dünya alem duysun,
Suçun Filistin topraklarında dünyaya gelmek mi?
Elleri sapan tutan yiğit yürekli çocuk söyle bize, İmanın tarifini bilelim bize rahatı batan hayatımızda,
Konuş Mescid-i Aksa konuş da dinlesin,
Sözde Müslüman olan diyarların başları, sonları...
Seni yetim bırakmanın hesabını kim ödeyecek, Söyle de bilelim Canım Aksa,
Güçten yana olup hastanelerine bomba yağdıranlara sessiz kalan insanlığa küsmedin mi?
Ey Filistin toprakları!
Toprağını kana boyayanlara, zalime çanak tutanlara, sana işlenen insanlık suçlarını görmezden gelenlere...
Kalem yazmakta utanıyor,
Zalimin zulmünü,
Annelerin babaların feryadını,
Çocukların yetim kalışını,
Masum bebeklerin yüzünü saran kanı,
Sokakta oyun oynarken oyunlarına bombalar düşen çocukları...
Kalem acının en koyu rengini yazamaz ey çocuk,
Soluk kalıyor mürekkep Gazze'deki katliamı anlatmaya...
Donuk kalıyor insanlık bir boykot dahi yapmaya,
Ya çamaşırlarımızın rengi açılmazsa,
Ya saçlarımız daha dalgalı olmazsa,
Ya gazlı içeriğimiz elimizden alınır kaygısıyla...
Söyle çocuk kalem susun sen konuş,
Konuş da bilelim mümkün mü aynı cennetin düşünü kurmak?
Gaflet içinde dünyayı içimize çekmişken,
Senin kana boyanan bedenine üzülürken,
Kendi halimizden ne kadar haberdarız?
Ağla çocuk ağla, sana değil bize ağla,
Zayıf imanımıza, sen cennet kuşu olup giderken bizim bu âlemde elimiz kolumuz bağlı oturuşumuza!