
İkinci Bahar
Nesibe Aldemir
İnsan hayatında hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığı keskin dönüm noktalarının yaşandığı bazı dönemler vardır. Kimisi buna aydınlanma diye yorumlar, kimisi aklın başa gelmesi kimisi ise olgunluk veya kemalat olarak tanımlar. Tanımlar ve isimler farklı olsa da anlatılmak istenenin aynı olduğunun kanısındayım.
İçtiğiniz suyun tadından tutunda gecenin karanlığına inat cıvıldayan kuş seslerine kadar birçok şeyin eskisi gibi olmadığını hissettiğiniz anda başlar hayat. İkinci bahar da diyebiliriz hayatın bu mevsimine. Artık eskisi kadar alıngan olmadığınız, küçük meselelere takılıp kalmadığınız, herkesin kendine yakışanı yaptığına inandığınız, kalbinizi yoran ne varsa vazgeçtiğiniz bir dönemdir bu dönem.
Yolları daha yavaş yürüdüğünüz, konuşurken daha sakinleştiğiniz, insanları dinlerken daha dikkat kesildiğiniz bir dönem. Hepsinden evla bu diyardan sadece bir kez geçebileceğinizi hatırladığınız bir farkındalığa sahip olduğunuz bir dönem.
Örselenerek geldiğiniz ikinci baharda ruhunuz biraz yorgun hissedebilir. Hatta canınız biraz daha yanar eskisine nazaran. Yaşanmadan geçen günlerin öfkesi içinizde büyür. Yolunuza taş ve diken olan insanlara sevginiz ve saygınız azalır. İçtenliği, samimiyeti daha çok önemser hale gelirsiniz. Riyadan gösterişten uzak ve dahi nümayişlere sırtınızı dönersiniz. Sığ düşüncelerin içinden sıyrılır derin düşüncelerin kapılarını aralarsınız.
Elinizdeki nimetlerin daha çok farkına varırsınız. Misafir olduğunuz şu virane handan beklentileriniz azalır. Beklentileriniz azaldıkça yüreğinizdeki yükler hafifler. İnsanları daha yakından tanıma fırsatınız olur. Bu yakın tanıma yeri gelir sizi üzer, yeri gelir sevince boğar. Ve insanın sahip olabileceği hasletleri hatırlarsınız. Nankörlüğü ve cahilliği ile mukaddes kitabımız Kur’an-ı Kerim ayetlerine konu olan insan… Ve dahi yeryüzüne halifeliğiyle eşrefi mahlûkat şerefine nail olan insan… İşte böyle iki zıt kutupta gider gelir yolculuklarımız. Kimi yüreğe fazla gelir merhamet ve sevginiz. Kimisinin yüreğinde olmaktan güle döner bağınız bahçeniz.
Hadiselere bir adım daha uzaktan bakmayı öğrendiğiniz ikinci baharda tanıdığınız insanlar tecrübelerinize tecrübe katar. Niyetlerin güzelliğiyle atılan her adım zayi olmuş gibi görünse de safınızın iyilerden ve iyiliklerden yana olması kalbinizi daima ferah eyler. Kimseye maddi manevi yük olmadan yaşamak için çabalayanlardansanız yüreğiniz hayata ve insanlara karşı biraz daha hassas olabilir. Tabi kimse bu hassasiyetin fakında olmak zorunda değil. Bu nedenle yeri gelir haksızlığa uğrarsınız yeri gelir hak etmediğinizi düşündüğünüz şeyleri de yaşarsınız. Burası dünya kimse bize dünyada cenneti yaşamayı da vadetmedi. İşte bu kabullenişleri yaşadığınız bir dönemdir ikinci bahar.
Ömrünüzdeki en keskin geçişlerin yaşandığı ve dahi eski sizin ruhuna Fatihalar okuduğunuz bu baharda, yeniden varlığınızı hissettiğiniz bir yolcuğa çıkma vaktidir. Toprağa, ağaca, insana, güllere, çocuklara, kendiliğinden açan kır çiçeklerine, güneşe, bulutlara, denize, nehirlere ve göllere bakışınızın inceldiği ve derinleştiği bu dönemde ruhunuzu tüm prangalarından azat edersiniz. Yaşamak dediğiniz şey canınızı yaktığı kadar tüm iliklerinizle hissettiğiniz bir tada dönüşür. Yıllanan hüzün ve kederiniz yakanızdaki beyaz bir mendil misali g/özlerinizden okunsa da ayağı yere basan duygularınızla daha cesur nefes almayı öğrenirsiniz. Bu baharda daha kokulu açar gülleriniz. Daha serin eser rüzgârlarınız. Bulutlarınız griden beyaza döner. Yağmurlarınız şifa olur karışır toprağa. Güllerinizin daha güzel kokar. Hâsılı, hayatı kendi renginde yaşamayı öğrenirsiniz vesselam.