
Hazır Paket Yaşamak
Nesibe Aldemir
Deneyimlerden ve denemelerden yoksun bir hayatın yabancısı olmuşuz. Her şeyin önümüze hızla serilmesi bizi makineleştirip köreltti. Halimizden memnun gibi yaşasak da başta duygu ve hislerimiz olmak üzere tüm becerilerimiz köreliyor.
Bize paket halinde sunulan gıdalar, yine bize paketlenerek sunulan duygu ve hislere kadar her şeyin hazırı gözdemiz oldu. Verilen standardın altında bir hayatı yaşamaya korkar hale geldik. Kahvelerimiz sunum olmayınca yalnızlıktan ağladı. Düğünlerimiz ve özel günlerimiz kendine has olmaktan çıktı. Sürekli mutlu olmamız gerekliliği fikri gecelerimizi harap eyledi. Huzuru nerede diye bulacağız derken kendi hayatlarımızın biricik olduğu detayını kaçırdık.
Kabullenmek yerine kabullenilmek için mücadeleler verdik. Günün sonunda kendimizden verdiğimiz ödünlerin boşluğuna gark olduk. Bilmem kaçıncı mevsimin hangi ayında adına hayat dedikleri yolculuğu anlamsız kavgalar durağına sürükledik. Bu sürgün bizi bitmek bilmeyen arzu, istek ve ihtiraslara kurban eyledi. İçimizde açılan y/aralar, sonu gelmeyen çekişmeler… Menzile varmayan yollar… Andan kopan sayfaların tükenmişliğinde ziyan olan umutlar, sevinçler, hüzünler, acılar…
Sahi neyden kaçıyor ve nereye gidiyoruz bu hızla? Arkamızda kalan günlerin suratı asık, gelecek günlerimizin kaygıdan başı dönüyor. Bugün ise telaşımızın tozuna belenmekten bitap düşmüş. An’da kalmak sözünü dilimize dolasak da ansızın içimizi saran kasvetin kenarında sandalyemiz hazır. Bozulmaya yüz tutan duygularımızın ve hislerimizin seyrindeyiz. Ünsiyet kuramıyoruz insanlığımızı diri tutacak hallerimizle. Bir veda yankılanıyor yüreğimizin sokaklarında bizden bene doğru.
Kendimizi bu dünyanın sahibi sanan tavırlarımızla kemali düşlüyoruz. Ve belki de en harika insan olmayı. Kusursuzluğun Sahibini unutup kusursuzca yol almayı yeğliyoruz. Yenilgilerin içinde kırılan ve kuruyan dallarımızı kabullenip onları budamaya cesaret de edemiyoruz.
Hatasız insan olmayacağı gerçeğinden kopuk yaşıyoruz. Oysaki hatalar yol üzerindeki zehirli otlar gibidir. Nasıl ki onlarsız bir doğa düşünülmez ise hatasız da bir insan düşünülemez. Böyle düşünmek insanın doğasına aykırıdır.
Doğamıza savaş açmak haddimiz değil azizim. Ama ve lakin zehirli otlardan defaten yemek hayatımızı riske atar. Hatalarda ısrarcı olmak da ruhumuzu öldürür. Bu öyle bir ölümdür ki insanın yaşarken ölü hissetmesine mahal verir. Böyle böyle kalbin yaraları büyür de büyür.
Bu yaraların eşiğinde ne gül biter ne de gülistan olur bağımız. Olmak deyiminden ırak düşer gönlümüz. Müsterih olalım, dünya hikayemiz mükemmel olacak diye bir söz verilmedi bizlere. Böylece bizler de mükemmel olamayacağız. Bazen deneyip yanılacağız bazen düşüp yeniden kalkacağız. İnsan olmanın paketine dahildir tüm bu saydıklarımız.
Unutmamak gerek paket gıdalar insan sağlığını olumsuz etkiler. Aynı zamanda paket duygular ve hisler de yürekleri olumsuz etkiler. Başkasının nazarından yorumlanan hayatlarınızda yüreğinize iyi gelen şeyleri yapmaktan vazgeçmeyin. Ben iyi insan olduğum için iyilik yapmayı tercih ediyorum bilinciyle hareket ettiğinizde size yapılan bütün ithamlar yersiz ve yurtsuz kalıyor. Bırakın bir etiketiniz de bir şeyden anlamıyor olsun. Deneyin karşılıksız iyilikler yapmayı zararınız iyilik olur. Beklentilerinizin bir kısmını eleklerden geçirin karınız dertlerinizin azalması olur. Daima mutluluğun peşinden koşmak yerine duygularınızı renginde yaşayıp dengede kalın. Aynı yolun yolcusu olduğunuz insanları önemseyin ama onlara bugününüzü ve anınızı toza boğduracak fırsatı vermeyin. Kendi rengimizi kaybetmeden, başkasının rengini soldurmadan yaşamak duasıyla Rabbime emanet olun vesselam.